Kendimi bildim bileli en hüzünlü günlerden biri gelmiştir bana 6 Mayıs. İrticai eylemlerin belki de yakın ülke tarihimizdeki en büyük örneklerindendir. Maalesef ülkemizde bunlardan yığınlarla olmasına karşın bu gerçekten bambaşkadır. Asan bile emin değildir kimi neden astığından. Cellada bile aklını kaybettirmiş bir hadisedir bu. En nihayetinde tam bağımsızlık şiarı ile yola çıkmış; hala dahi kurtulmamız gerektiğini düşündüğümüz, bunun adına çabaladığımız güçleri kovmak gerektiğini savunan düşünce için asılmıştır Deniz, Yusuf ve Hüseyin. Onların metaneti insanları şaşırtmıştır. Dar ağacına giderken bunca korkusuz düşünce. Milyonların tüm yükünü sırtında taşıyan henüz 20’li yaşlarda üç genç, üç başarılı vatan evladı.
Deniz mahkemede “Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.” bu sözleri dile getirmişti. Daha da söylenecek pek bir söz yok aslında…
Rahmetle anıyorum…