İhanet anlamına da gelen “hainlik” sözcüğü ülkede ihanet manzaraları oluşturdu. Hain birisi için toplumda şu kelimeler de kullanılıyor. “Soysuz”, “Alçak”, “Adi” ve “Hain” gibi söylemler var. Osmanlı İmparatorluğunun son Padişahı Vahdettin bir soysuz, alçak, adi ve hain miydi? Yeni Osmanlıcılara göre Vahdettin bir soysuz, bir alçak, bir adi, bir hain sayılmıyor. Oysaki Vahdettin, Kurtuluş Savaşı mücadelesi başladıktan sonra, Atatürk hakkındaki idam kararını onaylayan biriydi.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları yedi düvelle savaşırken Vahdettin; Kurtuluş Savaşı sürecinde işgalci güçlerle işbirliği yapmıştı. Daha sonra Vahdettin, Osmanlı topraklarını işgalcilerden biri olan İngiliz savaş gemisiyle ülkeyi terk etmişti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Nutuk” adlı eserinde, Padişah Vahdettin için, “soysuz”, “alçak”, “adi” ve “hain” gibi sözler kullanmıştı. Atatürk ilke ve devrimlerine karşı çıkanlar giderek çoğaldı. AKP iktidarı döneminde, Atatürk’e karşı Vahdettin’ini ve Abdülhamit’i savunan güç odakları oluştu. Bu odaklar, Atatürk’ün Vahdettin hakkındaki nitelendirmelerini savunan veya kullanan kişiler hakkında soruşturma ve dava açarak, Vahdettin’in yolunda olduklarını dünyaya duyurdular!
Örnekler mi istersiniz? Verelim…
AKP iktidarının kayyum atadığı Diyarbakır Belediyesi, Atatürkçü Düşünce Sistemine, Cumhuriyetin laiklik ilkesine karşı çıkan, hilafeti gericiliği ve yobazlığı savunan, 1925 yılında devlete karşı silahlı terör eylemleri başlatan Şeyh Said’in adını, Diyarbakır’da bir caddeye verme kararı alıyor!
Bu ne cüret, bu ne utanmazlık! Şeyh Said ve adamları hilafetin kaldırılmasına, medreselerin kapatılmasına ve Öğretim Birliği Yasası’nın bilimsel ve laik eğitimin uygulanmasına baş kaldırmıştır. Şeyh Said ve Şeyh Said kafasında olanlar Güneydoğu Anadolu’daki toprakları Türkiye Cumhuriyeti’nden kopartarak, şeriatçı ve İslamcı bir Kürt devleti kurmayı hedeflediler. Şeyh Said, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki ilk geniş çaplı silahlı ayaklanmayı başlatan ve İngiliz emperyalizmiyle işbirliği yapan kişidir.
Günümüzde terör örgütü PKK ne ise, 1920’li yıllardaki Şeyh Said’e bağlı çete örgütlenmesi tam budur. Bu bir vatan hainliğidir.
AKP ile MHP çıkar ilişkililerine dayalı bir siyasi bağımlılık esası içinde yürüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yüzyılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün hain, soysuz, alçak ve adi ilan ettiği Vahdettin’i 100. Yılda anmak için RTE; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuvvet Komutanlarını İstanbul’da Vahdettin Köşkün’de topluyor. Boğazda savaş gemilerinin geçişini selamlattırıyor.
Milliyetçi geçinen MHP’den tek ses çıkmıyor. Laikliği etnik kimlik fetişizmine kurban eden bir sisteme karşı çıkmak ulusal bağımsızlıktan yana olan her yurttaşın en doğal hakkıdır. Bu nedenle Cumhur İttifakını oluşturan siyasi yapıya bir bakınız. HÜDAPAR Meclis kürsüsünde neyi savunuyor? Federasyonu savunuyor! Ne RTE’den ne de Bahçeli’den tek ses çıkmıyor.
Oysa şu unutulmamalıdır. Devrimciler ölür, devrimler yaşar. Atatürk’ün devrimlerini bu halk yaşatmaya devam edecektir.
Hainlere bu ülkede yer yoktur.