FENOMEN VURGUNLARI

Vurgun tanımı o kadar geniş bir tanım ki “vurgun” tam bir dekompresyon hastalığıdır. Bu hastalığı devleti yönetenler ya da toplumu oluşturan kişilerden inanlar “vurgunu” yedikten sonra gerçeklerle yüz yüze gelirler…

Sistemin özünden kaynaklanan yapılar, toplumun açıkgözlerini vurgun alanlarına yönlendiriyor. Eğer bu alanda faaliyet gösteren sözde ekonomik ve mali örgütler iktidar ve muhalefet partilerince süzgeçten geçirilmezlerse vurgunlar uç verecektir. Türkiye’deki ekonomik ve mali vurgunlar, Atatürkçü Düşünce Sisteminden kopuşla başladı. AKP iktidarının 23 yıllık dönemi ile devam ediyor. İlk piyasa vurgununa gelince, varoş bankerlerinden zenginler sınıfına geçmiş yüksek sosyeteye ve kara paraların nereden gelip nereye dayandığına da bakmak gerekiyor.
1980 yılında 12 Eylül 1980 Kenan Evren darbesi gerçekleşmiş ve askerler ülke yönetimine el koymuştu. O dönemde piyasada birden bire takım “bankerler” türedi.

Özellikle Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerimizin sokaklarını ve ana caddeleri bu bankerlerin tabelaları kapladı…
Sonra bu bankerlerin bürolarında bir masa bir kasa dayalı döşeli yerler. ve bir de müşteri tavlamayı bilen sekreterler çalışmaya başladı.
İpini koparan banker oluyordu. Bunlar kandırılmış halktan topladıkları paraya ayda yüzde 10 faizler veriyordu. Banker bürolarının önünde kuyruklar da bekleyenlere sıra gelmiyordu.

“Çok önemli yeni yatırımlarımız var. Fabrikalar ve yeni şirketler kuruyoruz. Hiç merak etmeyin paralarınız bizim güvencemiz altındadır.” Sözleriyle kandırılanlar içinde evini barkını satıp bankerler yatıranlar bile vardı. İşte o tarihlerde Ankara’da MTA’da askı ile çay servisi yapan ve haftalık ücretle çalışan ailesini yakinen tanıdığım Yalçın Doğan vardı. Yalçın, bir gün bana dedi ki; “Mazhar Bey ben banker oldum. Kızılay’a gel bir çayımızı iç!” Çaycı Yalçın, banker Yalçın olmuştu. Piyasada ismi çok sık geçiyordu… Banker Yalçın! Makamına gittim. Genç kızlar ortalıkta dolanıyor. Kuyruklar Kızılay caddelerine taşıyordu.

Paraları hızla toplayan Yalçın’ın o zamanlar daha 18 yaşında olduğunu kimseler bilmiyordu. Bankerlere para yatıranların paraları güme gitti. 1980’den günümüze 45 yıla yakın bir zaman geçti. Şimdi de fenomenler türedi. Banker ile fenomen arasında önemli farklar vardı. Bankerler halkı dolandırıyor, fenomenler kara para aklama, vergi kaçırma daha nice yolları vardı. AKP’nin reklamını yaptığı “Yeni Türkiye yüzyılın” da bankerler de artık kılık ve isim değiştirdi. Gecekonduların çocukları gitti, onların yerini yeni “fenomenler” aldı. Türkiye’de iktidarlar değişti.  Ama ekonomik, siyasi, mali ve sosyal yapı değişmedi.

Ama ne değişti, ne oluştu?
Eski futbolcular, eski imparatorlar ve soytarılık yapmakta birbirleriyle yarışan sosyal medya fenomenleri oluştu.
Para hırsını yenemeyen, gözü bir türlü doymak bilmeyen yeni kesimler!.. Paralarını kaptıran futbolcu “fenomenler” oluştu.
Bunlar kime başvuruyor?
RTE’ye başvuruyor.
Bakalım onların sonu nasıl gelecek?
Kendisini çok yakın tanıdığım Banker Yalçın’ı merak ediyorsanız, yaşam sonucunu sizlere aktarayım.
Banker Yalçın Doğan 1998 yılında, cezaevinden tahliye edildikten sonra Ankara'da öldürüldü ve katilleri bulunamadı.
Türkiye’deki yeni “fenomenlerin” sonucu ne olacak?
Sizler gibi onların sonucunu bende merak ediyorum.