Hafta Sonu Babaları

Bazı çocukların takvimi farklıdır. Onların haftası beş gün değil, iki gün sürer. Cuma akşamı başlar, pazar gecesi biter. Kalan günler eksik, biraz sessiz, biraz soğuktur. O çocuklar, “hafta sonu babalarının” çocuklarıdır.

Küçük kız da onlardan biriydi. Cuma günü okulun kapısında babasını beklerken, kalbi minik kuşlar gibi çırpınırdı. Arabaya bindiği anda yüzüne bir güneş doğardı. Baba-kız, her hafta aynı ritüelle buluşurdu: önce alışveriş merkezi, sonra yemek, sonra kahkahalar...

Sonra o küçük evde birlikte dizi izlemek, babanın sıcak elleriyle saçlarını okşaması. Hayat, o iki günde tamamlanırdı.

Zamanla yıllar geçti. Baba, kızının gülüşünde kendi hayatını buldu. Anneyle yaşadıkları acıları, eksikleri zamanla konuşarak onardılar. Ve bir gün, yeniden bir araya gelmeye karar verdiler. Küçük kızın hayal ettiği “birlikte olma” isteği, sonunda gerçek olacaktı. Ama işler, başta sandıkları kadar kolay olmadı.

Kız, babasının yeniden eve dönmesiyle huzursuzlaştı. Babasına karşı koydu, annesine sığındı. Çünkü babasının artık sadece kendisine ait olmadığını hissetti. Bir odaya yerleştirildiğinde, yalnızlık kapısını çaldı yeniden. Anneyle babanın aynı yatağı paylaşması, onun çocuk kalbinde “yerini kaybetmek” gibi geldi. O sevgi, bir anda düğüm oldu.

Ama bu kez anneyle baba, geçmişte yapamadıklarını yaptılar: konuştular, sustular, dinlediler. Kızlarının içindeki fırtınayı anlamaya çalıştılar. Bir akşam, üçü aynı sofraya oturdu. Anne, sessizce gülümsedi, baba elini uzattı. Kız, başta duraksadı ama sonra babasının elini tuttu. O an, yılların tüm kırgınlığı o küçük ellerin arasında eridi.

O gece kız, ilk kez kendi odasına isteyerek gitti. Babası iyi geceler öpücüğünü verdiğinde fısıldadı: “Hafta sonları artık hep birlikteyiz, değil mi baba?” Baba, gözleri dolarak cevap verdi: “Artık her gün, hafta sonu gibi olacak kızım.

Ve öyle de oldu. Küçük kız o günden sonra hafta sonlarını saymayı bıraktı. Çünkü takvimi artık eksik değildi. Bir ev, yeniden ev olmuştu. Bir kalp, yeniden tamamlanmıştı.

Takvimde artık eksik gün yok, Cuma da pazar da bir bütün. Baba, anne, küçük çocuk… Sevgiyle doldu her köşe, her gün.