ETLİ KUZU…

O tarihte Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin bir toplantısında AKP’nin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım çok doğru bir söz söylüyor: “Bankalar zekâtını verecek!” diye… Konuşmasının bir yerinde öyle bir cümle kullanıyor ki unutmak olanaksız. Yıldırım:

-Etli kuzu közde belli olur, diyor.

Şunun farkında değiller; 85 milyonluk Türkiye’de ne inek, düve, tosun; ne de koç, koyun ve kuzu kalmadı. 23 yılda AKP iktidarı yok etti.

Kuzu etini köze koyanların tuzu ıslak değildi… 

Onlar bir bakmışsınız Monto Karlo’da ya da Antil Adaları’nda közde kuzu eti yiyorlar. Lüks restoranlarda 7 dolarlık etin kilosunun 185 dolara çıkması onları hiçte ırgalamaz. Hayvanları ve hayvancılığı Et Balık Kurumu’nu  kim yok ettimışti?

Şimdi et konusu gündeme tak diye düşüyordu. 

O tarihlerde bile et fiyatlarında yaşanan artış dikkatleri çekerken, Sağlıklı Gıda Platformu’nun (SGP) Yürütme Kurulu Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın açıklamaları et faciasını gündeme taşımıştı. Son bir yıl içerisinde dana eti fiyatlarında yüzde 150, kuzu eti fiyatlarında ise yüzde 160-165 oranında bir artış yaşandığına işaret etmişti. SGP Başkanı Bozdağ’ın çarpıcı açıklamaları canlı hayvan kantar tartı fiyatı 7 dolar olan kırmızı etin kilosunun, bazı restoranlarda 185 doları bulduğunu ortaya koydu.

O tarihte Bozdağ:

 -Burada adı geçen restoranlar kamuoyu tarafından bilinen mekânlardır. İsimlerini özellikle gizledik. Yaptığımız araştırmada, her birinin karşısındaki adres bellidir, dedi.

Fakir-fukara kasapların önünde geçmiyor. Et isteyen eşini ve çocuklarını azarlıyor. Ama o tarihte AKP’nin Tarım Bakanı Mehdi Eker: 

-Et fiyatlarındaki artış sunidir, diyordu. 

Fiyat artışları suni ise önlemleri kim alacaktı? 

AKP İktidarı… Alıyorlar mı? Hayır! İyi politika… Uygulayana “maşallah”…

Türkiye’deki bu fahiş fiyat uygulamasına karşılık dana etinin kilosunun Bulgaristan’da 2-3 dolar, Avustralya’da 2,5 dolar ve Romanya’da 5 dolara karşılık geldiğini söyleyen Bozdağ, Tarım Bakanı Eker’i yalanlıyor. Bozdağ diyor ki:

-Artan nüfusa mukabil, kasaplık hayvan sayılarındaki azalma fiyattaki yükselişi tetikledi. 1980’li yıllardan bu yana belirgin bir hayvancılık ve beslenme politikamızın olmayışı, hayvancılık politikalarımızın doğru tespit edilememesi, bilimsel ve akli uygulamalardan uzak oluşu, uygulanan yanlış ve yetersiz teşvik ve desteklere, bu teşvik ve desteklerin doğru yer ve zamanda kullandırılmaması sorunu da eklenince, bu tablo ortaya çıktı. 

Dünyada yaşanan domuz gribinden dolayı AB ülkeleri domuz eti tüketmiyor. Bu ülkeler kırmızı ete yöneldiler ve bu gelişme kırmızı et fiyatlarına yansıdı. Kurban Bayramı’na çok az süre kala besi hayvancılığı yapanlar, hayvanlarını beklemeye aldılar. Bu durum da et fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu. Özellikle son dönemlerde besi yetiştiriciliği girdi maliyetleri arttı. Girdi maliyetlerinin artması, besi yetiştiricilerini zor durumda bırakırken, bu durum ister istemez et fiyatlarına da yansıdı. Spekülatörlerin, devrede olması sorunu daha da büyüttü. Et fiyatlarındaki artışın önüne geçilmesi için kısa vadede canlı hayvan ithalatı yapılması zorunlu hale geldi. Fakat bu ithalatın da bilimsel dayanakları oluşturularak yapılması gerekir. 

Bende diyorum ki; Et-Balık Kurumu’nu (EBK) ortadan kaldıran siyasi iktidar Bulgaristan’ı incelemeye alsın! Alsın ki 2-3 dolar olan etin nasıl lüks retorantlarda 185 dolara çıktığını anlasınlar. O tarihte “Etli kuzu közde belli olur” diyen AKP iktidarı yetkililerinin bugün de halka bir diyeceği mutlaka vardır. Öyle değil mi?