Dağlar Sümer ile Oğuzhan Kazım Ozan, 13 Temmuz 2023 tarihinde evlendiler. Dağlar artık, Dağlar Ozan oldu.
Kim bu iki insan?
Türkiye’de, nikah sırasında, görevli memurların veya evlenenler çok ünlü iseler belediye başkanlarının sorduğu “…ile evlenmek istiyor musunuz?” sorusuna coşku ile “evet” denir, tanık olduğumuz törenlerde.
Bir gece süren evlilik bilirim.
Evet ile başlayan evliliklerden önemsenecek sayıda, ayrı yaşama, boşanma, hatta can kaybına neden olan şiddet süreçlerine girildiğini de duyuyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Çoğunlukla kadınların boşanmak isteklerine, evlenmek sırasında “evet” diyen erkeklerin, yine önemsenecek sayıda “hayır” şeklinde karşılık verdiği, hatta silahlı veya silahsız şiddete başvurduğu biliniyor.
Dağlar Ozan ve Oğuzhan Kazım Ozan ülke kamuoyunun tanıdığı ünlülerden değil. Ancak, eş adaylarının söz kesme, nişan veya nikah sırasında, birbirlerine ve başkalarına şiddet uygulamayacaklarına, sorun yaşandığında sevgi ve dostluk içinde birlikte çözüm arayacaklarına ilişkin yazılı ve sözlü “söz vermeleri” konusunda Türkiye’de ilk örneği yaşatan iki insan. Umarım başka örnekler de vardır.
Yazılı ve sözlü söz verme, 5 Kasım 2023 tarihinde İstanbul’da, Oğuzhan Kazım Ozan’ın ailesinin, kardeşim Çetin Sümer-Nurcan Sümer ailesini, Dağlar ve Ozan için söz kesilmesi amacı ile ziyaret etmelerinde yaşandı.
Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı olarak, böyle bir süreci başlatmak için daha önce yaptığım öneri, Yönetim Kurulu’nda oy birliği ile kabul edilmişti. Ancak kararın ilk uygulamasına fırsat bulunamamıştı. İstanbul’daki söz kesme ziyaretinde bende aniden bir görüş belirdi ve bu öneriyi Dağlar ve Oğuzhan’la paylaştım. Kabul ettiler.
Dağlar ve Oğuzhan, ailelerce evlilik kararının paylaşıldığı 5 Kasım 2023 Pazar akşamı, yüzüklerin takılmasından önce, aile, akraba ve arkadaşlarının önünde aşağıdaki sözü verdiler. Sevgi ve dostluk içinde yaşama sözü veren iki insanın yüzüklerini takmak bana onur ve mutluluk verdi elbette.
“İki farklı kültür ve yaşamlardan gelerek ortak bir paydada buluşup hayatlarını birleştirmek isteyen bizler, evlilik ile taçlandıracağımız bu hayat sözleşmesinde birbirimize karşı sevgi, şefkat, saygı, hoşgörü, güven ve dostlukla hareket edeceğimize, bu duygu ve tutumumuzu her zaman koruyacağımıza, anlaşmazlık yaşayıp tartışsak bile sorunu veya sorunları çözmek amacıyla hiçbir zaman bedensel veya zihinsel olarak şiddetin herhangi bir türüne başvurmayacağımıza, bu anlayışımızı gelecekte çocuklarımıza iyi örnekler olarak öğreteceğimize, aktaracağımıza, onlara ve gelecek kuşaklara şiddetsiz bir toplum bırakmak için birlikte çalışacağımıza, başka hiç kimseye, hiçbir canlıya, çevreye ve doğaya şiddetin hiçbir çeşidini yapmayacağımıza, ailelerimiz, büyüklerimiz, arkadaşlarımız, gazetecilerimiz ve ülkemiz kamuoyu karşısında söz veriyoruz.”
Bu sözü yazılı olarak da veren iki insan, 13 Temmuz 2024 Cumartesi akşamı düzenlenen düğün töreni ile evlendiler. Düğünde, kadın-erkek, Doğu Karadeniz, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu kültüründen kök salan insanlar, büyük bir aile anlayışında birleştiler. Kültürel zenginliğimizin müziklerini dinlediler, el ele tutuştular, dans ettiler, oynadılar, sohbet ettiler. Aslında orada “Evimiz Türkiye” vardı.
Laik, demokratik, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış haklara dayalı sosyal hukuk devletinde, evlilik öncesi ve sonrası yapılabilecekler hayli fazla. Evlilik öncesi ile ilgili olarak getirdiğim bu öneri, tartışılabileceklerden, geliştirilebileceklerden sadece birisi.
Cumhurbaşkanlığına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, Adalet Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına somut bir önerim var.
Diğer kamu kurum ve kuruluşları, belediye başkanlıkları, demokratik kitle örgütleri (STK) ve medyayı da sürece katarak bölgesel ve ulusal söyleşiler düzenleyerek evlilik öncesi ve sonrasına ilişkin yasal düzenlemeleri ve uygulamaları güncellemenin önderliğini yapmalılar, zaman yitirmeden. Bu şekilde, politika belgesi hazırlanmalı, amaçlar, hedefler, etkinlikler ve ortaklar belirlenmeli, toplumsal uzlaşı sağlanmalıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanun ile Evlendirme Yönetmeliği’nde yapılabilecek ek ve değişiklikler, sevgiye ve özgür iradeye dayalı evliliklerle Türkiye’mize huzur, güven ve dostluk yolunda örnek katkılar yapabilir.
Ancak, hiçbir siyasal partiden ve dinsel inançtan kesinlikle alıntı yapılmamalıdır.
Evlilik öncesi, sonrası ve toplumsal uzlaşı için belirlenecek kurallar, gönüllülük ağırlıklı olmalıdır.
İnanıyorum ki, Şiddetsiz Toplum Derneği, bu konuda somut öneriler ve katkılar yapabilecek gönüllü kuruluşlardan birisi olacaktır.
Türkiye’nin yerin üstündeki gerçek cennet olması için haydi insan melekler, haydi.