"Amerikan halkına uygulanan gerçek vergi, hükümetin harcamasıdır. Bunun için ödeme yollarımızdan biri de enflasyon dediğimiz vergidir. Enflasyon bir vergilendirme şeklidir."
Nobel ödüllü ekonomist Milton Friedman'ın bu sözünü ekonomist Tunç Şatıroglu yaptığı bir X paylaşımı ile hatırlatmış, keşke herkes enflasyonun bir vergilendirme şekli olduğunu bilse...
Eğer herkes enflasyonun bir tür vergi olduğunu bilse hükümet suçu başkasına atarak kolay kolay paçayı kurtaramayacağını da bilir ve taammüden enflasyon yaratmaya cesaret edemezdi!
Evet, evet yanlış duymadınız hükümetin timsah gözyaşlarına sakın kanmayın,enflasyon; her yerde ve her zaman hükümetler tarafından bile isteye, taammüden yaratılan tamamen parasal bir olgudur!
Milton Friedman kendisine Nobel Ekonomi Ödülü verilirken yaptığı konuşmada "enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgu olmuştur" sözüyle parasal genişleme yani para basma ile enflasyon arasındaki sıkı ilişkiye vurgu yapmıştır.
Şöyle düşünün; malum herkes arz talep kanununu bilir, parayı da bir ürün olarak düşünün! Paranın tek farkı bu ürün kendi başına tüketilmiyor, sadece alım satımlarda değişim aracı olarak kullanılıyor, bu ürünün de arzı artarsa fiyatı düşer değil mi? İşte fazla fazla basılıp dolaşıma sokulan paranın değerinin düşmesi de tam bu yüzdendir.
Paranın değeri düşünce otomatikman o paranın alım satımında kullanıldığı mal ve hizmetlerin değeri ters yönde hareket eder ve yükselir. Yani siz değeri daha düşük bir para birimi ile ödeme yapmaya kalktığınızda daha fazla birim para vermek zorunda kalırsınız.
Aslında bu konuyu farklı para birimleri ile ödeme yaparken de açıkça görürsünüz. Örneğin Türkiye’de bir kilo kıyma 500 Türk Lirasıyken ödemeyi euro ile yapmak isterseniz sadece 15 euro olur değil mi?
Bunun nedeni Türk Lirası euro gibi başka para birimlerine göre daha değersiz olduğu için aynı ürünü alırken Türk Lirası ile ödeme yapmak isterseniz daha fazla miktarda para birimi kullanmak zorunda kalmanızdır işte biz buna kur farkı deriz.
Yukarıdaki örnek aynı zaman diliminde farklı değerlerdeki para birimlerinin kullanımını gösteriyor, farklı dönemlerdeki aynı para birimini kullanırken oluşan değer ya da satın alma gücü farkını da enflasyon ya da deflasyon olarak adlandırıyoruz. Paranın satın alma gücü düşerse bu olguya enflasyon yükselirse deflasyon denmektedir.
Peki, bir hükümet paranın değerini niye düşürür, neden enflasyon yaratır?
Hükümetler enflasyon yaratır çünkü bu şekilde mali yükümlülüklerinden kolayca kurtulur ödemelerini harfiyen yerine getirebilir.
Bunu şöyle açayım diyelim ki emekli maaşı ödemeleri için kasada para yok bu durumda bir hükümetin ödemeyi yapmaması da elbette bir politik tercihtir ama böyle bir tercih halktan aşırı tepki alır.
Hükümet tepkilerden çekinip ödeme yapmak isterse doğru yöntem ya borç bulması, ya varlık satması veyahut da yeni vergi salması ya da vergileri artırmasıdır.
Fakat satacak varlık yoksa ki bu bir seferlik bir gelirdir ve borç da bulamıyorsa hükümetin elinde iki seçenek kalır yeni vergi salmak/vergileri artırmak ya da para basıp enflasyon yaratmak yani enflasyon vergisi almak…
Hükümetler vergileri artırmanın halkta yaratacağı tepkiyi de çok iyi bilir ve bu yüzden de halkın ne olup bittiğini kolay kolay anlayamayacağını hesap ederek para basıp enflasyon yaratarak bu yükümlülüklerinden kolayca kurtulmayı seçerler.
Sonra da enflasyon yükselince timsah gözyaşları ile bu işteki suçlarını örtbas edecek şekilde suçu başkalarına atıp zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışırlar.
Son söz olarak şunu söyleyeyim bir para birimi iki temel nedenden dolayı değer kaybeder:
1- Parayı basan otoritenin itibar kaybı
2- Fazla para basılması
Bu noktada itibar meselesi de çok önemlidir ve asla gözden kaçırmamak gerekir çünkü bu günkü kâğıt paraların değeri tamamen itibaridir!
Umarım bu yazı birçok kişinin enflasyonun aslında ne olduğunu anlamasına yardımcı olur, çünkü halk enflasyonun ne olduğunu doğru düzgün anlamaz ve gereğince tepki koymazsa hükümetler asla enflasyon yaratmaktan kaçınmaz…