DÖVİZ TALEBİNİN KAYNAKLARI

İktidar uzunca bir süredir döviz talebi ve arzı ile ilgili olarak bir algı operasyonu yürütmeye çalışıyor. Yurt içinde elinde ya da bankada döviz ve altın bulunduranları adeta günah keçisi ilan ediyor, döviz talebinin en büyük suçlusu ve hatta tek suçlusu olarak birikimlerini döviz ve altın cinsinden tutanları hedefe koyuyor. Devamlı olarak yinelenen bankadaki altınınızı dövizinizi bozdurun, yastık altındaki döviz ve altınınızı getirin Türk Lirası alın çağrıları ile beraber değerlendirildiğinde birçok insan döviz ve altın hesaplarına devlet kontrol getirecek, el mi koyacak tedirginliği ortaya çıkıyor.

İktidar uzunca bir süredir döviz talebi ve arzı ile ilgili olarak bir algı operasyonu yürütmeye çalışıyor. Yurt içinde elinde ya da bankada döviz ve altın bulunduranları adeta günah keçisi ilan ediyor, döviz talebinin en büyük suçlusu ve hatta tek suçlusu olarak birikimlerini döviz ve altın cinsinden tutanları hedefe koyuyor. Devamlı olarak yinelenen bankadaki altınınızı dövizinizi bozdurun, yastık altındaki döviz ve altınınızı getirin Türk Lirası alın çağrıları ile beraber değerlendirildiğinde birçok insan döviz ve altın hesaplarına devlet kontrol getirecek, el mi koyacak tedirginliği ortaya çıkıyor.

İşin açığı iktidarın son derecede kötü yönettiği ekonomimizde bir döviz krizi ortaya çıkmış bulunmaktadır bunun en önemli göstergesi de Merkez Bankası rezervlerinin tarihinde görülmediği bir oranda eksiye düşmüş olmasıdır.

İktidara bakarsan bu durumun sorumlusu döviz ve altın talebi yaratan yurttaşlar, onları döviz ve altın tutmaktan vazgeçirir, ellerindekini bozdurursak sorunu hallederiz diye düşünüyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin gözleri ışıldayarak bahsettiği yastık altındaki 5 bin ton altın bir ele geçirilse tüm sorunlar çözülecek zannediyorlar.

Oysa Türk ekonomisinin asli sorunu ürettiğinden fazlasını tüketmesi ve birçok yaşamsal gereksinimini üretmeyi becerememesidir. Finansal sorunlar ve döviz krizi bu yüzden ortaya çıkmaktadır.

Bir ülkeye döviz girmesine ve çıkmasına neden olan döviz arz ve talebini belirleyen temel ekonomik faaliyetler şöyle sıralanabilir:

DÖVİZ ARZIDÖVİZ TALEBİ
İHRACATİTHALAT
HİZMET VE TURİZM GELİRLERİHİZMET VE TURİZM GİDERLERİ
DIŞARIDAN GELEN YATIRIMDIŞARIYA GİDEN YATIRIM
DIŞARIDAN ALINAN BORÇLARDIŞARIYA BORÇ ÖDEMELERİ
DIŞARIYA VERİLEN BORÇ ÖDEMELERİDIŞARIYA VERİLEN BORÇLAR
ALINAN HİBELERVERİLEN HİBELER
DIŞARIDAN KAR TRANSFERLERİDIŞARIYA KAR TRANSFERLERİ

Bir ülkenin döviz giriş çıkışını en temelde bu kalemler belirler. Türkiye gibi çok paralı ekonomilerde birde vatandaşların birikimlerini döviz ya da altın cinsinden tutma arzusu yüzünden oluşabilecek bir talep vardır, bu talebi azaltmanın yolu ise Türk Lirasının değerini korumak ve enflasyonun üstünde yeterli bir faiz vermekten geçer.

Net olarak söyleyeyim döviz talebi yaratan ana faktör dış ticaret açığıdır!

Türkiye ise çok uzun bir zamandır dış ticaret açığı veriyor, ithalat 1946’dan bu yana hep ihracatın üstünde.

AKP iktidarında geçen süre boyunca ithalat ve ihracat miktarlarımız ise şöyle:

YILİHRACATİTHALATDIŞ TİCARET AÇIĞI
200347.252.83669.339.692-22.086.856
200463.167.15397.539.766-34.372.613
200573.476.408116.774.151-43.297.743
200685.534.676139.576.174-54.041.499
2007107.271.750170.062.715-62.790.965
2008132.027.196201.963.574-69.936.378
2009102.142.613140.928.421-38.785.809
2010113.883.219185.544.332-71.661.113
2011134.906.869240.841.676-105.934.807
2012152.461.737236.545.141-84.083.404
2013161 480 915260 822 803-99 341 888
2014166 504 862251 142 429-84 637 567
2015150 982 114213 619 211-62 637 098
2016149 246 999202 189 242-52 942 243
2017164 494 619238 715 128-74 220 509
2018177 168 756231 152 483-53 983 726
2019180 832 722210 345 203-29 512 481
2020169 637 755219 516 807-49 879 052
2021225 291 385271 424 473-46 133 088
TOPLAM2.557.764.5853.698.043.421-1.140.278.838

Görüldüğü üzere 2.55 trilyon dolar ihracat 3.69 trilyon dolar ithalat yapılmış 1.14 trilyon dolar dış ticaret açığı verilmiş. Bu durumun sürdürülebilir olmadığı açık değil mi?

Bu boyutta bir dış ticaret açığı ve 450 milyar dolar civarında bir döviz borcu varken döviz talebini vatandaşların yatırım talebine bağlamak mantıklı mı?

Türkiye Atatürk iktidarında hem dünya kadar yatırım yapmış ve hem de dış ticaret fazlası vermiş, İnönü iktidarında da benzer bir tablo var 1950’ye kadar süren tek parti dönemi yatırım yapılan ve dış ticaret fazlası verilen bir dönem işler 50 sonrası kontrolden çıkmış. Zaten 1958’de menderes ülkenin iflasını istemek moratoryum ilan etmek zorunda kalmıştır.