ELEKTRİĞE ÖRTÜLÜ ZAM

Biliyorsunuz iktidar elektrik faturalarında belli bir tüketim seviyesinin üzerinde olan aboneler için sübvansiyonun kaldırılacağını ve gerçek maliyetler üzerinden bir fiyatlama yapılacağını ilan etti. Bu durumun abonelerin sadece çok küçük ve zengin bir kısmını etkileyeceğini söyleyerek “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyeti ile halkın tepki vermemesi yönünde bir algı operasyonuna da girişti. 

Aslında bu söylenen tam bir hikâye çünkü bu yapılan örtülü bir zamdır. Yapılan bu zam hem adil değil ve hem de özellikle esnaf ve kobilerin enerji maliyetini artırarak vatandaşlara zam olarak dönecektir.

Adil değil diyorum çünkü elektrik tüketiminin asıl belirleyicisi hanede yaşayan kişi sayısı ile kullanılan elektrikli cihazların sayı ve niteliğidir. Küçük bir hanede yoksul 10 kişi sıkış tıkış yaşayıp daha eski, ucuz ve verimsiz cihazlar kullanmak zorunda kaldıkları için daha çok elektrik tüketirken koskoca bir hanede yaşayan iki varsıl kişi ve daha pahalı ve verimli cihazlar kullanarak daha az elektrik tüketebilir değil mi?

Bakınız sevgili okurlarım bu fiyatlandırma konusu teknik ve karmaşık bir konu olduğu için bilgisine çok güvendiğim bir uzmandan görüş istedim, aşağıda o görüşü kelimesi kelimesine aktarıyorum. Bu bilgiler üzerine ben kendi görüşümü ve bu yapılanın ekonomiye olası etkilerini de ayrı bir makalede yazacağım:

Son Kaynak Tedarik Tarifesi…

Serbest tüketici niteliğini taşıyan ve elektrik enerjisini ikili anlaşmalar ile temin etmeyen yüksek tüketimli tüketicilere elektrik enerjisi tedarikine ilişkin fiyat, hüküm ve şartlar son kaynak tedarik tarifesi ile belirlenmektedir. 

Tüketiciler, yüksek ve düşük tüketimli olarak iki grupta kategorize edilmektedirler. Yüksek ve düşük tüketim miktarı, abone gruplarının sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenmektedir. 

Son kaynak tedarik tarifesi ulusal tarifeden bağımsız olarak; piyasa şartlarında oluşan ağırlıklı ortalama piyasa takas fiyatı (PTF) ile YEKDEM birim bedeli toplamının “enerji tedarik maliyeti dışındaki diğer tüm maliyetler ile birlikte makul kar katsayısı” olarak tanımlanan bir katsayı (KBK=1,0938) ile çarpımından oluşmaktadır.

16.11.2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan EPDK’nın 07.11.2024 tarih 12989 sayılı Kurul Kararı ile 01.01.2025 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde, 2024 sonuna kadar Mesken abone grubu için 100 Milyon kWh/yıl tüketim limiti 5 bin kWh/yıl (417 kWh/ay) olarak belirlenmiştir. Mesken grubu için belirlenen tüketim limitinin konut sakinlerini tedirgin etmesi kaçınılmazdır. Özellikle kış aylarında ısınmak, yaz aylarında da serinlemek için klima kullanmak zorunda kalan Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız artık iki kez düşünmek zorunda kalacaklardır.

Ekonomik nedenleri ile doğal gaz tesisatı yaptıramayıp ısınmak için zorunlu ihtiyaç nedeniyle elektrik enerjisi kullanmak zorunda kalan gelir seviyesi düşük vatandaşlarımızı kış aylarında zor günler beklemektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketiminin ülkelerin gelişmişlik düzeyinin göstergesi olduğunun ifade edildiği günler geride kalmış olacak. Elektrik enerjisi için her halde bundan böyle vatandaşa, sakın kullanma seni de yakar anlayışı benimsettirilmek istenmektedir.     

Benzer durum Sanayi ile Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü ile Diğer (Ticarethane) abone grubu içinde geçerlidir. Bu abone grubu için 1 Milyon kWh/yıl olarak uygulanan tüketim limiti 15 bin kWh/yıl (1250 kWh/ay)’a düşürülmüştür. 

Sanayi ve ticarethane abone grupları için belirlenmiş olan tüketim miktarına göre son kaynak tedarik tarifesine tabi olacak orta ölçekli sanayi ve ticarethane aboneleri olumsuz etkilenecektir. Dolayısıyla bu tür işletmeler tarafından üretilen mal ve hizmetlerin girdi maliyetleri artacak ve artan maliyetler de doğal olarak vatandaşa yansıyacaktır. Uygulamanın başlamasına müteakip ikinci aydan (Şubat-2025) sonra tahakkuk edecek olan elektrik faturaları bu konudaki şikâyetleri de artıracaktır. Ekmekten suya, ayakkabıdan gömleğe, makarnadan çaya şekere, sağlıktan eğitime gibi kısacası iğneden ipliğe her türlü mal ve hizmet üretimine zam yapılması sonucunu yaratacaktır. 

Üç abone grubunda yapılan ve 01.01.2025 tarihinden itibaren geçerli olacak söz konusu değişikliklerde hangi sosyal ve ekonomik durumların dikkate alındığı belli değildir. EPDK bu konuda detaylı açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirmelidir.

Özet olarak son kaynak tedarik tarifesi;

Sabit birim fiyat içeren ulusal tarifeden bağımsız, tüketicinin enerji birim fiyatının sabit olmadığı, aylık bazda oluşacak ağırlıklı ortalama PTF ve YEKDEM Birim maliyetlerine göre her ay değişiklik gösterecek olan,

Tüketim sınırı EPDK tarafından yıllık olarak belirlenen,  aboneleri yüksek ve düşük tüketimli tüketiciler olarak iki grup altında tanımlayan,

Yüksek tüketimli tüketicileri, üretim ve/veya tedarik şirketleri ile ikili anlaşma yapmaya zorunlu kılan, dolayısı ile özel şirketlerin ticaret alanını genişleten,

Yapılan ikili anlaşmada, sözleşmenin ilgili üretim/tedarik şirketi tarafından tek taraflı feshi halinde çaresiz kalan tüketiciyi görevli tedarik şirketinin ticari tercihine bırakan,

Görevli tedarik şirketlerinin ulusal tarifede yüzde 2,38 olan kar oranını, benzer hizmetler karşılığında son kaynak tüketim tarifesinde KBK kısaltmasıyla tanımlanan haliyle yüzde 9,38 oranına yükselten, bir tarife yapısını içermektedir.

Son kaynak tedarik tarifesi, elektrik özelleştirmelerinin başlangıcında kamuoyuna yapılan bilgilendirmeler ile sık sık gündeme getirilen ve özelleştirmelerin amaçları arasında da yer alan  “Rekabet sonucu sağlanan faydaların tüketicilere yansıtılması” ifadesindeki faydaların (!) tüketiciler ile ilgisinin olmadığını da göstermektedir.