Türkiye, 2024 yılında yerel seçim atmosferine girdi.
Seçime giren siyasi partilerin genel başkanları Türkiye’yi karış karış dolaşıyorlar… Oy peşindelerdi…
En çok merak edilen de AKP’nin bu yerel seçimlerde ne kadar oy alacağıydı. “Oğlum paraları sıfırla!” işi ne olacaktı?
AKP, İstanbul ve Ankara yerel seçimlerini yitirirse, yapılacak ilk genel seçimde halk RTE ve ekibinin defterini dürecek demekti.
Yani halk AKP’yi ve RTE’yi sıfırlayacaktı.
Eski döneklerden AKP’nin eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın seçim tahmini var. Günay, AKP’nin yüzde 35’ler dolayında oy alacağını tahmin ediyor.
Böylece RTE’nin ayaklarının suya değeceğini bunun da yararlı olacağını düşünüyor.
Peki, Ertuğrul Günay AKP’ye neden girmişti?
AKP’de ne değişmişti?
Günay, şu yanıtı veriyordu: “Biz AKP’ye girerken muhtıralara muhatap olmuş, AB sürecinde kararlı adımlar atan, vesayet mekanizmasını kaldırmaya çalışan bir parti vardı.”
AKP mi muhtıralara muhatap olmuştu?
Yoksa Erbakan’ın partisi mi muhatap olmuştu?
AKP, AB’ye girişe taraftar bir parti miydi?
Vesayet sistemini kaldıracak mıydı?
Yoksa AKP’nin kendisi “vesayeti kaldırıyorum” diye kendisi “sivil vesayet” kuran bir pati miydi?
Bu sorulara verilecek doğru, hukuki ve bilimsel yanıtlar AKP’nin gerçek kimliğini ortaya çıkaracaktı.
Türkiye nüfusunun yüzde 70’i kültür ve sınıfsal bilinç açısından modern toplum yapısına kavuşamamıştı.
Bunu iyi analiz eden RTE ve ekibi “toplumsal cehaleti” oya tahvil ediyordu.
İşe bu pencerede bakınca AB’nin Türkiye’yi içine almamaya kararlı olduğu biliniyordu. Bunun içinde o tarihlerde Alman Başbakanı Merkel “İmtiyazlı ortaklık” öneriyordu.
İşin aslı RTE’de öteden beri AB’ye girmek istemiyordu.
Ama oy aldığı tabana AB’ye girmek için uğraştığına inandırmıştı.
RTE ve ekibi AB konusunda ikili oynuyordu.
Eğer RTE AB’ye girmek isteseydi, internete yasak getirip, HSYK’nu ve yargıyı kendine bağlayan ve MİT’i AKP’nin güdümüne sokan yasa değişikliklerini yapar mıydı?
Avrupa, Türkiye’yi kendi çevresinde dönen bir ülke olarak tutmak istiyordu.
RTE ve ekibi de buna razıydı.
Ama RTE kendine oy veren seçmenlere AB’ye taraftarmış gibi sunuyordu.
Vesayet meselesine gelince, RTE ve ekibi sadece “askeri vesayete” karşıydı.
Ama AKP’nin kendisinin kurduğu “sivil vesayete” taraftardı.
Kendi vesayetini tek başına toplum üzerinde egemen kılmaktı.
Bunu da RTE ve ekibi başardı.
Kuvvetler ayrılığı ilkesini darma duman ederek bunu başardı.
RTE; şu anda vuruştuğu sözde “Hizmet Hareketi” ile bir olup TSK’ne kumpaslar kurdu. TSK’ni tasfiye etmek için hukukun tüm temel ilkelerini yerle bir etti.
Ama 31 Mart 2024 günü yapılacak yerel seçimlerde halk AKP’nin oyunu yüzde 40 aşağıya çekerse, RTE ve ekibini siyaset sahnesinde “sıfırlamış” sayılacaktı. Acaba liboşlar ve dönekler bunun farkında mı? Değillerdi. Ama AKP yüzde 30’un üstüne zor çıktı.