HACI ŞAKİR

Bizim çocukluğumuzun geçtiği yıllarda banyo yaparken henüz şampuan ile tanışmamıştık.Varsa,yoksa yeşil sabun yada beyaz kalıp hacı şakir sabunu ile yüz ve vücut temizliği yapılırdı.

Banyo,öyle her gün yada gün aşırı değil, haftada bir gün, oda pazar günleri yapılırdı. Herkes sırayla banyosunu odun ile ısıtılan banyo sobasının üstündeki alüminyum kazanda, yada banyo kazanında ısıtılan su ile yapmak durumundaydı.

Sıcacık banyoda, sabun kokusu etrafa yayılırken,temizliğin kokusuydu bu etrafı saran koku.En korkuncu ise gözünüze sabun kaçmasıydı.Gözünüzü durulayana kadar bir süre gözünüz hiçbirşey göremezdi.Şimdiki gibi hemen şampuanı dök,köpürt temizliğe başla olmazdı.Önce sabunu köpürteceksin sonra lif ile onu tüm vücuduna yayacaksın.Zahmetli işlerdi.

Mahalle aralarında yaz günleri güneş altına bırakılan kovalardaki sularda banyo için hazırlanır,büyük leğen içinde anneler çocukları yıkardı.Yaramaz çocuklar banyodan kaçmak istesede o tula gibi kalıp sabunlar kafalara inip kalkardı.

Hacı Şakir sabunu,sabun dünyasının ağır abisi olarak bilinirdi.

Artık günümüzde kirliliği temizleyecek bir başka formül çıkar mı bilemiyorum ama bizim geçmiş günlerde temizliğimiz için,hayatımızda büyük yeri olan, kalıp sabun deyince ilk akla gelen beyaz,Hacı Şakir kalıp sabunu bize nasıl ulaşmış bir göz atalım mı?

Hacı Şakir sabununun geçmişi ve bugünü.

Hacı Şakir Bey’in babası aslında bir Kırım Tatarı olup, 19. yüzyılın ortalarında Kırım’da sabun ve mum üreten Kazan Tatarı bir girişimcidir. Bu sabunun ilk Sabuncuzade Hacı Şakir ve sabun markası Hacı Şakir Sabunları...

Karadeniz’in kuzeyinin Rus egemenliğine girmesiyle ve Volga nehrinden kaynaklanan doğal sebepler yüzünden Hacı Şakir ailesi ile birlikte 1915 yılında Türkiye’ye göç eder. Hacı Ali Bey göç ettikten sonra, Laleli Adapazarı'nda evinin altında sabun ve mum üretmeye devam eder.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 91 numaralı Ticaret Siciline sahip şirketi olan Sabuncuzade M. Şakir ve Mahdumu Müessesatı Ticari ve Sınai Türk Anonim Şirketinin kuruluşu, bizzat Atatürk’ün imzasıyla 1925’te tescil edilmiş.

Unvanda bulunan ve çok az sayıda kuruluşa verilen ‘Türkiye Anonim Şirketi’ ibaresi ise kuruluşta yıllarca iftihar konusu olmuştur. Daha sonra Hacı Şakir, İstanbul Ticaret Odası’nın 9’uncu, İstanbul Sanayi Odası’nın ilk şirketi olmuştur. Şirketin başındaki Hacı Şakir Sabuncuzade, İzmir İktisat Kongresi’ne katılmış tır.

Hacı Şakir ardından 1934 yılında Sabuncuzade soyadını alır. Ve ürünün markası da “Hacı Şakir” olarak belirlenir.

Yıldız ve çift Anahtar işaretli sabunları üreten şirket,

Hacı Şakir’in ölümünden sonra büyük oğlu Ahmet Tevfik ile kardeşi Şerif Sabuncuoğlu tarafından yönetildi. Daha sonra şirket yine aileden bir yönetici Selahattin Sabuncuoğlu’nun yönetimine geçer. İstanbul Sanayi Odası'nın ilk 100 şirket sıralamasında şirket 1965 yılında 28. Sırada yer alır.

70’li yıllar Hacı Şakir markasının daha da büyüdüğü yıllar olurı.İstanbul Ayazağa’daki gliserin fabrikası 1970’te, yeni sabun hatları da 1974’te devredilir.1975’te İtalya’dan alınan modern makineler ile üretim saatte 2,5 tona yükselir. Daha sonra ambalajlama ve paketleme yapan otomatik makinelere geçilir.

Yeni sahipleri ile, şirketin Pazar payı %23’ten %36’ya çıktı. Selahattin Sabuncuzade, kalan %25 hisseyi de 1990 yılında Özsüer ailesi alır.

Ardından Özsüer ailesi şirketin %67’sini, 1991 yılında ABD’li çok uluslu temizlik ürünleri şirketi Colgate Palmolive’e sattı. Tesisler 2005’te Gebze’deki yeni fabrikaya taşınır.

Şirketin sahipleri tamamen değişse bile, Hacı Şakir markası ve çift anahtar logosu sabunların üzerinde halâ bulunmaktadır.

O güzelim temizliğin kokusunu hayatımıza kazandıran Hacı Şakir sabunu da,maalesef birçok kuruluş gibi öz be öz bu fabrikada elden çıkarılmış olur.Artık %100 yabancı şirketidir.