İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Öğlen yemeği için işyerine yakın bir lokantaya gittim.Lokanta çok kalabalıktı, köşelerde bir masa bulup oturdum. Yanımda...

Öğlen yemeği için işyerine yakın bir lokantaya gittim.Lokanta çok kalabalıktı, köşelerde bir masa bulup oturdum. Yanımda ki masada genç bir çift ve mama sandalyesinde oturan erkek bir çocuk, tam bir çekirdek aile fotoğrafının karesiydi.

Yemek siparişimi verdim,cep telefonumla oyalanmaya başladım. Dikkatimi çeken küçük bebeğinde önünde bir cep telefonu, seslerden anladığım kadarıyla çocuk çizgi film izliyordu.Tabaktaki yemeği bebek masasında öylece duruyordu.

Annesi ve babasının keyfi yerinde, çocuk kendisine kimsenin karışmamasından dolayı oda mutlu görünüyordu.Nasılsa zorla yemeğini yemesi konusunda bir zorlaya da yoktu.

Benim yemeğimde geldi ,yemeğimi yediğim sürede, çocuğun annesi ve babası, gördüğüm kadarıyla onlarada bir süre sohbetlerini bitirip, cep telefonlarına dalıp, dünyadan uzaklaştılar.

Anne, Baba çocuk ve ben.Dünyamız, avcumuzun içindeki telefon ve bilgisayarımız arasında sıkışıp kalmış durumda.

Bizim gibi milyonlarca insan bu yalnızlığın içinde, zaman zaman geçmişe özlem duysakta,malesef süratle sanal dünyanın içinde sıcağa maruz kalan buz gibi, yavaş yavaş hepimiz aynı şekilde eriyoruz.

Merak ediyorum, gelişen teknoloji ile iyice yalnızlaştığımızın ne zaman farkına varacağız acaba?

Artık dünyanın dört bir yanında insanlar, tamamen medyanın, cep telefonunun ve bilgisayarların bağımlısı durumunda.

Hastanelerde teknoloji bağımlılığı tedavi merkezlerinin açılması bizleri şaşırtmıyor artık.

Aşırı derecede internet kullanımı insanların ruh hali üzerinde olumsuz etkiler yarattığı gün gibi ortadadır.

Dünyanın birçok yerinde yapılan araştırmalarda,özellikle gençler üzerinde,medyadan uzak kalanların yaşadıkları sıkıntılar bakın nasıl gündemin konuları haline gelmiş.

-Medyadan uzak kalınca delirmeye başladım”Felç olmuş gibi hissettim, yaşama kabiliyetimin engellendiğini düşündüm, kendimi ölü gibi hissettim”.

Bir başkası bakın neler yaşamış.

-Boşluk,boşluk duygusu altında eziliyorum.Fişim çekildi.Felç olmuş gibi hissediyorum.

Bu örnekler devam ediyor.

-Yatak odamda oturup etrafa boş boş bakıyorum,hiçlik kalbime işledi,önemli bir şey kaybettiğimi hissettim.

-Kendimi çok yalnız hissettim.

-Mutlak panik moduna geçtim,bana işkence yapılıyormuş gibi hissettim.

-Bütün hayatım telefonumun içinde.Onu kaybedersem sanırım ölürüm.

-Akıllı telefonlarımız bilinçaltımıza o kadar işlemiştir ki,cep telefonu

kullanıcılarının çoğu telefonları çalmadığı zamanlarda bile bazen titreştiğini hissettiklerini zannediyorlar.Bu olaya “hayalet titreşimi” sendrumu adı verilmiş.

Dijital ortamda sürekli olarak bağlantı halinde kalma ihtiyacının kökeninde davranışsal ve biyokimyasal sebepler olarak belirtiliyor.Akılı telefonlarda çıkan her zil sesi her vızıldama,her şarkı beyinde”oh, vay canına”anı yaratmakta olarak belirlenmiş.

Telefona gelen yeni bir metin mesajı veya resim açıldığında yapılan keşif, dijital bir hediyeye olarak görülüyor.

Yapılan bu araştırmalarda yaş gurubu belirtilmemiş,çağımızın hastalığı olarak görülen dijital bu hastalıktan korunmak, yada az zararla sıyrılmanın yolu, doğaya çıkmak,kuşların,akan bir derenin sesini duymak en güçlü antibiyotik olarak bizi tedavi edip onaracaktır,kitap okumak hayal dünyamızı ve kendimize gelmemiz konusunda en büyük yardımcımız olacaktır, olmalıdır.

Yaşadığımız dünyanın içine girdiği bu dijitalleşme sürecinin geri dönüşü yoktur,ama dilersek bu gelişmelere sırtımızı dönebiliriz,günde birkaç saatliğine veya birkaç dakikalığına hem kendimiz hem eşimiz ve çocuğumuzla başlarsak bu işten sıyrılabiliriz.

Artık, bu üst düzey teknoloji uzmanları bile dijital erişebilirliğin her zaman iyi bir şey olmadığını kabul etmiş durumdalar.

Gelecek nesiller robotlarla yaşamanın içinde olacaklar,o günleri bizler belki göremeyeceğiz,benim korkum, insanoğlunun yarattığı robotların dünyaya hakim olup,insanlığı esir alması çok yakındır.

Ben kendimi elimden geldiğince korumaya çalışıyorum,kitap okuyorum,ayda bir kaç kez doğa yürüyüşüne çıkıyor,yazı yazmaya,müzik yapmaya kendimi zorluyorum.

Sanal dünyada gezmek iyi hoşta,çok fazla kendimizi kaptırırsak sonuçları çok kötü olacak.Aman kendinizi iyi koruyun.