Doyumsuzluk  

Doyumsuzluk duygusu doğası gereği doyum eksenli bir dizi davranışa yol açar. Bu davranış daha çok alma, daha fazla elde etme, birçok şeye sahip olma yönünde olur. Ancak bu duygu yol açtığı davranışlardan tatmin olmaz, aksine kişileri daha da doyumsuz bir hale getirir.  Başkasının olanı isteriz ve alırız. Bazen duygularını bazen sahip olduğu diğer tüm şeyleri alırız ve farkında bile olmayız. Oysa herkese her zaman yetecek kadarı vardır. Hem de her şeyin.

Farkındalık bu konu da çok önemli bir noktadır. Elde ettikleriniz ve elde etmek istedikleriniz? Sizin için ne anlama geliyor ya da ne anlama gelecek?  Bazen kendimizi hiç istemediğiniz olayların tam ortasında buluruz. Geri dönmek artık zordur. İleri gitmek daha kolaydır. Tüketim çılgınlığımız bu yüzdendir. Durun ve zor olanı yapın. Yeteri kadar duygu ve geriye kalan her şeyin yeteri kadarı size yetecektir.

Keskin duygulara yeteri kadar esneklik sağlayabilirsek, yaşam koşullarımızın ve sosyal ilişkilerimizin sağlıklı ilerleyebildiğini gözlemleyebiliriz. Bu esneklik sadece doyumsuzluk için yapabileceğiniz bir esneklik olmamalı. İkili ilişkilerinizde de geçerli kılabilirseniz, beklentileriniz sizin belirlediğiniz ölçütlerde karşılanacaktır. Karşılanmadığında hissettiğiniz öfke, endişe ve stres daha sağlıklı bir denge de olacaktır. Aksi halde bu duygular sizi değersizlik paradoksu içerisinde yalnızlığa mahkum edebilir. Bu nedenle beklentileriniz de duygusal esneklik ile birleşmeli ve akılcı olanın peşinden gitmeliyiz. Mümkünü aramak ve mümküne ulaşma çabası içerisinde olmak her zaman gerçekçi bir adım olacaktır. İhtiyacımız olan gerçeği yakalamaktır.