Hastalığa yakalandığımızda ilk iş olarak hastanelere ve doktorlara koşarız.Yıllar önce ilk kez gittiğim fizik tedavi merkezinde doktorum benimle ailesinin bir üyesiymişim gibi ilgilendi.Doktorum,tedavim sürecinde sadece bana bu yakınlığı gösteriyor zannetmiştim,ama gördüm ki herkese aynı sıcaklığı ve ilgiyi gösteriyordu Çünkü doktorum Hipokrat yemini etmişti. Hipokrat yemini.
(Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim. İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer
şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım).
Peki Hipokrat kimdir?
Hipokrat.İsa’dan önce 460 yılında Yunanistan’a bağlı olan Kos adasında doğmuştur. Birçok bölgede hekimlik yapmış olan Hipokrat, bir hekimin oğludur. Yaşadığı dönemde bilimsel gelişme ve felsefe ile sımsıkı bağı olan hekimlik gözdeydi. Ancak genel inanış hastalıkların olağanüstü güçlerden ya da tanrıların gazabından kaynaklandığı yönündeydi. Hipokrat ise çalışmalarını daha çok gözlem üzerine tıbbı da bilim ve sanat haline dönüştürmüştü.
Cinsiyet Ayrımı yapmadan ülkemizde ve dünyada doktorların nasıl bir zorluk içinde bu mesleğe kendilerini adadıklarını hepimiz az çok biliriz.Uzun bir eğitim sürecinden sonra yıllarca kadın ,erkek,çocuk demeden işlerinin başında olan sağlık emekçileri,günümüzde çok zor günler geçirselerde,yılmadan mesleklerini devam ettiriyorlar.
Antik yunanda ilk kadın doktorun hikayesi nasıl bir şekilde tarihe not olarak düşmüş.
AGNODİCE *
Eski Yunan’da kadınların tıp okuması yasaktı. MÖ 300 doğumlu Agnodice saçlarını kesti ve erkek kılığında Alexandria tıp okuluna girdi.
Tıp eğitimini tamamladıktan sonra Atina sokaklarında yürürken, doğum sancısı çeken bir kadının çığlıklarını duydu. Ancak acıyla kıvranan kadın, Agnodice’in erkek olduğunu düşündüğü için ona dokunmasını istemiyordu.
Agnodice kadın olduğunu kimse görmeden kıyafetlerini çıkararak kanıtladı ve doğum yaptı.
Bu olay kadınlar arasında yayıldı ve hasta olan tüm kadınlar Agnodice’ye gitmeye başladı. Kıskanç, erkek doktorlar, erkek olduğunu düşündükleri Agnodice’i kadın hastaları baştan çıkarmakla suçladı.
Bu suçlamayla mahkeme huzuruna çıkarılan Agnodice, idam cezasına çarptırıldı. Yani hayatını kurtarmak için kendisinin bir kadın olduğunu söyledi, erkek değil. Bu kez tıp okuduğu ve kadın olarak tıp yaptığı için idama mahkum edildi. İdam cezası veren hakimlerin eşleri başta olmak üzere tüm kadınlar isyan etti. Bazıları Agnodice öldürülürse onunla birlikte ölüme gideceklerini söyledi. Eşlerinin ve diğer kadınların baskılarına dayanamayan hakimler Agnodice’nin cezasını kaldırdı ve bundan böyle kadınlara sadece kadınlara bakmak şartıyla doktorluk yapmalarına da izin verildi.
Böylece Agnodice ilk kadın doktor ve jinekolog olarak tarihe damgasını vurdu. History Archeology and Art Works (Arkeoloji Türkiye) sayfası.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın doktoru olan Hatice Safiye Ali 2 Şubat 1894 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir.