Hiç kimse yaklaşık 20 yıldır tek başına iktidar olan ve Türk siyasetini belirleyen Erdoğan’ın siyasi zekâsını küçümsememelidir.
Erdoğan bu dönemde sadece ve sadece rakip partiler ile baş etmekle kalmamış başta ustası Necmettin Erbakan olmak üzere birçok yol arkadaşını da siyasetten tasfiye etmeyi başarmıştır. Dahası Erdoğan savaşmayı da barışmayı da iyi bilir Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek başta olmak üzere birçok eski düşmanı ile barış, hatta ittifak yapmış, birçok eski dostu ve yol arkadaşı ile ise savaşa tutuşmuştur. Abdüllatif Şener, Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu geçmişte dostu, yoldaşı olan birlikte siyaset yaptığı ve sonra kavga ettiği en bilinen isimlerdir. Geçmişte dost olduğu, birlikte yürüdüğü ve sonra bir ölüm kalım savaşına girdiği Fetullah Gülen ve FETÖ örgütünü de unutmamak lazım elbette.
Dolayısı ile şunu rahatlıkla söyleyebiliriz Erdoğan’ın nası her ne pahasına olursa olsun iktidara gelmek, iktidarda kalmak, iktidarı elde tutmak ve muktedir olmaktır. Bu yolda Erdoğan milli görüş gömleğini çıkarıp neoliberal gömleği de giyer, neoliberal gömleği çıkarıp zhongshan takımı da giyer.
Unutmayınız Erdoğan, 1995 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde bir konuşmasında;“Biz bu toplumun içinde yeni bir nizamı hâkim kılmanın mücadelesi içindeyiz. Neydi o mücadele? Zamana ve zemine göre değişmeyen doğrunun iktidar olmasıdır. Bu mücadeleyi iktidara getirme noktasında eğer benim emir komuta merkezim bana papaz elbisesi giymen gerekiyor diyorsa yaparım dedim. Papaz elbisesi dahi giyerim. Bu var mı usulün içinde? Var tabii ki.” ifadelerini kullanmıştı.
AKP Genel Başkanı Erdoğan son olarak, İlim Yayma Ödülleri adlı bir etkinlikte konuştu. Erdoğan, faiz indirimine devam edileceğini belirtirken “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim, hüküm bu.” dedi.
Erdoğan, ekonomi biliminin genel kabul görmüş kurallarına geri dönülmesini isteyen TÜSİAD’a ise “Ey TÜSİAD ve yavruları size sesleniyorum. Sizin tek bir göreviniz var, yatırım, istihdam ve büyüme. Kalkıp da hükümete saldırmanın yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de iyi biliyoruz. Sizin derdiniz başka. Siz acaba bu hükümeti nasıl çökertiriz de sömüreceğimiz bir hükümeti nasıl iş başına getiririz diye düşünüyorsunuz,” diye tepki gösterdi.
“Döviz kurundaki istikrarı piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir tabir vardır dere kendi yatağında akar,” diyen Erdoğan, “Pazartesi gününden itibaren finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış ya bunu ancak ihanet içindekiler söyler. Merak etmeyin böyle bir durum söz konusu değil biz dimdik ayaktayız,” ifadelerini kullandı.
Erdoğan gene siyasi zekâsı ve kurnazlığını ortaya koyuyor; baktı ki ekonomide işler çığırından çıkıyor, hızla bir moratoryuma doğru gidiliyor, siyasi desteği azalıyor ve bir seçime girerse kaybedecek vuruşarak çekilme stratejisini uygulamaya koydu.
Ben nası uyguladım bu yüzden cümle alem bana savaş açtı bahanesi ile ekonomik başarısızlığı ve kadrolarının beceriksizliğine kılıf üretiyor, dini hassasiyetleri yüksek kesimi etrafında konsolide etmeye çalışıyor.
Bundan sonra atacağı adımlar büyük bir olasılıkla şunlar olacaktır:
- Asgari ücret zammı sonrası memur ve emekli maaşlarına da yüklü bir zam yapacak, para ve maliye politikalarını daha da gevşetecektir.
- Ekonomik kriz ile baş etmek için gerekli olan acı reçeteleri uygulamayarak gelecek iktidara enkaz bırakacak, seçimlere kadar idare edip gerekli olan sert önlemleri gelecek iktidarın sırtına yükleyecektir.
- 2022 yılının ilk yarısında halkımızla barışıyoruz diyerek cezai ve mali suçları kapsayan çok kapsamlı bir genel af ilan edecektir. Bu şekilde seçimleri kaybetmeleri halinde yargılanma risklerini minumuma indirecektir.
- Erken seçime gitmeyecek, anayasanın 3. Kez seçilme yasağını bahane ederek yenileceği bir seçime girmeyecek, kaybı bir başka isme yaşatacaktır.
- Sonuçta Millet İttifakı eli ile yeniden parlamenter sisteme geçildiğinde ilk seçimde tekrar iktidara talip olacaktır.
İşte bu stratejiye tam manası ile bir “vuruşarak çekilme stratejisi” adı verilir.