TÜİK tarafından hesaplanan inşaat maliyet endeksi, 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre % 3,47, bir önceki yılın aynı ayına göre %106,87 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi % 4,16, işçilik endeksi % 0,72 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %130,59, işçilik endeksi % 45,67 arttı.
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre % 2,58, bir önceki yılın aynı ayına göre % 101,79 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi % 3,08, işçilik endeksi % 0,68 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi % 124,22, işçilik endeksi % 45,38 arttı.
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre % 6,31, bir önceki yılın aynı ayına göre % 124,27 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi % 7,51, işçilik endeksi % 0,86 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi % 151,73, işçilik endeksi % 46,77 arttı.
Açıkça söylemek gerekirse bu verilerden sonra konut fiyatlarında balon var, fiyatlar aşırı arttı diyenlerin söylemlerini gözden geçirmesi gerekmektedir! Görünen o ki konut fiyat artışlarında birincil etken maliyet artışı olmuştur!
Aslında maliyet artışlarında dikkati çeken bir husus daha var malzeme maliyetleri işçilik maliyetlerine göre çok daha fazla artmış, üç haneli seviyelere ulaşmış. Ortalama maliyeti aşağı çeken unsur işçilik maliyetlerindeki artışın sınırlı kalması olmuş.
Ülkemizde birçok insan inşaat sektöründe çalışmakta ve geçimini inşaattan sağlamaktadır, bu sektörde gelirlerin enflasyon oranının çok altında bir artış göstermesi sektördeki durgunluğun boyutuna işaret etmektedir diye düşünüyorum. Yükselen maliyetler ve talep azlığı müteahhitleri yeni inşaat yapmaktan vazgeçirmiş bu da sektörde emeğe yönelik talebi azaltmış olmalı TÜİK hesaplamalarına göre bile % 80’e ulaşan enflasyonun yanında işçilik maliyetlerinin sadece % 45 civarında artması bunun bir göstergesidir.
İnşaat maliyetlerindeki bu artışın konut fiyatlarını da yukarı çekmesi ve barınma sorununu bir krize dönüştürmesi kaçınılmazdır.
Daha yüksek konut değeri sadece satın almalarda değil kiralamalarda da etkili olmakta, sadece alım satım fiyatı değil kira fiyatları da hızla yükselmekte ve dar gelirliler için ulaşılabilir olmaktan çıkmaktadır.
İktidar yarattığı enflasyon ve ekonomik krizin bir sosyal krize dönüşmesini engellemek istiyorsa derhal dar gelirlilerin kiralık konuta ulaşabilmesini ve barınma sorununu çözebilmesini sağlayacak ciddi önlemler almalıdır.
Barınma sorunu öyle bir sorundur ki çözümünü bu günden yarına ötelemek hiçbir şekilde mümkün değildir. Yağmurda yaşta, karda kışta sokakta kalan insanlara gidin bir müddet parkta yatın, biz birkaç sene içinde bu sorunu çözeceğiz demek mantıklı olmaz değil mi?
Malum inşaat yapmak bir zaman işidir, birkaç gün içinde inşaat yaparak sorunu çözmek mümkün değildir. Bu noktada yeterli konut stokunun olduğu bölgelerde ister merkezi idare ve isterse de yerel yönetimler eli ile halihazırda var olan konutları satın alıp dar gelirlilere çok cüzzi kiralar ile tahsis etmek hızlı ve makul bir çözüm yolu olacaktır. Yeterli konut stokunun olmadığı bölgelerde ise kamu eliyle yapılacak prefabrik konutlar geçici bir çözüm olabilir. Elbette dar gelirli kesime verilecek kira destekleri de sorunun çözümü için akla gelebilecek bir başka uygulama olacaktır.
Kontrolsüz göç sonucunda milyonlarca kaçak yabancının ülkeye girdiği ve bunlarında barınacak konutlara ihtiyaç duyduğu açıktır. Özellikle konut stokunun yeterli olmadığı bölgelerde bu da kira ve satış fiyatlarını yukarı çeken bir olgudur. Mültecilerin mülteci kamplarında toplanması, kaçakların ise ülkelerine gönderilmesi de sorunu hafifletecek etkin bir politika olacaktır.
Her hâlükârda barınma sorunu hızla bir krize doğru gitmektedir, acil önlemler alınıp bu sorun çözülmezse ortaya çıkacak sosyal ve siyasal krizi çözmek çok ama çok daha zor olacaktır.