Her ay başında merakla açıklanmasını beklediğimiz enflasyon verileri hem TÜİK ve hem de ENAG tarafından açıklandı.
TÜİK tarafından açıklanan oran ENAG tarafından hesaplanan oranın küsuratının bile altında kalınca doğal olarak kafalar karıştı. Gördüğümüz kadarıyla doların da kafası karışmış olmalı ki TÜİK’in enflasyon verisi açıklanınca, bu olumlu algılanması gereken habere rağmen kurlarda bir düşüş olmadı tam tersine kurlar hafifçe yukarı yöneldi.
İsterseniz önce her iki kurum tarafından da açıklanan verilere bakalım.
Prof. Dr. Veysel Ulusoy başkanlığında çalışan ENAG yani Enflasyon Araştırma Grubunun hesaplamalarına göre Mayıs 2021 dönemi (30.04.2021-31.05.2021) günlük fiyat değişimlerinden elde edilen ENAGrup Fiyat Endeksi aylık bazda %3,94 arttı.
TÜİK ise aynı dönem için yapmış olduğu hesaplamalarda Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık %0,89 arttığını bulmuş ve buradan hareketle TÜFE’nin yıllık olarak da %16,59 oranında artmış olduğunu hesaplamış.
Mayıs 2021 başında dolar kuru 8,29 euro ise 9,98 seviyesindeyken mayıs sonunda kurlar dolar için 8,50 euro içinse 10,36 seviyesine çıkmıştır, sadece kurlarda bir aylık artış yüzde 3 civarındadır. Dahası 2021 yılı ocak ayı başında dolar kuru 7,36 euro ise 9,03 seviyesindeydi. Daha yılın ilk beş ayında kurlar yaklaşık olarak yüzde 15 civarında artmış bulunmaktadır. Enflasyon verilerinin açıklandığı gün ise dolar kuru 8,63 euro kuru ise 10,63 civarında seyretmektedir.
Bir ülke ekonomisinin en temel göstergesi enflasyon oranlarıdır, bu oranların doğru hesaplanması ekonomide olan biteni çarpıtmadan doğru anlamamızı sağlar. Enflasyon oranlarının doğru hesaplanması ücret emekli maaşı ve kira geliri gibi enflasyona yakından bağlı olarak tespit edilen gelirleri de yakından ilgilendirmektedir.
Malum emekli ve kamu çalışanlarının maaşında karar verici iktidar ayrıca iktidar asgari ücretin tespitinde de ana karar verici. İktidar bu kararları verirken hep enflasyon oranlarını baz alıyor, TÜİK gerçek enflasyon oranını daha düşük bulunca iktidarda bu veriye dayanarak ücret hesaplamalarında daha cimri davranıyor.
Sonuç olarak düşük hesaplanan enflasyon maaşların ve kira gelirlerinin enflasyona yem olmasına yol açıyor, maaş ve kira gibi gelirler ile geçinen vatandaşlarımız yoksullaşıyor.
Sonuçta emekli, dul, yetim ve ücretlilerin hakkı yeniyor, bu kesimin enflasyon altında ezilmesine yol açılıyor.
Değeri ve satın alma gücü hızla düşen Türk Lirası yüzünden sabit gelir elde edenler büyük mağduriyet yaşarken, kar ve faiz gibi değişken gelirler elde eden patron ve rantiye kesimine gelir aktarımı yapılıyor, gelir dağılımındaki adalet hızla bozuluyor, geniş kitleler yoksullaşıyor.
Halkımız bu gerçeğin farkında değil mi? Elbette farkında TÜİK rakamlarına inanan ciddiye alan kaldı mı? Pek sanmıyorum, halk zaten enflasyonu cebi, çarşı, pazar verileri üzerinden değerlendirir ne TÜİK’in ve nede iktidarın ne dediğine bakmaz, kendi enflasyonunu kendi ölçer.
TÜİK verileri esas olarak yatırımcıları ve iş insanlarını ilgilendirir, siz gözlemler ile örtüşmeyen, gerçekçi olmayan veriler açıklarsanız kimse verilerinize inanmaz, güven ve itibar kaybedersiniz. Yatırımcı yatırım yapacağı ülkede ekonomi yönetimi tarafından açıklanan verilerin güvenilir ve sağlıklı olmasını ister çünkü yatırım planlamalarını, fizibilite etüdlerini ancak bu şekilde yapabilir. Verilerine güvenilmeyen bir ülkede, kimse körlemesine yatırım yapmak istemez.
Yatırım için en önemli husus öngörülebilirliktir, verilerin inandırıcılığı da bu yüzden çok önemlidir. Bu gün TÜİK tarafından açıklanan büyüme, istihdam ve enflasyon gibi ekonomi açısından yaşamsal önem taşıyan verilere güven neredeyse sıfırlanmıştır.
İktidara buradan tekrar seslenmiş olayım; TÜİK’e güveni yeniden tesis etmek zorundasınız, bunun için gerekli olanları yapmanız gözlemler ve diğer araştırmalar ile uyumlu hesaplamalar yapmanız gerekir, aksi takdirde ne TÜİK verilerine ve nede ekonomi yönetimine güven kalmaz…