Faizde şampiyonuz

AKP her zaman olduğu gibi kimsenin yapamadığını yaptı ve Avrupa’da faiz şampiyonluğunu kaptı.Aslında sadece Avrupa’da değil; Türkiye, ABD, Avusturya, Kanada, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, Almanya, İtalya, İngiltere, Belçika, Danimarka, İrlanda, Yunanistan, İsviçre, İsveç, İspanya, İzlanda, Norveç, Portekiz olarak sıralanan OECD ülkeleri arasında da açık ara şampiyonluğumuzu ilan etmiş bulunmaktayız.

AKP her zaman olduğu gibi kimsenin yapamadığını yaptı ve Avrupa’da faiz şampiyonluğunu kaptı.Aslında sadece Avrupa’da değil; Türkiye, ABD, Avusturya, Kanada, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, Almanya, İtalya, İngiltere, Belçika, Danimarka, İrlanda, Yunanistan, İsviçre, İsveç, İspanya, İzlanda, Norveç, Portekiz olarak sıralanan OECD ülkeleri arasında da açık ara şampiyonluğumuzu ilan etmiş bulunmaktayız.

Aslında Merkez Bankası politika faizlerinin hangi ülkelerden yüksek olduğunu saymak çok uzun iş, 200 küsur ülke var saya saya bitiremeyiz, gelin biz azımızı sayalım ve politika faizi Türkiye’den yüksek olan ülkeleri sıralayalım, bunlar:

Tabloda da görüleceği gibi 200 küsur ülkeden sadece 6 tanesinde merkez bankası politika faizi Türkiye’den yüksek. Bu 6 ülkeden Venezuela ve Arjantin zaten fiilen iflas etmiş durumdalar, dikkate almamak, hesaba katmamak gerek. Yemen’de ise korkunç ve kaotik bir iç sava sürüyor, kategori dışı bir ülke.

Zimbabve, Liberya ve Surinam iinse bir şey söylemeye gerek var mı bilmiyorum…

Açıkçası 18 küsur yıllık AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları ve beceriksizce uygulamalarının ülkemizi düşürdüğü bu acınılacak duruma kızmak ve üzülmekten başka da elimizden bir şey gelmiyor.

Partili Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın başkanlığında alınan 200 baz puanlık faiz artış kararı elbette faiz kazancı elde eden lobileri memnun etti. Dikkat ederseniz bu beklentide olan lobiler sayesinde olsa gerek Merkez Bankası Başkanının görevden alınarak yerine merkez bankacılığı deneyimi dahi olmayan partili bir başkan atanması bile eleştirilmemişti. Bu sessizliğin sebebi hikmeti bu olsa gerek.

Bu radikal faiz artışı affedilen Hazine ve Maliye eski Bakanı damat beyin ailesine ait olan Yeni Şafak gazetesinde birinci sayfada ve “Bu operasyonu kim adına çektiniz” manşeti ile görüldü.

Manşetin altında ise “Dünya, ekonomideki faiz etkisini azaltmaya çalışırken Türkiye’de Merkez Bankası, 83 milyonun sesine kulak tıkayarak faizi yüzde 17’den yüzde 19’a çıkardı. Piyasa beklentisinin bile üzerinde yapılan 200 baz puanlık müdahale, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyen bir faiz artışı oldu. Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonu kim veya kimler adına ve hangi amaçla çektiği merak ediliyor.” yorumu yapıldı.

İşin açığı damat beyin takımı maça sert bir giriş yaptı, eleştirinin dozunu son derecede radikal bir şekilde arttırdı demek yanlış olmayacaktır.

Daha önce de yazdım Türkiye’nin ekonomik sorunları para politikaları ile çözülemez, faizler ve sair parasal önlemler ile çöken ekonomik dengeler yerine oturtulamaz. Bu tip uygulamalar damarları tıkalı kalp hastasını aspirin ile tedavi etmeye çalışmak gibidir. Sadece vakit kaybettirir, yapılması gereken operasyonu geciktirir ve tedavide geç kalınmasına yol açar.

Ayrıca pandemi koşullarında birinci önceliğimiz enflasyonu düşürmek ya da kurları kontrol etmek değil ekonomik çarkların durmasını önlemek olmalıdır. Bakın faizlerin yükselmesi ekonomiyi yavaşlatacaktır, bu gün zaten ekonomi çok ama çok zor dönüyor, pek çok sektörde işler durmuş yahut da durmaya yakın bir vaziyette.

Örneğin Konya gibi muhafazakâr olması ve iktidara yakınlığı ile bilinen bir kentimizde bile dükkanı kapalı ve zor durumda olan esnaf isyan ederek Mevlana meydanında masa sandalye yakmaya başladı.

Siz ekonomiyi yavaşlatacak bu tip kararlar alırsanız demedi demeyin, ekonominin aktörleri çok daha zor bir duruma düşecek, zincirleme iflaslar görülecek, işsiz ve aşsız kalan insan sayısı muazzam miktarda artacaktır.