Türk milleti askeri, askeri işleri sever ve orduya büyük saygı duyar. Bu yüzden ve oluşturulan mahalle baskısı nedeni ile askeri konularda ve özellikle de bu İHA ve SİHA konusunda bir çift laf etmek, yapılanları sorgulamak pek kolay değildir.
Üstelik yandaş taife tarafından hemen sen Türkiye düşmanısın hatta PKK’lısın ya da Yunan ajanısın diye yaftalanmak çok olası olduğundan pek kimse bu konuda topa girmek istemiyor, herkes yazmaktan görüş beyan etmekten kaçınıyor.
Bu yüzden önce şunu söyleyeyim benim karşı olduğum kesinlikle ve kesinlikle Türkiye’nin İnsansız Hava Aracı (İHA) ya da Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) üretmesi değildir.
Benim eleştirdiğim ve karşı olduğum bu kadar önemli ve stratejik bir konuda devlet ricali ile akraba-i taallûkat arasındaki ticari ilişkidir.
Ben “İstikbal göklerdedir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürüyen bir aydınım, ülkemin gerek sivil ve gerekse de askeri hava araçları üretmesinin onu çağdaş uygarlık düzeyine taşımakta çok ama çok önemli olduğunu bilirim.
Bakınız Türkiye’de zamanında savaş uçakları üretilip ihraç ediliyordu sonra biliyorsunuz bu fabrikalar öyle böyle denilerek kapatıldı.
Daha sonra 28 Haziran 1973 tarihinde Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) kuruldu. Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak F-16 uçaklarının kullanılması kararı ile birlikte; F-16 uçaklarının üretimine yönelik olarak 1984 yılında TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAİ), Türk-ABD ortak yatırım şirketi olarak kurulmuştur. 2005 yılında ise TAI’nin yabancı hisseleri Türk hissedarlar tarafından satın alınarak şirket yeniden yapılandırılmıştır. Bu kapsamda TAI ve TUSAŞ birleşerek, TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. çatısı altında faaliyetlerini genişletmiş, havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin geliştirilmesi, modernizasyonu, üretimi, sistem entegrasyonu ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye’nin teknoloji merkezi konumuna gelmiştir.
Havacılık ve uzay sanayisinde küresel ilk yüz oyuncu arasında yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii bırakın göreceli olarak daha basit sistemler olan İHA ve SİHA üretebilmeyi F16 ve Atak helikopterlerini dahi üretebilmektedir. TUSAŞ bu çerçevede 1987 tarihinden bu yana yüzlerce F16 imal etmiş ve Türk Hava Kuvvetlerinin kullanımına sunmuştur.
İHA ve SİHA konusunda dönersek:
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii mühendisleri tarafından tasarlanan ilk Türk İnsansız Hava Aracı ANKA 16 Temmuz 2010 tarihinde uçmuştur. Yüksek Faydalı Yük Kapasiteli 7 bin 600 metreye kadar yükselebilen ve uzun süreli operasyonlara imkân veren çift motorlu AKSUNGUR’da TUSAŞ tarafından üretilen bir insansız hava aracıdır.
Şimdi kamunun elinde böyle bir imkân, bu kadar deneyimli ve güçlü bir şirket varken damat bey eğer İHA ve SİHA konusunda çok bilgili, dahi seviyesinde bir mühendis ise ticarete ne gerek var?
Getir Selçuk Bayraktar’ı TUSAŞ’ın başına Genel Müdür yap, aç önünü, kursun istediği kadroları şirketi uçursun ve dünyanın en gelişmiş İHA ve SİHA’larını yapsın değil mi?
Selçuk Bayraktar açısından da mesele para kazanmak değil de vatana, millete hizmet etmek, Türkiye’ye teknoloji ve modern askeri sistemler kazandırmaksa bundan ala bir fırsat olabilir mi?
İşte neden sorusu tam bu noktada ortaya çıkıyor ve Türkiye’de TUSAŞ ve onlarca İHA, SİHA yapabilecek başka şirket varken neden bir kişi ve bir özel şirket üzerinden bu ticaret parlatılıyor diye insanlar son derecede haklı olarak soruyor. Şimdi bu son derecede haklı soruyu dile getiren vatandaşları ve politikacıları hainlikle itham etmek kabul edilebilir bir şey midir?
Ayrıca devletin yetkilileri neden bir özel şirketin ürettiği malları başka devletlere pazarlamak için bunca çaba gösteriyor da aynı çabayı devletin kendi şirketi TUSAŞ ürünleri için göstermiyor diye sormak da suç mu, bu soruyu soranlar suçlu mu?
Asıl bu kadar önemli ve stratejik bir konu olan İHA, SİHA üretimini siyasete ve ticarete bulaştırmak, üstelik de ticarette haksız rekabet yaratmak suç değil midir?
Böyle önemli bir konuda siyasi ya da ekonomik nedenler ile rekabet iklimi bozulursa teknoloji geliştirmek dünya ile rekabet edebilmek nasıl mümkün olabilir?