EY AKLIMIN YOLCULUKLARI

Şairlerde genellikle iki özellik öne çıkar; sakinlik ve coşku. Bazen ikisi birden de olabiliyor Ferda Balkaya...

Şairlerde genellikle iki özellik öne çıkar; sakinlik ve coşku. Bazen ikisi birden de olabiliyor Ferda Balkaya Çetin örneğinde olduğu gibi. İlk karşılaştığınızda, duruşundaki sükuneti seziyorsunuz. Şiirlerini okuduğunuzda ise coşkusunun ve bilincinin şiirlerine ne kadar derin yansıdığını görüyorsunuz. Kısa zamanlı tanışıklığımızdan ve EY AKLIMIN YOLCULUKLARI isimli kitabını okuduktan sonraki çıkarımlarım.

Kırıkkale Şairler ve Yazarlar Antolojisinin tanıtım ve dağıtım etkinliğinde bir araya geldik ve prova sırasında konuşma fırsatımız oldu ve tanıştık. Öğretmen ve şair olmasının ağırlığı kişiliğine de yansımış. Eğitimci ve değerli bir kalem olan Çetin, Kişisel olarak uzun süre tanımasam da benim aklımda hafızamda, güvenilir, edebiyata ve insana dair duruşuyla dost, kardeş sıcaklığı bıraktı. Bana armağan ettiği kitabını okuduğumda SONSÖZ Gazetemizin okuyanlarının da tanımasını istedim.

Şair Çetin’in şiirleri hakkındaki düşüncesi; Kendime bakışımın, içsel dünyamın ipuçlarını veriyorum aslında yaşamıma kattığım sözcüklerle. Yaşamın karşısında” yalnız” olmayı içine sindiremeyen mizacım, tuvalin karşısında “tek” olmayı arzu eden ressam gibi dokunmayı bekliyor kendi ruhuna. Dokundukça imgeyle örtüyor çıplaklığını. İşte buradan başlıyor şiirin bedenime sızışı. Saklı tümcelerin çözülmez düğümlerine takılır kalır ama iyimserlikle…

Ferda Balkaya Çetin; Malatya Mustafa Kemal Eğitim Enstitüsü mezunu. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 2003 yılında emekli oldu. Yerel bir gazetede üç yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim ve Sanat Merkezi’nde çalışıyor. Kırıkkale Kültür ve Sanat Derneği’nin kurucusu. Halen Kırıkkale’de yaşayan şair, evli ve üç çocuk annesi.

Şiir yazmaya öğrencilik yıllarında başlayan Şair, Ferda Balkaya Çetin’in şiirleri; Acemi, Ada, Akatalpa, Aşkın e Hali, Ayna İnsan, Berfin Bahar, Bireylikler, Çağdaş Yaşam, Ekin Sanat, Eliz Edebiyat, FE Dergisi, Forum Edebiyat, Hayat Bilgisi, Lacivert, Mavi MaviADA, Mavi Yeşil, Mühür, Şiirden, Şiir Vakti, Tmolos Edebiyat, Varlık, Yaşam Sanat, Yeni Dönem vb. gibi dergilerde yayımlandı. Kitapları ise; BAHÇESİNİ ÖZLEYEN KIZA Ağustos 1997, BİR ŞARKILIK VALS Eylül, 2001 ve EY AKLIMIN YOLCULUKLARI 2019 Yıllarında basıldı.

I – ateş

hatırla ellerini, sıcaklığıdır değen

acılı bir babanın

akıyor çünkü zaman

esmer yüze birikmiş gölgeleri ömrün

her pencereden ayrı bir çığlık, nereye baksam

tanrının adaleti

derken yarıya bölünüyor duygularımız

biraz duygulu biraz eleştirel

yanıltıcı olsa bile içgüdüler, düşünmeli…

niçin hoşlandığımızı ya da hoşlanmadığımızı bir şeyden

sezgi ve hisleri içine katıp öyle düşünmeli bir daha

benimser gibi bir başka yaşamı kendi dilinden

mevsim kırlangıç çöz ç ö z e b i l i r s e n

içimde okyanus derinliğinde bir sızı…

beni affetsin şiir dizelere sığamadım

büyüdüm birkaç sözle sokağa taştı gülümsemem

yeni bir sabaha karışmak ister şimdi olgun sesim

ünlemsiz

düşer

bir ateş

meşrulaşır

kırmızı

II – güneş

ipekten bir günün ortasındayım yolum aydınlık

şarkı gibi etrafımda uçuşan renkler

gözden geçirip geçmişimi iyimserliğimle

sormalıyım yolumuz neden kesişmelerde

Sen! Yolumu yolunda bulduğum şair

sakındığında sesini sesimden

bir güvercin ölüsü düşer gökyüzünden

hangi cüretkarlığın sırrını taşıyor ki zaman

kendini tamamlıyor Kibele, gül ve volkan

şiirin kimyasında ete kemiğe bürünüp

hiç yaşadınız mı aşkı dillere destan

III – gökyüzü

göğün rengidir serinkanlılığımız

geçtim içinden kendimi saklayarak

yüzümde billurdan sığınağımın gereksiz tedirginliği

gözlerim yağmurlar kadar yorgun

sadakatsizce durur bir hançer göğsümde

şimdi gitmek istesem

çağrıda bulunsam ateş güneş ve gökyüzüne

ulaştırır mı beni o saklı kente Maya dilinde

benim orkestra şefi…

adımları tasarlayan kareograf hem eleştirmen

yerine getirilmesi gereken acil görevler gibi

bedenin soğuması da geçti gözlerimin önünden

oyunun kuralı bu. çocuk olmayı seçtim ben

gidip geldim kıtalararası yanılmayı göze aldım ben

uyandım kasılmalarla toprağa bırakarak izimi

o sırrın söylenmediği yerde

çöle bakan değilim ölüm geçmez aklımdan

içimdeki tanrıça’yla konuşur Mu’nun güneşi…