TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bazı çevrelerin dile getirdiği, ortadaki dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil. O rakamlar toplumu mutlu edecek rakamlar değil. 2025'teki asgari ücretin, işçinin ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak bir düzeyde olması gerekiyor" demiş.
Atalay, ayrıca yeni asgari ücret rakamının 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceğini belirterek, asgari ücretli çalışanların zamlı ilk maaşlarını ise şubat ayında alacaklarına dikkat çekti. Yani zamnlı maaşların ele geçmesine daha 2 ay var ve bu iki ayda enflasyon artmaya devam edecek satın alma gücü hızla eriyecek.
Biliyorsunuz Türk-İş devamlı olarak aylık bazda açlık yoksulluk sınırı araştırması yapmakta ve kamuoyu ile de paylaşmaktadır, son araştırma sonucu şöyle:
TÜRK-İŞ KASIM AYI AÇLIK YOKSULLUK SINIRI:
DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA HARCAMASI TUTARI (AÇLIK SINIRI) 20.562 TL
GIDA İLE BİRLİKTE DİĞER TÜM TEMEL HARCAMALAR İÇİN HANEYE GİRMESİ GEREKEN TOPLAM GELİR TUTARI (YOKSULLUK SINIRI) İSE 66.976 TL
BEKÂR BİR ÇALIŞANIN AYLIK YAŞAMA MALİYETİ 26.712 TL
MUTFAK ENFLASYONU AYLIK %0,64 ON İKİ AYLIK %46,60 YILLIK ORTALAMA %67,20 OLARAK HESAPLANDI.
ASGARİ ÜCRET İLE YAŞAM MALİYETİ ARASINDAKİ FARK 9.700 TL
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay sözlerinde samimiyse ve kurumunun yaptığı araştırmanın doğruluğuna da güveniyorsa masaya bu araştırma sonucunu koyup 66.976 TL altında pazarlığa başlamaması gerekir değil mi?
Diğer yandan iktidar ve patronlar pek laftan sözden anlayacak gibi durmuyorlar!
Yok, beklenen enflasyon, yok o yok bu, ücretler artarsa enflasyon artar gibi lafları ağızlarında eveleyip geveliyorlar.
Onun içinde daha pazarlığa oturmadan emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanmalı ve bir genel grev ya da ülke çapında iş yavaşlatma eylemi yaparak iktidar ve patronları başlarına ne geleceğine dair uyarmalıdır.
Bu yapılmazsa sonuç temmuz ayına döner ve iktidar ile patronların istediği olur emekçi ve emekli taifesi için 2025 yılı da tam bir kâbusa döner.
Atalay Türk-İş tarafından kamuya açık olarak sarf edilen “Giderek artan hayat pahalılığı, gelir dağılımda ve vergide adaletsizlik, başta işçiler olmak üzere, toplumun dar ve sabit gelirli tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırmış ve her geçen gün ağırlaştırmaya devam etmektedir. Bugün itibariyle mevcut asgari ücret dört kişilik bir aile için ancak 7 gün yetiyor. İnsan onuruna yaraşır gelir düzeyini sağlayacak bir ücret karşılığında çalışılması anayasal bir hak olmasına rağmen milyonlarca çalışan ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazanç ile hayatının sürdürmek durumunda bırakılmaktadır. Ekonomik krizden çıkış için çalışanlardan özveri beklenmektedir. Daha önce de belirttiğimiz üzere ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil mağdurudur.” Sözlerinin arkasında duruyorsa artık lafla sözle uğraşmayı bırakıp eyleme geçmelidir…
Demedi demeyin; şimdi eylem zamanıdır, eğer bugün emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanıp iktidar ve patronları aklın yoluna getirmezse sonra çok geç olacak milletin açlıktan nefesi kokacaktır…