Bu yazının yazıldığı saatlerde Brent tipi ham petrol 122 dolardan işlem görmekteydi.
Ukrayna Rusya savaşı ve bu savaş nedeni ile Rusya’ya karşı açıklanan yaptırımlara Rusya’nın enerji kartını sahaya sürerek cevap verme olasılığı piyasaları alt üst etmiş bulunmaktadır. Bu kadar bilinmezliğin olduğu bir ortamda elbette enerji fiyatları ile ilgili öngörülerde bulunmak çok ama çok zor. Fakat gene de elimizde enerji piyasasında ana trendi tahmin etmemize yardımcı olabilecek bazı temel gelişmeler var, bunları sıralarsak:
- Paris İklim Değişikliği Anlaşması ve Avrupa Yeşil mutabakat uyarınca beklenen gelişmeler.
- Doların değeri ve satın alma gücü ile ilgili beklenen gelişmeler.
- Rusya ve müttefiklerinin enerji kaynaklarının arzı ile ilgili uygulayacağı stratejilere dair öngörülen gelişmeler.
- Pandemi sonrası için öngörülen talep gelişmeleri.
İlk olarak; Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması konusundan başlamak en azından orta uzun vadede gelişmeleri öngörmemizde yardımcı olacaktır. Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi gibi temel hedefleri içeren yeni büyüme stratejisidir. Bu strateji uyarınca Rüzgâr, Güneş ve Jeotermal olmak üzere temiz, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve mevcut enerji sistemleri ile entegrasyonunlarının sağlanmasına ve bu sayede sera sazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik uygulamalar hayata geçirilecektir.
Paris İklim Anlaşması uyarınca ise emisyon azaltımı hususunda, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltımı hedeflerini yükselterek farklı ulusal koşulları uyarınca, zaman içinde tüm ekonomiyi kapsayacak yeni, artırılmış hedefler benimsemeleri planlanmaktadır.
Sonuç olarak her iki metinde fosil yakıt kullanımını azaltmayı ve makul bir süre zarfında sonlandırmayı gerektirmektedir. Rusya Ukrayna savaşı yüzünden ortaya çıkan tehditler fosil kaynak kullanımının sonlandırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınmasını hiç şüphe yok ki hızlandıracaktır.
Fosil yakıt yani petrol, doğal gaz ve kömür kullanımının sıfırlanacağı konusunda dünya anlaştıysa doğal olarak bu alanlara arzı artıracak yeni yatırım yapılmayacak yeni rezerv keşfi için para harcanmayacaktır. Kısa vadede bunun arz sorunu yaratacağı ve fiyatları yukarı çekeceği ise kesindir. Diğer yandan gelirini büyük ölçüde fosil yakıt ihracı ile elde eden Rusya, İran, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Irak, Libya ve Venezuela gibi ihracatçı ülkeler fiyatları yükselterek ellerindeki emtiayı maksimum kârla satmaya çalışacaktır.
İkinci olarak; bugün için birçok emtianın fiyatı dolar bazında hesaplanmaktadır dolarda değer kaybı çok ciddi noktalara gelmiştir. Dolar altın paritesine göre değer kaybı bu kadar yüksekken petrol, gaz ve kömür fiyatlarının herhangi bir arz talep dengesizliği yaşanmasa bile fiyatların artmaması mümkün değildir. 50 yıllık uzun dönem ortalamasına göre 1 varil ham petrol ortalama 0,07 ons altın fiyatından işlem görmüştür. Ons altın fiyatı 1900 doların üstündeyken petrol için beklenen fiyat zaten 130 doların üstündedir. Dolar değer kazanmaz ve ons altın fiyatı bu seviyede kalırsa 130 doların üstünde petrol fiyatları beklenmelidir.
Üçüncü olarak; Rusya Ukrayna savaşında Rusya’nın dost olmayan ülkeler tanımına soktuğu ülkelere enerji ve sair emtiayı bir silah olarak kullanmak isteyeceği aşikârdır. Rusya geçtiğimiz yıl sadece ABD ve Çekya’nın bulunduğu dost olmayan ülkeler listesine Avustralya, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, İzlanda, Kanada, Lihtenştayn, Monako, Yeni Zelanda, Norveç, Güney Kore, San Marino, Singapur, ABD, Tayvan, Ukrayna, Karadağ, İsviçre ve Japonya dâhil 46 ülkeyi daha ekledi. Bu ülkelere karşı enerji kaynakları ile ilgili yaptırımlar uygulaması ya da bu ülkelerin Rusya’ya karşı olan yaptırımlarına enerji kalemini de dâhil etmesinin çok ciddi bir enerji krizine yol açacağı fiyatları astronomik seviyelere çekeceği kesindir.
Son olarak; pandemi sona ermese de hemen hemen her ülkede pandemi önlemleri kaldırıldı, bu durumda çöken talebin yeniden canlanacağını ve enerji kaynaklarına olan talebin artacağını, fiyatların bu yüzden de yukarı doğru tırmanacağını öngörmek son derecede mantıklı olacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye gibi enerji konusunda ithalata aşırı bağımlı ülkelerin takkeyi önlerine koyup düşünmeleri ve hesaplarını sil baştan yapmaları gerekir, yoksa demedi demeyin çok ağır ekonomik, sosyal ve siyasi bedeller ödemek durumunda kalacaklardır.