Dijitalleşme, artık sadece teknoloji değil; üretim biçimi, yurttaşlık hakkı ve toplumsal eşitlik meselesidir. Bugün Türkiye’de dijital dönüşüm, bir avuç şirketin kâr alanı olarak görülüyor. Oysa halk, “neden geri kaldık?” değil, “nasıl yakalarız?” diye soruyor. Ve bu sorunun cevabını bekliyor.
İktidar, dijitalleşmeyi sadece e-devlet ekranlarıyla sınırlıyor; muhalefet ise çoğu zaman bu dönüşümün toplumsal boyutunu ihmal ediyor. Oysa dijital çağda eşitlik, üretim ve özgürlük, ancak “nasıl?” sorusuna verilen sahici cevaplarla mümkün olur.
Dijital eşitlik nasıl sağlanır?
Bugün Türkiye’de dijital uçurum derinleşiyor. Büyük şehirlerde fiber internet yaygınken, kırsalda hâlâ bağlantı yok. Gençler sosyal medyada var ama dijital üretimde yok. Bu tabloyu değiştirmek için şu sorulara yanıt verilmeli:
• Her yurttaşa ücretsiz ve hızlı internet erişimi nasıl sağlanacak?
• Dijital okuryazarlık nasıl yaygınlaştırılacak?
• Kırsalda dijital altyapı nasıl güçlendirilecek?
• Engelli bireyler için dijital erişim nasıl kolaylaştırılacak?
Bu sorular, sadece teknoloji değil, sosyal adalet sorularıdır.
Dijital üretim nasıl desteklenir?
Dijital dönüşüm, sadece tüketmek değil, üretmektir. Yazılım, tasarım, veri analizi, yapay zekâ… Bunlar artık yeni dünyanın üretim alanları. Türkiye’de gençler bu alanlara yönelmek istiyor ama destek bulamıyor. Peki bu nasıl değişir?
• Genç girişimcilere dijital üretim desteği nasıl sunulur?
• Meslek liseleri ve üniversiteler dijital becerilerle nasıl donatılır?
• Kadınların dijital üretime katılımı nasıl teşvik edilir?
• Yerli yazılım ve donanım üretimi nasıl stratejik öncelik hâline getirilir?
Bu sorular, ekonomik bağımsızlığın ve istihdamın anahtarıdır.
Dijital yurttaşlık nasıl güvence altına alınır?
Dijitalleşme, yurttaşlık haklarını da dönüştürüyor. Bilgiye erişim, ifade özgürlüğü, veri güvenliği… Bunlar artık anayasal haklar kadar önemli. Ancak Türkiye’de dijital alan, sansürle, fişlemeyle ve denetimle boğuluyor. Peki bu nasıl aşılır?
• Kişisel verilerin korunması nasıl güvence altına alınır?
• Sosyal medya üzerindeki baskılar nasıl kaldırılır?
• E-devlet hizmetleri nasıl şeffaf ve erişilebilir hâle getirilir?
• Dijital platformlarda ifade özgürlüğü nasıl korunur?
Bu sorular, dijital çağda özgür yurttaşlığın temelidir.
Dijitalleşmede “nasıl?” demeden gelecek kurulmaz
Türkiye’nin dijital dönüşüm süreci, artık sadece teknoloji değil, toplumsal bir tercih. Halk, sadece ekran değil, eşitlik istiyor. Gençler, sadece sosyal medya değil, üretim alanı istiyor. Ve bu istek, ancak “nasıl?” sorusuna verilen cesur ve sahici cevaplarla karşılanabilir.
İktidara talip olan herkes, artık dijitalleşmede eşitlik, üretim ve özgürlük için çözüm üretmek zorundadır. Çünkü bu ülkenin halkı, sadece bağlantı değil, dijital bir gelecek istiyor.