11 Kasım 2023 tarihlerinde, Sonsöz Gazetesi’nde ve Sonsöz İnternet Haber Sitesinde, “Hayır, Türkiye’de, Toplumsal İttifak, Uzlaşı Zorunlu…”başlığını kullanarak görüşlerimi Gazetemizi inceleyenler ve okuyanlarla paylaşmıştım.
Yazımda, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde, 6 Partinin kurduğu ittifakta yer alan İYİ Partinin, 31 Mart 2024 Belediye başkanlığı seçimlerinde ittifakta yer almayacağına, hür ve müstakil olarak seçimlere katılacağına ilişkin kararının değişmeyeceğini vurgulamıştım.
Nitekim, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni Genel Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve arkadaşlarının, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve arkadaşlarını ziyaretlerine karşın İYİ Parti Genel İdare Kurulu, yerel seçimlerde ittifak yapmayacaklarına ilişkin kararını değiştirmedi. Oy çokluğu ile ittifaklara kapılarını kapattı. Oy çokluğu, İYİ Partide ittifaktan yana olanların da bulunduğunu gösteriyor.
Türkiye, silahlı veya silahsız şiddet üreten öncelikli ve çok önemli konularda ittifak, uzlaşı yapmak zorunda. Hiçbir ırk, köken, siyasal görüş ve dinsel inanç, diğerinden üstün değil, sadece farklı. Bu farklılıklar da, uzun yıllar savunduğum ve paylaştığım gibi ülkemin doğal zenginliği. Doğal olan bu zenginliklerin, sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve barış içinde yaşaması Türkiye’yi yerin üstündeki cennet haline getirir.
Doğal zenginliklerin birlikteliği ve dayanışması, insana, hayvana ve doğaya yönelik şiddeti de azaltır, hatta sonlandırır. İşte o zaman, Türkiye’de “İnsanlık Tarihi” başlar. Bu uzlaşı ve ittifak, aslında Dünya’nın da, hatta yavaş yavaş silahlanmaya ve doğallığı tehlikeye girmeye başlayan uzay için de geçerli.
Uzlaşı ve ittifakı sadece bir taraf için savunmuyorum. Birbirlerine yakın olan tüm farklı oluşumlar ve siyasal partiler için öneriyorum, bu toprakların geçmişine baktığımızda zorunlu görüyorum. İttifaklarda, şiddet veya şiddet üretmesi olasılığı bulunan hedefler yer almamalıdır, uzlaşılar, cepheleşmeye gitmemelidir.
11 Kasın 2023 tarihli yazımda, İYİ Parti için dile getirdiklerimi, uzlaşıya, ittifaka karşı olanlar için yineliyorum.
“….Türkiye’yi iyi göremiyorlar, belki o doğal zenginliğimiz olan çeşitliliği uzlaşıda, ittifakta buluşturmanın önemini, buluşturulamadığı takdirde, siyasal, sosyal, ekonomik, insancıl, sevgi ve dostluk toplumu anlamına yönelik olası zararlarına inanmıyorlar veya yaşanabilecek tehlikeli süreçleri önemsemiyorlar.
Hayır, seçim barajı engeli kalkmaz ise seçimlerde ittifak çok zorunlu. Kalkarsa TBMM içinde ittifak yapmak zorundasınız, zorundasınız, zorundasınız. Keşke zorunluluğa değil, gönüllülüğe dayalı olsa ittifaklar, hatta Türkiye İttifakı.”
Gazeteci, yazar ve CHP’nin önceki Genel Başkanlarından (1999-2000) Altan Öymen’in, 13 Aralık tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde, “Dünden Bugüne” köşesinde “Halk İttifakı” başlıklı yazısından bazı kesitleri paylaşmak istiyorum.
“Ancak demokratik siyasal hayatımızın geleceğine yönelik olarak birkaç noktaya değinmek isterim.
Asıl sorun şudur: Partiler arasındaki iş birliği-güç birliği gibi “birlikte hareket etme” gereği, demokratik rejimin, hele demokratik parlamenter rejimlerin “olmazsa olmaz”larından biridir. Özellikle de, “tek adam” rejimlerinin özleminden bir türlü kurtulamamış siyasetçileri hiç eksik olmayan ülkeler için…
….Önümüzdeki yerel seçimlerde, bugünkü iktidara demokrasinin gereklerini hatırlatabilecek bir “halk ittifakı” kendiliğinden oluşabilir.”
Sevgili Altan Öymen gibi, gazeteciliğin ve siyasetin yüz akı bir üstadımıza her yerde savunduğum bir görüşümü sunmak isterim. Tarihte, hiçbir zaman, diktatörlüklerde, krallıklarda, şahlıklarda, imparatorluklarda, mollalıklarda, tek insan (adam) değil, çok insan, çok örgüt, çok devlet olmuştur. Yetkili tek imzanın veya tek konuşanın varlığı, o ülkede, tek insan yönetimi olduğunu göstermez, özenle bakıldığında. Bugün de tek yok kanımca.
Sadece siyasal alanda değil, toplumsal her alanda ve konuda, halk kesimlerinin, farklılıkları doğal zenginlik sayarak, yasal haklara uygun ve şiddetten uzak, örgütlü ve iletişim içinde, demokrasiyi, adaleti ve güvenliği sağlayacak ittifak veya ittifaklar kurmalarının umudu, dileği ve özlemi içinde yaşıyorum, kendimce çabalar gösteriyorum, çabalara katılıyorum.
Haydi ülkemin insan melekleri, önce Türkiye, sonra Dünya İttifakı için iş birliği ve dayanışma içinde.
Kadın-erkek birlikte…