Hatır için çiğ tavuk…

“Dost hatırına çiğ tavuk yenilir” diye bir söz vardır. Değişik kelimelerle ifade edilse de içeriği her söyleyiş tarzı ile anlaşılıyor. Çiğ tavuk yenmeyeceğine göre, olmayacak işi hatır için yapmak, dostunu kırmamak için zoru kabullenmek.

“Dost hatırına çiğ tavuk yenilir” diye bir söz vardır. Değişik kelimelerle ifade edilse de içeriği her söyleyiş tarzı ile anlaşılıyor. Çiğ tavuk yenmeyeceğine göre, olmayacak işi hatır için yapmak, dostunu kırmamak için zoru kabullenmek.

Her insanın bir yaşam biçimi, hayata bakış açısı vardır. Birileri dostunu kırmamak için bazı zorluklara göğüs gererken, bazıları yanlış bulduğu şeyleri reddeder. Bazıları da evet der ama yapmaz, “ipe un serer”

Peki nasıl olması gerekir. Yanlış olan nedir? Olmayacak şeyi yapmamızı isteyen mi? Bizim zor olduğunu bile bile yapmak mecburiyetinde olmamız mı? Reddetmek mi? Kabul etmek mi?

Aslında bu soruların tamamının cevabı; böyle bir isteğin yapılabildiği sosyal ve kültürel yapının olmasıdır, bunun nedeni ise insan ilişkilerinin her durumda sorgulandığı ve yanlışın taraftar bulmasıdır.

Kırarım korkusu, kırmaktansa kendim zorluğa katlanayım özverisi, toplumda bu davranış biçiminin kabul görmesini hatta kökleşmesini sağlar.

Karşınızdaki insan sizin neye nereye kadar evet diyeceğinizi tahmin ettiği kadar davetle gelir. Demek ki her şey bizim davranışımızda gizli “hayır” demesini bildiğimiz sürece “çiğ tavuk” yemek zorunda kalmayacağız. Hayır demediğimiz sürece de çiğ tavuk yemeye devam edeceğiz.

Demokratik yapının gelişmesi, toplumların ekonomik ve kültürel yapısının gelişmesiyle orantılıdır. Ekonomik veya kültürel olarak dengesiz gelişen toplumlarda sistemsel sapmalar da mümkündür.

Bulunduğumuz toplumda ne kadar kendi doğrularımızı yaşamaya çalışsak da bizler de bir insanız. Bazı durumlarda kendi doğrularımız yaşama geçiriyoruz bazen de dostlarımızı kırmamak adına mevcut duruma kabul gösteriyoruz.

Yukarıdan beri sözünü ettiğim “çiğ et yemek” asla yanlış şeylere evet dediğimiz anlamına gelmesin.

Ayağımızı yere basarak düşünmek zorundayız. Yanlışa asla evet dememeliyiz. Olabilirliği sadece bizi ilgilendiren, bizim yapabilmemiz açısından zor olan şeylere evet dememiz ve bu sadece bizi bağlar, zorluğu da sadece bizimle sınırlıdır.

Bu yazıyı yazarken grup dostlarımla da yazıyorduk, “Dost hatırına çiğ tavuk yenilir” mi diye sordum. Bir tanesi “ben yemem” dedi bir diğeri, “çiğ tavuk yemem ama köprüyü geçerim ellaaam” dedi, bir arkadaşım, öpmem bile dedi. Baktım çeşit çoğalacak, yazıyı burada bitireyim bari dedim.

Bu hafta konuğum, Ozan Şenses Yağmur Ergül

Şenses Yağmur Ergül; Çorum’un Alaca ilçesine bağlı Koyunoğlu köyü doğumlu, Ergül, ilk orta öğrenimini Ankara Yükseltepe de okudu, lise eğitimini Etlik lisesinde tamamladı.

1995-1996 yıllarında Kültür Bakanlığı “HAGEM” de eğitim aldı. Musa Eroğlu, İhsan Öztürk ve Erkan Sürmen ile çalışma fırsatı buldu. Erkal Zenger konağında değişik zamanlarda uzun süre programlara katıldı, Kanal 06 TV, Radyo Mozaik, Tempo TV ve benzeri kuruluşlarda türkü programlarına katıldı. Güler Duman, Gülsen Bütün, Sabahat Akkiraz gibi değerli hocaları örnek alarak müzik yaşamına yön vermeye çalıştı.

Türkü söylemenin yanında enstrüman da çalma isteği her zaman ağır bastığından, ders alma ihtiyacı hissetti ve bağlama hocası İsmail Kaya’dan bağlama dersi almaya karar verdi.

Ders almaya devam ediyor.

Türküleri çok seven Şenses Yağmur Ergül gerek özel yaşamında gerekse sanat yaşamında kendisi ile barışık olmasının da verdiği pozitif enerji ile sanat hayatında çok daha iyi yerlerde olacağı konusunda kararlı.

Değişik zamanlarda çekilen dört adet akustik klibi Yuo Tube kanalında yayında beğeni ile izlenmekte.

İleriye dönük değişik klip tekliflerin olduğunu ve duruma göre değerlendireceğin söyledi.

Söz ve müziği kendisine ait olan dört adet türkü çalışması var.

Halk müziğinin halkın kültürünü gelecek zamana taşıyan en büyük sözlü ve yazılı belge olduğunu söyleyen Ergül, günümüzde yeteri kadar önem verilmediğini ya da verilemediğini düşünüyor.

Şenses Yağmur Ergül, Mahmut Ergül ile evli

YOLLAR KAPALI

Dertten bilmez ben bir yâre çatmışım

Gelene gidene derdim açmışım

Kara günler benim için yazılmış

Geleceğim kardaş yollar kapalı

Yâre derdimi açarım dinlemez

Benim derdimden de hiç kimse bilmez

Verem miyim kanser miyim bilinmez

Acı günler yaşıyorum kardaşım

Derdim çoktur derdimi saran yoktur

Derin yaralarım vardır saranım yoktur

Dertli bir kulum ben hiç kimsem yoktur

Geleceğim kardaş yollar kapalı

Şenses Yağmur Ergül