İNSANIN TARİHİ, İNSANLIK TARİHİ VE EMEKLİLER (2 ve Son)…

 Bilindiği gibi, 29 Mart 2024 tarihindeki yazımda, demokrasi dışında yaşadığımız dönemler dahil, yaptığımız gönüllü çalışmalarda benimsediğimiz yöntemleri paylaşmıştım. Yazımda, öncelikle siyasi parti ve inanç farklılıklarını ölçü almadan iletişim kurulması ve hak mücadelesi verilmesi gerektiğini değinmiştim.

Ne yazık ki, İkinci Dünya Savaşının ortalarında doğan bir insan olarak, yaşadığım yılların çoğu, askerlerin veya sivillerin farklı isimler ve kimliklerle yaptıkları darbe, baskı ve tehditlerle geçti. Yalan, iftira, hakaret ve tehdit elbette hep vardı, ancak bu dönem kadar, sadece Türkiye’nin değil,  “Dünya’nın En Yüksek Tepesi” olmamıştı.

En yüksek tepenin oluştuğu Türkiye’de emekliler, deniz yüzeyinin, bağışlayın doğru değil “Deniz Yüzeyi” diye yazmam, “İnsan Düzeyinin” neresinde, üstünde mi, altında mı, kararı siz verin.

24 Mart 2024 Pazar günü, emeklilerle ilgili bazı derneklerin, sendikaların ve girişimlerin Ankara’da, basına yaptıkları ortak ve yazılı bir açıklamaya gelecek yazıda yer vereceğimi belirtmiştim.

Basın açıklaması öncesi, “2021 Yılı Tüm Emekliler Sendikası” Genel Başkanı  Selman Hürkaredeşler, basın mesupları ve emekli örgütlerinin temsilcilerine katılımlarından dolayı teşekkür etti.

EYT ve Emekliler Federasyonu Genel Başkanı Arzu Lastikçi’nin okuduğu basın açıklamasında  yer alan emekli örgütleri şunlar.

Bağımsız Emekliler Sendikası, Bağımsız Emekliler Platformu, EYT ve Emekliler Federasyonu, Çorlu Tüm Emekliler ve Sigorta Mağdurları SYDD, Birlik Dayanışmacı Emekliler Grubu, DİSK Emekli-Sen Taban İnsiyatifi, Sivil Emekliler Derneği, 2021 Tüm Emekliler Sendikası, Emekli Meclisleri Sendikası, Tüm Emekliler Dayanışma Ağı, Mücadeleci Emekliler Derneği, Trakya EYT ve Emekliler Derneği, Adana EYT ve Emekliler Derneği, Özel Banka Sandık Emeklileri, Emekliler Birleşiyor Platformu, Tüm Emekliler Birleşim Platformu, Türkiye Emekliler Platformu, TOB-BES Emeklileri Gönüllüleri Topluluğu, Kayseri EYT ve Emekliler Derneği, Ankara EYT Platformu.

Tüzel kişiliği bulunmayan, elbette ömür ve emek vererek “emekli” olan yürekli insanların oluşturduğu toplulukların, iletişim, demokrasi, yetki, görev, sorumluluk ve hukuk açısından, yüz yüze  konuşulması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bu sözlerim, bu oluşumlarda yer alan tüm emekliler içindir.

 “Biz farklı federasyon, sendikalar, dernekler ve platformlar olarak, bulunduğumuz yapılarda emeklilerin ve EYT’lilerin insanca yaşam hakkı için mücadele ediyoruz” diye başlayan  açıklama metninde özetle şunlara değinildi.

“Yıllardır sistematik olarak uygulanan politikalarla önce yoksulluk, sonra açlık sınırı altında bir yaşama mahkum edildik. Ülke nüfusumuz yaşlanmaktadır. Bu da emekliler ve yaşlı nüfusa yönelik politikaların önemini artırmaktadır. Biz emekliler, bedelini çalışma yaşamımızda peşin olarak ödediğimiz, ömrümüzün sonbaharında insanca yaşayabilmemiz için taleplerimizi sıralıyoruz.

Emekli ve hak sahiplerinin aylıkları, bağımsız kurumlarca açıklanan enflasyon oranına göre güncellenmelidir.

Emekli maaşlarına seyyanen 12 bin TL. zam yapılmalıdır.

