“EN İYİSİ FAY HATTINI TAŞIYALIM"

Gölcük’te, 1999 yılında meydana gelen depremden sonra 5 ilin belediye başkanları “Depremden nasıl kurtuluruz” diye bir araya gelmişler.

Her belediye başkanı illerinin üzerinden geçen fay hatlarının geçiş güzergahlarını ve riskli bölgelerini çıkarmışlar. Ellerine bir çubuk almışlar, “Harita üzerinden benim fay hattım şuradan geçiyor, buradan geçiyor” geçiyor diye konuşmaya başlamışlar.

Bir belediye başkanı,” Bu fay hattını 5 kilometre kaydırırsak, bu sıkıntıdan kurtuluruz” der.

Diğer belediye başkanı “O zaman fay hattı benim ilimin sınırları içine girer, kabul edemem.” diye karşı çıkar.

Bir belediye başkanı söze girer : “Fay hattını taşıyacağız ama, bu taşıma işinin bir maliyeti olacak, bunu nasıl paylaşacağız” der.

Diğer bir belediye Başkanı “Kimin ilinden daha fay hattı geçiyorsa maliyetin büyük bölümünü karşılar” der. 

Toplantı tartışmalı bir şekilde son bulur ve fay hattının nereye götürüleceği konusunda görüş birliğine varılamaz.  Belediye Başkanları “fay hatlarını” ceplerine koyup giderler.

****

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programında, depreme karşı neler yapmamız gerektiğini, önlemlerini ve dirençli kentler kurulmasını anlatırken ilginç bir söz söyledi;

“Size iç acısı bir şey anlatayım. 1999 depreminden sonra bazı belediyeler, belediye meclisini toplayıp, bizim kuzey hattımızdan geçen fay hattımızı daha uzak yerlere taşıyalım diye önerge verip, karar aldılar. Böyle cahillik olur mu.? Yerin sahibi kendisidir. Gücüdür. Böyle saçmalık olur mu ?”

*****

Demek olmuş ki, belediyelerde böyle bir toplantı yapmış.

Gölcük depreminden 23 yıl geçti. 6 Şubat 2023’de asrın felaketini yaşadık. 55 bin can kaybettik, hala bir ders çıkaramadık. Çözüm için bilime değil, saçma sapan yöntemlere başvurduk.

Çağdaş ülkeler bu surunu bakın nasıl çözmüş.

JAPONYA

Söz konusu deprem karşısında alınan önlemler olduğu zaman akla gelen ilk ülke Japonyadır.  Sismik açıdan en aktif bölgelerden biri olan bu ada ülkesinde deprem karşısında önceden erken uyarıda bulunan sistemler geliştirmiştir. Ülkede çocuk yaştan itibaren başlayan tatbikat çalışmaları da yapılıyor. Ayrıca tahliyenin zorunlu olduğu durumlar için de önceden planlamalar yapılıyor.

OKULLARDA ÖĞRETİYORLAR

 Meksika, deprem riski yüksek bir ülke olduğu için, afet yönetimi konusunda aldığı önlemlerin arasına “bilinçlenmeyi” birinci sıraya koymuş. Birinci sınıf okullarda her ay deprem tatbikatları düzenleniyor ve bu tatbikatlar, özellikle çocukları depreme karşı hazırlamak amacıyla yapılıyor. Ayrıca, Meksika'da deprem çantaları adı verilen özel çantalar hazırlanarak, bu çantaların içerisinde gerekli malzemeler bulunuyor ve deprem anında insanların hızlıca toplanmasına yardımcı oluyor.

ALINAN YA DA ALINAMAYAN ÖNLEMLER

Türkiye bir deprem kuşağı ülkesi. Ülkemizin bir deprem etkisi altındaki binalar için bir yönetmeliği var. Bu yönetmelikte binaların nasıl depreme dayanaklı olabileceği bulunuyor fakat bunların ülkemizdeki inşaatlarda dikkate alınıp alınmadığı bilinmiyor. 6 Şubat Depremlerinde gördüğümüz gibi bir çok müteahhit bu yönetmeliğe uymayıp binaları depreme dayanıksız bir şekilde tasarlıyor. Eskiden yapılan binaların bu yönetmeliğe uymadığını düşünmek daha olası çünkü o dönem bir yönetmelik olsa da denetleme yapılmıyor.

 Asıl problem günümüzde yapılan binaların bu denetimden kaçabiliyor oluşu. En son depremde görüldüğü gibi yapımı bir yılı bile geçmeyen binaların hatta lüks rezidansların 7,5 şiddetine dayanamaması bu konuda sıkıntıların olduğunu gösteriyor.

Ülkenin sıkıntısı bir yönetmeliğin olmaması ya da önlemlerin bilinmemesi değil bunlara uyulmaması. Büyük İstanbul depremi yaklaşırken hala bu tedbirlerin alınmaması bizi 6 Şubat Depremlerinden bile daha fazla sıkıntıya yaklaştırıyor. Hele ülkenin ekonomi merkezinin İstanbul olduğunu göz önüne alırsak kayıplarımız sadece vatandaşlarımız olmayabilir. Bunun önüne geçmek için yönetmeliğe harfi harfine uyulmalı ve denetimlerin eksiksiz bir şekilde yapılması gerekli.

6 Şubat felaketinde can verenleri rahmetle anıyorum.