ERDOĞAN’IN SEÇİM STRATEJİSİ

Tamam, Erdoğan berbat bir ekonomist ama hakkını teslim etmek gerekirse seçim kazanmayı ve siyaseti çok iyi bilen bir politikacı.

Şunu asla unutmayın Erdoğan muhafazakâr sağın efsane ismi Necmettin Erbakan’ı bile ıskartaya çıkarabilmiş bir politikacıdır.

En iyi bildiği işlerden biri muhalifleri devşirmek Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Devlet Bahçeli, Metin Feyzioğlu, Teğmen Çelebi Erdoğan tarafından devşirilen isimler arasında ilk akla gelenlerdir.

Erdoğan’ın bir diğer becerisi ise böl ve yönet stratejisi üzerine.

Bugün seçimlere giderken Türkiye’nin ana sorunları ve esas konuşmamız gereken konular:

  1. Ekonomik kriz, hayat pahalılığı
  2. Ücretlerin düşüklüğü, yoksullaşma ve gelir dağılımındaki haksızlık
  3. İstanbul ve diğer kentlerimizi bekleyen deprem tehlikesi
  4. Kahramanmaraş depreminde ortaya çıkan büyük beceriksizlik
  5. Mülteciler ile dolan memleket
  6. Dibe vuran sağlık hizmetleri
  7. Adaletsizlik
  8. Eğitimde faciaya dönüşen yapı
  9. Sinan Ateş cinayeti
    Recep Bey bu konuların konuşulmasını istemiyor elbette.

Peki, biz ne konuşuyoruz?

İktidarın muhalefete attığı iftiraları tartışıp ve saçtığı çamur içinde debeleniyor, suçlamalara cevap yetiştirmekten konuşmamız gereken gerçekten önemli konuları yeterince konuşamıyoruz.

Recep Bey bunu elbette bilinçli olarak yapıyor dilini sertleştiriyor, bir sürü gerçek dışı çamur niteliğinde yaftalamalar yapıyor ve muhalefeti ötekileştirip kriminalize etmeye çalışıyor.

Üstelik sadece bunu tek başına da yapmıyor yanına iki politikacı daha devşirdi Muharrem İnce ve Sinan Oğan ile beraber yapıyor neticede muhalefet tabiri caizse “dost ateşi” altında kalıyor.

Erdoğan’ın stratejisinin temeli şu: Seçimde % 50 + 1 alıp en azından ilk turda seçilemeyeceğini gördü. Oluşturduğu strateji gereği bu iki adayı sahaya sürdü, destekliyor. Bunlara verilen asli görev seçimleri ikinci tura bırakmak ve Recep Bey’e bir şans daha yaratmak.

Bunların görevi seçimleri ikinci tura bırakmak ama tek görevleri de bu değil. Çünkü Recep Bey Sinan Oğan ve Muharrem İnce’ye oy verenlerin ikinci turda kendisine oy verme olasılığını epeyce düşük görüyor.

Oluşturulan strateji uyarınca bu iki isim seçim kampanyası sürecinde Millet İttifakına son derecede sert ve sinir bozucu iftiralar ile dolu bir dille saldıracaklar. 

Millet İttifakı’nın bileşenleri ya da bu bileşenlere oy verecek seçmen kızıp kontrolünü kaybedecek o ya da bu yüzden Muharrem İnce ya da Sinan Oğan’a oy verecek seçmene aynı üslupla cevap verecek. Bu sefer Muharrem İnce ile Sinan Oğan’a oy veren seçmen sinirlenecek ikinci turda Erdoğan’a oy vermeseler bile sandığa gitmeyerek katılımı düşürecekler ve Erdoğan’ın şansını arttıracaklar.

Özellikle Muharrem İnce tarafından kullanılan dil ve üslup tam da bu stratejiye uygun gidiyor.

Uygulanan bu stratejiye ve kullanılan iğrenç dile rağmen Kılıçdaroğlu son derecede soğukkanlı ve akıllı bir politikacı, öyle kolay kolay sinirlenip kontrolünü kaybetmiyor. Açıkça söylemek gerekirse Millet İttifakının bileşeni diğer liderler de inanılmaz derecede sağduyulu, akıllı ve soğukkanlı davranıyorlar. Dikkat ederseniz Muharrem İnce ve Sinan Oğan ne kadar saldırırsa saldırsınlar, ne kadar kötü bir dil kullanırlarsa kullansınlar hiç muhatap alıp benzer bir üslupla cevap vermiyorlar.

Fakat Recep Bey’in elindeki imkânlar bu kadarla da kalmıyor malum sosyal medyaya saldığı bir sürü troll, medyada beslediği bir sürü adam var.

Bunların bir kısmı CHP’li ya da İYİ partili görünüp Muharrem İnce ya da Sinan Oğan’a oy verecek seçmeni kızdırmakla vazifeli. Bir kısmı ise tam tersi Muharremci ya da Sinancı görünüp Millet İttifakına oy verecek seçmeni kızdırmakla vazifeli. Hedef ilk turda İnce ya da Oğan’ı destekleyecek seçmeni kızdırıp, sandığa küstürüp ikinci turda Kılıçdaroğlu’na oy vermelerini engellemek.

Peki, seçmen bu oyunu yer mi?

Onu da sandıklar açılınca göreceğiz