ENGELSİZ ENGELLİLİK

Çoğu zaman unutulan, engelliler, özel günleri olan 3 Aralık tarihinde, devlet, siyasetçiler, basın, dolayısıyla halk tarafından 24 saat hatırlanır. Peki ya sonra...

Hiç kimse engelli olmak istemez! Hiç bir ebeveyn, çocuğunun engelli olacağı düşüncesi ile hayata bir evlat kazandırmaz ama ne var ki; hayat tüm bunlara gebedir. Bazen doğuştan bir engelle hayata gelirken, bazen hayatı hiç tanımadan yaşama devam eden, engel derecesi yüksek engelliler olduğunu da biliyoruz. Bir de sonradan yaşanılan olaylar ile engelli olanları... Hayatının sağlıklı olan kısmında, belki de hiç engelliler için çalışma katılmayan kişilerin, kendi engeli ile karşılaşınca, hayata bakışı, değer yargıları, izdüşümü değişir! O gün engellinin sorunlarına cevap bulmak için düşünmeye başlar... İşte biz tam o nirengi noktasına dokunuyoruz; engelli olduğun zaman bu sorunla karşılaşmamak için; sağlıklıyken empati yap ki; yarın o duruma düşersen, zorluk yaşama!

Her engelli kendi engelinin en zor engel türü olduğunu düşünse de; asıl önemli konu: ENGELİN Mİ, SENİN Mİ DAHA GÜÇLÜ OLDUĞUNDUR! Emin olalım ki; kendi engelimizden çok daha kötüleri var. Hep şunu savunurum: ‘Hastalığın %50’si hastane, doktor, ilaç, röntgen ile ilgiliyken, %50’si engeli olan kişinin dünyaya bakışı, kendine güvenmesi ve inanması, kendisinin engelden daha güçlü olduğunu düşünmesidir.

Bir de yalnız kaldığımız zaman sık sık hesaplaşırız; kendimizle. ‘Keşke bunu yapmasaydım, bu hâle gelmezdim’ diye... Keşkeler telaffuz edilebilir ama oraya takılıp; kalınmaz! Eğer takılıp kalırsanız, sadece keşkelerle geçen hergün kötüye giden, körelen, izole olan, kendine güvenmeyen kişiler olursunuz... Kısaca sahip olunamayanlar değil; sahip olunanlarla neler yapabiliriz? Kolları olmadan yüzen, ayağı olmadan basketbol oynayan, gözü görmeden komedi yapabilen, işitme problemi olan başarılı müzisyenler de var.

Kişilerin olumlu duygulara sahip olabilmeleri, özellikle epilepsilileri daha iyi anlayabilmeleri için bu çalışmayı çocuklarla yapmanın daha sağlıklı olacağını düşündük ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çalışmamızı sunduk. Erişkin kişilere ne kadar anlatırsak anlatım, çok küçük değişiklikler olmasına karşın, çocuklara anlattığınız zaman, yarın bilinçli bireyler olarak davranacaklardır. Atasözümüzle söylersek; ‘ağaç yaşken eğilir’. Çin atasözü ile söylersek ‘bir yol sonra sonuç almak istiyorsan, prinç ek. On yıl sonra sonuç almak istiyorsan, ağaç dik. Yüz yıl sonra sonuç almak istiyorsan, eğitim ver.’

Tarihe uzanalım ve başarılı engellilere bakalım... Timurlenk’in geçirdiği savaşlardan dolayı kolu ve ayağı aksıyordu. Onun için aksak anlamında, isminde lenk hecesi vardı ve çok başarılı devlet başkanıydı. Franklin Roosevelt çocuk felcinden dolayı engelli olarak görev yapan tek devlet başkanıydı ve epilepsi hastasıydı. İngiliz Fizikçi Stephen Hawking’in beyni ve sağ kolu hariç, hiçbir uzuvu çalışmıyordu ama dünyada ses getirmiş bir fizikçi idi. Bethooven işitme sorunundan sonra, başarılı olmuş bir müzisyendi. Bir kaç oörnek daha verelim... Thomas Edison işitme engelli olarak ampulü bulan bilim adamı idi. Julies Cesaur askeri ve politik noktalarda ses getirmiş, epilepsili bir devlet başkanıydı.


Bugün ise, engel olarak, paralimpik sporlarda, sanatta başarılı olan ne çok sporcumuz var! Kolları olmayan, sadece ayaklarını kullanan ve harika resim çizen Ayşe Işık 5 yaşında kollarını kaybetti ama engel tanımadı. Sümeyya Boyacı, iki kolu olmayan ve kalça kemiği çıkık, Brezilya Dünya Şampiyonası’nda, dünya şampiyonu olan parlimpik sporcumuz. Hatta kendimden örnek vereyim … Epilepsiden dolayı nöbeti pik noktada yaşayan, 3,5 yıl nöbet yoğunluğundan dolayı evden dışarı tek başına çıkmayan ve nöbetlerin artışı ile günde 11 fenalaşma nöbetine kadar çıkıp; 3 hafta yatalak kalmayı tattıktan sonra, 23 yıl önce epilep…
Günaydın bugün Dünya Engelliler Günü. Bugün için yazdığım yazıyı sizinle paylaşıyorum