Bir yurttaşın sağlıklı yaşama erişimi, onun insan olarak görülüp görülmediğinin en somut göstergesi. Bugün halk, “neden hastane bulamıyorum?” değil, “nasıl sağlıklı yaşayabilirim?” diye soruyor. Ve bu sorunun cevabını hâlâ alamıyor.
İktidar, şehir hastaneleriyle övünüyor; muhalefet ise sistemin çöküşünü anlatıyor. Oysa halk artık çözüm istiyor. Sadece eleştiri değil, iyileştirme bekliyor. Çünkü sağlık, sadece bir hizmet değil, bir hak.
Sağlıkta eşitlik nasıl sağlanacak?
Türkiye’de sağlık hizmetleri, bölgesel ve sınıfsal eşitsizliklerle boğuşuyor. Büyük şehirlerde özel hastaneler dolup taşarken, kırsalda bir aile hekimi bile bulunamıyor. Parası olan tedaviye ulaşırken, olmayan bekliyor. Bu tabloyu değiştirmek için şu sorulara yanıt verilmeli:
• Kırsalda sağlık hizmeti nasıl yaygınlaştırılacak?
• Temel sağlık hizmetleri nasıl ücretsiz ve erişilebilir olacak?
• Engelli bireyler için sağlık erişimi nasıl kolaylaştırılacak?
• Göçmen ve mülteciler için sağlık hakkı nasıl güvence altına alınacak?
Bu sorular, sadece teknik değil, vicdani sorulardır.
Sağlık çalışanları nasıl korunacak?
Sağlık sisteminin omurgası olan hekimler, hemşireler, teknisyenler… Bugün şiddet görüyor, güvencesiz çalışıyor, göç etmeyi düşünüyor. Oysa bir ülkenin sağlığı, sağlıkçısının huzuruyla başlar. Muhalefet, bu konuda net olmalı:
• Sağlıkta şiddet nasıl önlenir?
• Performans baskısı nasıl azaltılır?
• Kamu sağlık çalışanlarına güvenceli istihdam nasıl sağlanır?
• Genç hekimlerin yurtdışına gitmesi nasıl engellenir?
Bu sorulara verilecek cevaplar, sağlık sisteminin geleceğini belirleyecek.
Koruyucu sağlık nasıl güçlendirilir?
Bugün sağlık sistemi, hastalıkları tedavi etmeye odaklı. Oysa asıl mesele, hastalanmadan sağlıklı kalabilmek. Koruyucu sağlık hizmetleri, halk sağlığının temelidir. Peki bu alan nasıl güçlendirilecek?
• Aile hekimliği nasıl yeniden yapılandırılacak?
• Halk sağlığı kampanyaları nasıl yaygınlaştırılacak?
• Beslenme, çevre ve ruh sağlığı politikaları nasıl geliştirilecek?
• Okullarda sağlık eğitimi nasıl kurumsallaşacak?
Bu sorular, sağlıklı bir toplumun inşası için vazgeçilmezdir.
Sağlıkta “nasıl?” demeden halkı kazanamazsınız
Türkiye’de sağlık hakkı, artık bir lütuf değil, bir talep. Halk, sadece hastane değil, sağlıklı yaşam istiyor. Ve bu yaşam, ancak “nasıl?” sorusuna verilen sahici cevaplarla mümkün olur. İktidara talip olan herkes, artık sağlıkta eşitlik, erişim ve koruma için çözüm üretmek zorundadır.
Çünkü bu ülkenin halkı, sadece yaşamak değil, sağlıklı yaşamak istiyor.