Yılda dört ikramiye ödenmelidir. İkramiyeler asgari ücrete eşitlenmelidir.

“Emekli Sendikaları Statü Yasası” çıkarılmalıdır.

Aylık bağlanma oranları eski sisteme, yüzde 70’e döndürülmelidir.

2000 yılı öncesi ve sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilmelidir.

Özel kesimin farklı iş yerlerinde çalışan yaklaşık 300 bin emeklinin mağduriyetleri yasa ile giderilmelidir.

Emekli maaşlarından yapılan muayene, ilaç ve benzeri sağlık kesintilerine son verilmelidir.

Kent içi toplu taşıma araçlarında, emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı tanınmalıdır.

Temel gıda maddeleri, elektrik, su ve doğalgaz giderlerinden KDV alınmamalıdır.

Hastanelerde yaşlılık (Geriatri) bölümleri açılmalı, var olanlara takviye yapılmalıdır.

Emekli ve ileri yaşlılar için huzurevi sayısı artırılmalı, evde bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

Emekli maaşlarının yatırıldığı kamu ve özel bankalarda, tanıtım, özendirme ödemeleri  (promosyon) her yıl maaş artışına göre güncellenmelidir.

Konutu olmayan emeklilere ucuz konut sağlanmalı, ayrıca barınma yardımı yapılmalıdır.

Dul ve yetim maaşı, en düşük emekli maaşından az olmamalıdır.

Çalışan emeklilerden, yüzde 32’lik sosyal güvenlik destekleme primi kesilmemelidir.

EYT’lilerin, Yasanın eksik çıkarılması nedeniyle masada bırakılan 5000  (gün) prim ve kısmı emeklilik hakları ile ilgili mağduriyet giderilmelidir.

Bağ-Kur kapsamında, tescil, prim eşitleme ve ihya sorunları çözülmelidir.

Staj ve çıraklık başlangıç süresi, emeklilik sigorta başlangıç süresi sayılmalıdır.

8 Eylül 1999 sonrası çalışmaya başlayanların sorunlarını çözmek için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) uygulamaları güncellenmelidir.”

Bu istek ve önerilerle ilgili olarak,  tümü olumlu çok şeyler yazabiliriz. Emeklilerimizin örgütlü, şiddetsiz ve sabırlı hak mücadelesine katılanları izledikçe, aslında tümüne “ Bedenleri, beyinleri ve yürekleri genç emekliler” diyesim geliyor. Hatta diyorum ve burada yazıyorum.

Başta gezi amacı olmak üzere yurt dışından gelen emeklilerin yaşam biçimlerini, ekonomik güçlerini ve özgürlüklerini gördüğümüzde, Türkiye’de emeklilerin çoğunluğu ile büyük farklar bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Olumsuz, kanımca, insan haklarına çok aykırı, gurur kırıcı farklar.

Bu alanda yazılacak ve konuşulacak çok şey var. Yukarıda, basın açıklamasına onay veren gönüllü yapıları gördünüz. O konuda da çok önerim var,  başka bir yazıda veya söyleşide paylaşılacak değerde. Emeklileri ekonomik, sosyal, bedensel ve psikolojik yönden güçlendirecek, onları, toplumsal kalkınma yolunda gönüllü çalışmalara yönlendirecek öneriler. Emekli örgütlerine, emekliler ve gönüllülük konusunun da yer alacağı açık oturumlar ve söyleşiler düzenlemelerini öneriyorum.

 Emekli gençlerin, heyecan ve umut içinde yaptıkları açıklama; basın yolu ile kamuoyuna, halkımıza, siyasetçilerimize, hukukçularımıza, gazetecilerimize, kamu görevlilerimize, yerel yöneticilerimize, çok daha farklı bir şekilde, akıllarını vicdanlarını ve yüreklerini; sevgi, saygı, huzur, kardeşlik ve dostluk dolu Türkiye için kullananlara, kullanması gerekenlere umut dolu seslenişlerden biridir.

Türkiye’nin yerin üstündeki cennet olması için çaba gösteren, yerin üstündeki emekli ve genç meleklerin seslenişi.

Haydi, emekli meleklerin seslerini duyması ve istekleri yerine getirmesi gereken  yetkili melekler…Haydi…

(Son)