EMEKÇİYE, EMEKLİYE ÖTENAZİ

Bugünlerde iktidarın sokak hayvanlarını katletme girişimi nedeni ile bu ötenazi lafını çok duyuyoruz.

Katliam yasasını çıkarmaya çalışanlar yaptıkları işten duydukları utanç sebebi ile olsa gerek katliama katliam demiyor, gavurca ötenazi kelimesini kullanarak yapacaklarını masum ve meşru göstermeye bu sayede halkın ne yapacaklarını anlayarak tepki göstermesini engellemeye çalışıyorlar.

Peki, ötenazi nedir?

Ötenazi bir canlını yaşamlarının dayanılamayacak halde olarak değerlendirilmesi durumunda bu gerekçeye dayanılarak ve rızası alınarak yani bilinçli bir şekilde mümkün olduğunca acısız bir yöntemle öldürülmesidir.

Ötenazi yöntemi temelde ikiye ayrılır:

Aktif ötenazi: Zehirli bir ilaç içirerek veya ölümcül bir enjeksiyon yaparak canlıyı öldürmek.
Pasif ötenazi: Bir ilaca, besine ya da benzeri yaşamsal bir kaynağa erişimi engelleyerek canlının ölümüne yol açmak.

Bu tanımdan hareketle Türkiye’de AKP - MHP iktidarının emekçi ve emeklilere pasif ötenazi uyguladığını söylememiz herhalde yanlış olmayacaktır değil mi?

Sonuçta bu ülkede açlık sınırı 20 bin lira ve hızla yukarı tırmanıyor ama bu halde bile Recep ve Devlet Beyler elbirliği ile asgari ücreti 17 bin, en düşük emekli maaşını 10 bin sınırında tutarak bu insanların gıdaya ve sair yaşamsal kaynaklara erişimini kısıtlamakta değiller mi?

Tamam, bir aksilik olmazsa en düşük emekli maaşının 12 bin 500 liraya çıkacağı söyleniyor ama bu seviye bile zaten hem asgari ücretin ve hem de açlık sınırının çok ama çok altında değil mi?

Yeterli ve sağlıklı gıdaya erişemeyen insanlar ölmez mi?

Elbette ölürler…

Bu durumda emekçiye ve emekliye ötenazi uyguluyorlar dersek Recep ve Devlet Beylere haksızlık etmiş olur muyuz?

Bence olmayız amma ve lakin iş burada da bitmiyor ki!

Dar gelirlinin sağlık hizmetlerine ve ilaca ulaşımında da çok büyük sorunlar var. En ciddi hastalıklara yakalananlar bile devlet hastanelerinde randevu bulamıyor, ameliyatı bırak sıradan bir MR çekimi için bile sıra alamıyor değil mi?

Dar gelirlinin özel hastanelere gidip verecek parası da yok, eeee ne olacak?

Olacağı belli değil mi? 

Sırası gelinceye kadar tahtalıköyü boylayacak!

Sonuç olarak Erdoğan, Bahçeli ittifakı dar gelirli emekçi ve emeklileri gelirsiz bırakarak yavaş yavaş ölmelerine yol açıyor buna ötenazi yapıyorlar denmez de ne denir?

Haaa diyeceksiniz ki ötenazi için iki koşul var bunlardan birincisi canlının rıza göstermesi ve ikincisi acı çekmemesi.

Erdoğan ve Bahçeli ikilisi gökten zembille inmedi bu emekçi ve emekli sınıfı oy vermeseydi seçilip bunları yapamazlardı değil mi?

Üstüne üstlük tüm muhalefet ve bu işleri bilen yazar çizer takımı “yapmayın bak sonra pişman olursunuz, seçimsiz 4 yıl var üzerinizden silindir gibi geçecekler” dediği halde gidip bunlara oy verdiler değil mi?

Bu noktada rıza var daha da doğrusu çoğunluğun rızası var diyebiliriz değil mi?

Gelelim acıya…

Ötenazinin temel felsefesi acı dolu bir yaşama karşı acısız bir ölüm imkânı sunmaktır, Türkiye’de yaşamlar acı doludur doğru amma ve lakin demedi demeyin açlıktan ölmek daha da acı doludur.

Hiç unutmam rahmetli anneannem Hayruş, biz bir şeyin kıymetini bilmez tabakta yemek falan bırakırsak hep “siz savaş görmediniz yokluk ne bilmiyorsunuz Allah açlık ile terbiye etmesin” derdi.

Şimdi ne yazıktır ki halkı açlıkta terbiye etmeye kalkan bir iktidar var memlekette…