Seçimlere iki aydan daha az bir süre kaldı Cumhurbaşkanlığı’na aday olmayı düşünen kişiler açıklamalarda bulunuyor ve bu açıklamalar kamuoyunda yankı bulup tartışılıyor.
Anayasamızda kimlerin cumhurbaşkanı adayı olabileceği ve seçim koşulları 101.maddede net olarak belirtiliyor, buna göre:
- Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
- Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
- Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir.
Bu gün itibariye bu koşulların tamamını yerine getirebilecek yani adaylığı kesin olan tek kişi ise sadece Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Kemal Kılıçdaroğlu sadece kendi partisinin değil Millet İttifakını oluşturan tüm partilerin ortak adayı olarak resmen ilan edilmiş ve adaylığının önünde herhangi bir sorun bulunmayan tek kişidir.
Adı geçen bir diğer aday ise Recep Tayyip Erdoğan’dır. Evet, Recep Bey aday olmak istiyor, aday olabilmek için gerekli olan koşulların bazılarını yerine de getirebilmesi de mümkün ve lakin gene anayasamızın 101. Maddesinin amir hükmü olan iki defa kuralına takılıyor. Erdoğan’ın aday olabilmesi için YSK’nın Anayasanın bu hükmünü göz göre göre çiğnemesi ve Erdoğan’ın adaylığını kabul etmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacaklar arasında adı en çok geçen diğer iki kişi ise Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve ATA İttifakının adayı Sinan Ogan.
Her iki adayında arkasında bir grup ya da en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi parti desteği yok, dolayısıyla 100 bin seçmenden imza toplayarak aday olmaları gerekiyor.
Bu iki aday 100 bin imza toplayabilir mi?
Muhtemelen toplayabilirler, özellikle AKP seçmeni stratejik olarak Millet İttifakı oylarını bölsünler, muhalefet tek aday etrafında konsolide olamasın, seçimler hiç değilse ikinci tura kalsın da sonrasını sonra düşünürüz diye imza verebilir ve hatta AKP Genel Merkezi bu strateji uyarınca seçmenleri imza vermeye dahi yönlendirebilir.
Hem Muharrem İnce ve Hem de Sinan Ogan hemen hemen hiç kazanma şanslarının olmadığını ve hatta bırakın kazanmayı ikinci tura kalma şanslarının dahi olmadığını görecek kadar da siyasi tecrübeye sahip politikacılardır.
Aday olmaları halinde sadece seçimlerin ikinci tura kalmasına yarayabilecek bir etkileri olacaktır ki bu muhalif seçmenlerin hiç hoşuna gitmeyecek, hatta öfkelenmelerine bile yol açacak bir gelişme olur.
Peki, adaylıkta bunca ısrar niye?
Bana göre Muharrem İnce’nin hesabı belli onun asıl hedefi CHP Genel Başkanlığı.
Malum Kemal Bey açıkladı ve bu konuda da karar alındığını, parlamenter sisteme geçiş sürecinin tamamlanması ile birlikte CHP genel başkanlığından ayrılacağını söyledi. Bunca yaşanan ve bazılarınca dayatma olarak algılanan adaylığı sonrasında Kemal Bey eğer seçilemezse büyük bir olasılıkla zaten siyasi hayatı biter ve CHP Genel Başkanlığı koltuğunda da oturamaz.
Görüleceği üzere her iki hâlükârda da CHP Genel Başkanlığı koltuğu boşalmak üzeredir.
İnce aday olarak Kılıçdaroğlu ve CHP’ye ya beni CHP’ye geri alır ve Genel Başkanlığıma gidecek yolu açarsınız ve yahut da ben oyları bölerim, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en azından ilk turunu sabote eder, seçimi riske atarım şeklinde bir blöf yapıyor. İnce elinde olduğunu varsaydığı bu % 2-3 oy potansiyelini CHP içinde kendine yol açmak için koz olarak kullanmak istiyor.
O blöfünü yaptı şimdi bakalım bakalım Kılıçdaroğlu ve CHP bu blöfü görecek mi?