FAİZ VE YATIRIM İLİŞKİSİ

Faiz ve yatırım ilişkisi Recep Bey’in zannettiği kadar basit ve net değildir bu yüzden de faizleri indirirsek yatırımlar artar, istihdam ve büyüme yaratır iddiası tamamen içi boş bir iddiadan ibarettir.

Faiz ve yatırım ilişkisi Recep Bey’in zannettiği kadar basit ve net değildir bu yüzden de faizleri indirirsek yatırımlar artar, istihdam ve büyüme yaratır iddiası tamamen içi boş bir iddiadan ibarettir.

Yatırım yapmak çok ciddi bilgi gerektiren ve her daim içinde önemli bir miktarda risk barındıran bir ekonomik eylemdir. Birçok yatırımcının yatırım yapayım, kaynaklarımı değerlendireyim, işimi gücümü daha da büyüteyim, daha çok kazanayım derken hesap hatası yaparak sermayeyi kediye yükleyip, batıp gittiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İşin açığı çok uzun yıllardır yatırım dünyasının içinde bulunan biri olarak hep şunu gördüm bir yatırımcıyı batıran daima yanlış yatırımdır, büyük servetleri eritmekte yatırımdan daha riskli hiçbir şey yoktur. Büyük servetleri yok etme açısından bakarsak müsriflik, yeme içme, gezme tozma ve hatta kumar bile yatırım yapmak kadar tehlikeli bir iş değildir.

Her yatırımcı bu gerçeği çok ama çok iyi bilir, bu gerçeği bilmeden yatırım yapmaya kalkanlar da zaten kısa sürede batar ve yatırımcı olma vasfını yitirirler.

Yatırım yaparken ilk önce bakılması gereken şey taleptir ve talebi keşfetmek bir yatırımcı için en ama en hayati eylemdir.

Talebi keşfetmek ise birçok kişinin düşündüğü kadar da kolay bir eylem değildir, insanların hangi mal ve hizmete ihtiyaç duyduğu bu ihtiyaçların hangi miktarda ve fiyatta talebe dönüşeceği karar verirken çok ciddi araştırılması gereken bir konudur. Üstelik ihtiyaçlar ve buna bağlı olarak talep son derecede değişkendir, talep birçok koşula bağlı olarak çok büyük bir hızla değişebilir. Örneğin siz sıvı yağdan margarin denilen katı yağı üretecek bir yatırım yapmaya girişmişken yeni bir tıbbi keşif katılaştırılmış yağların sağlığa son derecede zararlı olduğunu ortaya çıkarırsa siz bir anda hesapladığınız talebi kaybedebilirsiniz, yatırımınız bir anda karlı olmaktan çıkabilir.

İktisat tarihinde talep değişikliğini öngörememenin ortaya çıkardığı vahim sonuçlar ile ilgili anlatılan son derecede güzel bir hikâye vardır.

Bilgisayarların yaşamımıza girmesinden hemen önce yazı yazmakta kullandığımız daktilolar vardı. En iyi ve prestijli daktilo Remington markasını taşırdı, birçok yazar ve gazeteci bu marka daktilo kullanırdı. Bilgisayar geliştiren firmalardan biri Remington firmasına “bakın bilgisayarların en iyi yaptığı iş yazı yazmaktır, gelin ortak olalım sizin markanızla bir bilgisayar çıkaralım, geleceği yakalayın” diye bir teklifte bulunmuş. Remington yetkilileri biraz düşündükten sonra bizim daktilolarımız çok sadık bir müşteri kitlesine sahip ne idiğü belirsiz bir bilgisayar için kimse Remington marka daktilo kullanmaktan vazgeçmez diyerek teklifi ret etmişler. Sonuç malum bu gün kimse daktilo kullanmıyor, Remington firması da kepenk kapattı.

Yatırım yaparken talebi öngörmek kadar hatta bundan da önemlisi yatırım yapılacak ülkedeki ekonomik, siyasi ve hukuki gelişmeleri de öngörebilmektir. Hiçbir akıllı yatırımcı hukuki, siyasi ve ekonomik öngörülebilirliğin olmadığı ülkeye yatırım yaparak yatırımını, malını, mülkünü ve hatta servetini riske atmaz.

Bu gün bütün dünya ülkeleri yatırımcı peşinde koşuyor, bir yatırımcının demokrasi ve hukuk eksikliği ile malul öngörülemez bir ülkeye yatırım yapması için ya başka hesapları olması ve yahut da akılsız olması gerekir.

Bir yatırımcı bütün bu aşamalardan geçip de yatırım yapmaya karar verdiği zaman yatırımın ne kadarını özkaynak ne kadarını kredi planlamak gerekir işte faizler ancak ve ancak bu noktadan sonra hesaba girer ve bu noktadan sonra yatırımı kolaylaştırıcı ya da zorlaştırıcı bir rol oynar.

Sonuç olarak hiçbir yatırımcı aman faizler ne kadar da düşük, kredi alayımda yatırım yapayım diye düşünmez.

Ha şunu da söyleyeyim siz kredi faizlerini çok düşük tutar ve enflasyonun altına indirirseniz krediye ulaşabilenler bu ucuz krediyi kapışır fakat sonra üretime yönelik olmayan ama enflasyon karşısında değer kazanacağından emin olunan risksiz ve çoğu zaman finansal yatırımlara girerler, döviz ve altın alırlar. Bazı hallerde ise gene risksiz ama üretime yönelik olmayan arazi ve bina yatırımlarına dönüp rant peşinde koşarlar.

Hiç şüphesiz ki bir ülkede öngörülebilirliğin dibine dinamit koyan şey enflasyon, yatırımları engelleyen ise hukuk sistemini çalışmamasıdır yoksa faiz maiz zurnanın son deliğidir…