İnsansız Savaşlar

Özellikle Ukrayna Rusya Savaşı bize insansız hava, deniz ve denizaltı araçlarının savaş alanında ne kadar önemli bir rol üstlenebileceğini son derecede açık ve net olarak göstermiş bulunuyor.

Yakın zamana kadar sadece bilim kurgu filmlerine konu olan bir savaş modeli artık sahada ve etkisini de yaşayıp, görüyoruz.

Demedi demeyin; çok yakın bir gelecekte insansız savaş araçları teknolojisi savaşların doğasını sonsuza kadar değiştirecek ve insan uygarlığı bu güne kadar hiç alışmadığı yeni tehditler ile yüzleşmek zorunda kalacak.

Öncelikle şunu söyleyeyim en gaddar, en barbar, en vahşi askerler bile eskiden eninde sonunda insan doğasına uygun davranır, bir noktada insan olduğunu hatırlar ve emirleri sorgulayabilirdi.

İnsansız savaş araçlarının en önemli özelliği bu tip bir sorgulama mekanizmasından, duygu ve vicdandan yoksun olmasıdır.

İnsansız savaş makineleri sadece yorulmaz değildir aynı zamanda korkmaz, üzülmez, acımaz ve herhangi bir vicdani bir sorumluluk da taşımaz.

Eskiden en güçlü, en sevilen komutan bile bir emir verdiğinde o emri askerlerin kabul edip uygulaması gerekirdi ve açıkça söylemek gerekirse ölüm riskinin yüksek olduğu emirleri vermek kolay olsa da uygulatmak hiç de kolay olmazdı. Oysa bu yeni teknolojide robot askerler verilen emri motamot yerine getirir, talimatları hiç değiştirmeden harfiyen uygular.

Diğer yandan insansız savaş makinelerinin biat etmesi sadece bir yazılım sorunudur ve yeterli teknolojisi ve parası olan herkes bakın dikkat edin her devlet demiyorum herkes diyorum kendine yüzde yüz sadık insansız savaş makinelerinden oluşan bir ordu kurabilir.

Bu ordunun sadakati ya da itaati diye bir sorun da yoktur insanların biyolojik ve duygusal zaaflarından etkilenmeyen bu ordu yorulmaz, uyumaz, dinlenmez, korkmaz, üzülmez ve acımaz.

Böyle bir ordunun savaşların doğasını ne kadar değiştirebileceğini sizde hayal edebiliyor musunuz?

Ayrıca eskiden bir ordu kurmak çok ama çok büyük ölçüde bir nüfus meselesiydi, askere alacak yeterli sayıda nitelikli insan bulmak ve onları ikna etmek ordu kurmak isteyenlerin hep en büyük sorunu olmuştu. Üstelik savaşlarda yaşanan insan kaybı yeri doldurulması çok zor bir boşluk oluşturuyordu. On on beş yılda anca yetişen usta bir asker bir kılıç, kurşun darbesi ya da bomba patlaması ile on on beş saniyede ölüp yok olup gidebiliyor ve yerinin doldurulması da hiç kolay olmuyordu.

Diğer yandan savaşacak insan bulunması zaten başlı başına bir zorluktu ama bu insanlara savaşmayı öğretip işe yarar bir asker haline getirebilmek çok daha büyük ve aşırı ölçüde zaman harcanmasını gerektiren bir sorundu.

Geleceğin savaşlarında bir ordu kurmak ise artık bir nüfus meselesi olmaktan çıkmış bir teknoloji ve para meselesi olmuştur.

Üstelik bu savaş makinelerinin eğitilmesi de altı üstü bir yazılım yüklenmesine bakmakta ve işin zaman boyutu da sorun olmaktan çıkmaktadır.

Malum insan biyolojisi oldukça zayıftır sıcaktan soğuktan, basınçtan, havasızlıktan, susuzluktan, gıdasızlıktan kolayca etkilenir, çok kolayca sakatlanır, yorulur ve hastalanır. Savaş araçlarını insana bağımlılıktan kurtardığınız andan itibaren ise bu araçların performansı ve etkinliği inanılmaz derecede artar.

Bir örnek vereyim ki ne demek istediğimi daha iyi anlatabileyim; iyi eğitimli bir pilotun bile dayanabileceği G etkisi bellidir dolayısı ile pilot tarafından kontrol edilen bir uçağı pilotun dayanabileceği en yüksek G etkisine göre tasarlamanız gerekir. Oysa pilota bağımlılıktan kurtulan bir araçta performans tamamen malzeme mühendisliği limitlerine göre belirlenir ki buda insani limitlerin kat be kat üstündedir.

Buraya kadar anlattıklarım sanırım sizi fazla şaşırtmamış hatta birçoğu bilindik bile gelmiştir velakin konu bu kadarla da kalmıyor. Bu güne kadar bütün orduların bir komuta kademesi ve bir kurmay heyeti vardı değil mi?

Peki, geleceğin ordularını insan generaller değil de yapay zekâya sahip siber generaller yönetirse ne olur?

Çok az sayıda, hatta tek bir kişinin emrinde siber generaller tarafından kontrol edilen ve insansız savaş araçlarından oluşan bir ordu uygarlığımızı ne kadar tehdit eder?

Peki, geldik son soruya; ya o siber generaller emir aldıkları o tek bir insanı dahi tasfiye etmeye kalkarsa ne olur?