Evinizi bir ülke gibi düşünün.
Komşular birbiriyle kavgalı. Biri diğerinin balkonuna masa örtüsü silkmiş, çocuklar gürültü çıkarmış, yan komşu gece vakti evde parti veriyor...
Su boruları sızdırıyor, elektrik tesisatı sürekli kısa devre yapıyor...
Duvarlar rutubetten kabarmış, pencerelerden rüzgar giriyor, eve hırsız dadanıyor...
Eşyalar eskimiş, elektronik aletler müzelik olmuş, güneş evin yolunu unutmuş...
Ne yaparsınız?
Duvarların boya rengini dert eder misiniz?
Parkeleri ahşaptan laminanta mı çevirisiniz?
Banyo fayanslarının şeklini mi değiştirirsiniz?
Türkiye son yıllarda birebir bu tabloyu yaşıyor...
Mülteci sorunu, eğitimin facia hale gelmesi, ekonominin içler acısı hali, kutuplaşmanın artması, iç savaş ihtimali, şiddetin topluma her geçen gün egemen olması, adaletin mumla bile aranamaması ve diğerleri...
Peki biz neyi konuşuyoruz; sokak hayvanlarının katledilmesi (#yasayıgeriçek), instagram engeli, trollerin cinsel tercihleri, olimpiyatların açılış töreni, normalleşme ve bunun gibi şeyler. Yanlış anlaşılmasın bunlar önemsiz demiyorum ancak boya rengini, fayans şeklini, laminant parkeyi konuşmaktan ziyade evin daha büyük sorunlarıyla ilgilenmesek mi artık?
Algı çalışmalarının daha ne kadar kurbanı olacağız?