İçinde bulunduğunuz koşulları değerlendirerek, o ortamda yer alan insanlara da rol vererek üretmek, üretimlerin en kollektif şekli, aynı zamanda insana yaraşan bir dokunma şeklidir.
Öğretmen, şair, yazar Cevat Bayrak; kollektif üretime örnek, harika bir çalışma yapmış. “FELSEFE TRENİ/Küçük Filozof Özetin Özeti”
Okuyanlarıma sormak istiyorum. Felsefe treniyle kim yolculuk yapmamıştır, yapmak istemez? Ya da felsefesiz bir hayatın tadını alan var mıdır?
Bayrak, kitabın arka kapağına şöyle yazmış:
“Sevgili felsefe dostu arkadaşlarım! Trenler, lokomotifleri çalıştıran makinistler sayesinde hareket eder. Felsefe trenini hareket ettiren kişiler de tıpkı çocuklar gibi kafalarında bin bir soru uçuşan filozoflardır. Bu sorular felsefe treninin lokomotifleridir. Ben kimim? Güneş olmadan yaşayabilir miyiz? Evrenin bir başlangıcı var mı? insan nasıl düşünebiliyor? Özgürlük her şeyi yapabilmek midir? Gibi sorular bizi hep meşgul eder.
“Bu yazıyı okurken torunum Bulut’un, 4 yaşındayken sorduğu sorular geldi aklıma.
‘Neden hep aynı bulutlar tepemizde? Dünya yuvarlak, peki evler neden kenardan aşağı düşmüyor? Çamın meyvesini sabunlu suyla yıkasak yiyebilir miyiz? Çiçeği suya koyup silikonlasak, suya yapışır mı?’”
Yarın sabah felsefe öğretmenim Ahmet 2. Tekgül öncülüğünde hareket edecek olan “Felsefe Treni” ile sizleri keyifli bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Elbette ki bu tren gerçek değil, düşünsel bir tren olacak.”
Bilime ve sanata ulaşmanın yolu, özgür düşünceden ve özgür bir dünyadan geçiyor. Çağdaş olmak, çağa ayak uydurmakta bunu gerektirmiyor mu? Doğruyu bulmanın yolu sorgulamaktan geçmiyor mu? Tabularla bazı düşünceleri dokunulmaz kılmakla, yasaklarla ve sığ düşüncelerle gerek kişiler gerekse ülkeler ileriye gitmez/gidemez. Bazı kalıplar mutlaka kırılmalı, tabular yıkılmalıdır.
Geleneklerimize, tabulaştırmadan sahip çıkacağız elbette ancak zamanı dolan, insan yaşamında yer bulmayan, değeri kalmayan her şey zaten tarihin çöplüğüne gidecektir.
Dünya kurulalı 124 bin peygamberin geldiği söylenmekte/varsayılmakta. Kaç tanesinin adı biliniyor? Ama topluma faydası olmuş bilim insanları her zaman tarihin sayfalarında yerini almıştır.
Öğretmen: “Bilgi öğreten kişi demektir” Cevat Bayrak’ta gerçek anlamda bilgi öğreten bir öğretmendir. Müfredata uyarak öğretmektedir ancak, öğrencilerini düşünmeye, sorgulamaya ve üretmeye yönelikte hazırlamaktadır, müfredatı ezberletmekten kaçınmaktadır. Sözünü ettiğimiz kitabın yayımlanması da buna bir örnektir.
FELSEFE TRENİ/Küçük Filozof Özetin Özeti kitabının, FELSEFE NEDİR? başlıklı yazısından alıntı: “Afşar Timuçin’e göreyse felsefe, insanlığın ortak bilincini kavramaktı. Descartes (1596-1650) “Felsefesiz yaşamak gözü kapalı yaşamaktır,” derken, Platon, hiç de haksız sayılmayacak bir şekilde: “Filozoflar devleti ele geçirmedikçe ne devlet ne de yurttaşların dertleri biter,” diyordu.
“Özetin, okulda felsefe öğretmeninin varlık, bilgi ve değerler felsefesi üzerine anlattıklarından ve okuduğu felsefe kitaplarından yola çıkarak çantasından çıkardığı günlük defterine şunları yazdı: “Her filozofun kendine özgü bir felsefe anlayışı olması, onların, felsefenin tanımı konusunda uzlaşamayacakları anlamına gelmez. Bana göre felsefe; insan, doğa, toplum ve evren üzerine en genel soruları özgür ve eleştirel bir tarzda ele alan düşünsel ve eylemsel bir faaliyettir.”
Defterini çarçabuk kapatıp çantasına koyduktan sonra ayakkabılarını giyip bahçeye çıktı. Annesinin şaşkın bakışları arasında bisikletine atlayıp okula doğru pedal çevirirken ıslıkla çaldığı “Felsefe Taşı” film müziği, yolculuğuna ayrı bir renk katıyordu.
Kitabın kapağı ve iç sayfa resimleri; Kırıkkale Güzel Sanatlar Lisesi resim öğretmeni Hakan Akça öncülüğünde öğrenciler tarafından yapılmış. Kapak resmini, Sueda Altay tarafından çizilmiş.
İç sayfa resimlerini; Sueda Altay, Şevval Yılmazer, Damla Güngörür, Miray Önger, Sıla Tanyeli, Banu Güçlü, Beyza Nur Babacan, Elif Sude Savaş ve Selahattin Can Bilecan çizmiş.
Yazara Cevat Bayrak: “Felsefe ve edebiyat yolculuğumuza öğrencilerimizin sanatlarıyla katkıda bulunması eserimizi daha da anlamlı kılmış ve ayrı bir değer katmıştır,” dedikten sonra Eseri, “gülen gözleriyle ve gülümseyen yüzleriyle gelecek güzel günleri düşleyen, merak eden ve soru soran tüm çocuklara” ithaf etmiş.
Cevat Bayrak öğretmenimizin şahsında; aydınlık dünyanın kapısını düşünceleriyle ve öğrencileriyle aralamaya çalışan tüm öğretmenlerimize selam olsun.