Ekonomiyi batıran Recep Bey anlaşılan şimdi de emeklileri batırmayı kafasına koymuş bulunuyor…
Önce son yaptığı konuşmasında ne demiş onu size bir aktarayım sonra da eğrisini doğrusunu yorumlayacağım.
Recep Bey: “En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.
Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır." Demiş…
Recep Bey emeklilere yapılan ödemenin bir lütuf değil ödedikleri primlerin karşılığı yani ödemeleri gereken bir borç olduğunu bilmiyor ya da bilmezden gelmek istiyor anlaşılan.
Durumu size şöyle anlatayım; arabanızı kasko yaptırdığınız zaman belirli bir prim ödersiniz sonra bir hasar oluşur ya da arabanız çalınırsa kasko yaptırdığınız sigorta firması size hasarın bedelini ya da arabanızın değerini öder değil mi?
Pekâlâ, sigorta firması tamam sen kasko yaptırdın ama para yok diye size hasarın ya da arabanızın değerinin üçte birini ödemeye kalkarsa ne yaparsınız?
Kıyameti koparırsınız değil mi?
Peki, neden emekliler kuzu kuzu Recep Bey’in bu sözlerini dinliyor da tepki koymuyor, kızılca kıyameti koparmıyor?
Neden belli Recep Bey ve şürekâsı “din iman ahiret” ya da “vatan millet Sakarya” edebiyatı ile milleti uyutuyor, mazeret üstüne mazeret göstererek emekli maaşlarını düşük tutmaya gerekçe üretiyor ve tuhaf ama kitleyi de ikna ediyor.
Bakın bütçe yapmak demek tercihte bulunmak demektir bütçe yapan her iktidar en temelde parayı kimden alacağına ve kime dağıtacağına yönelik bir tercihte bulunur.
Bu gün ülkede iş beşli çeteye yandaş müteahhide geldiğinde para bulunuyor…
Tarikat ve cemaatlere destek için para bulunuyor…
9 milyon Suriyeliye ve sayısı belirsiz kaçak göçmene para bulunuyor…
Ama iş emekliye geldiğinde “hadi naş uzaklaş, para mara yok” deniyor değil mi?
O halde emeklinin de oy moy yok demesi gerekli değil midir?