Her ay başı olduğu gibi bu ay başında da enflasyon verileri açıklandı ve gene iki çok farklı oran ile karşılaştık:
ENAGrup ölçümlerine göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)Haziran ayında % 3.28 ve TÜİK ölçümlerine göre ise% 1,94 artmış bulunuyor.
İki ayrı kurum, iki ayrı ölçüm ve birbirinden çok farklı iki ayrı sonuç. Matematik yanılmayacağına ve aynı olguyu ölçünce iki farklı sonuç bulunamayacağına göre birinden biri yanlış ölçüyor olmalı değil midir?
Bakın dilimde tüy bitti, kalemimin mürekkebi tükendi, lakin buradan bir kere daha söyleyeyim ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz, doğru ölçemediğiniz şeyi doğru yönetmeniz hiç mi hiç olası değildir…
Tamam TÜİK’i anlıyorum Tayyip beyi üzmemeye çalışıyorlar, lakin mesele Tayyip beyin üzülmesi ya da üzülmemesi değil, mesele Tayyip beyin de maaşını ödeyen milyonlarca vergi mükellefi Türk vatandaşının üzülmesi ya da üzülmemesidir…
Siz enflasyonu doğru ölçmediğiniz zaman ücretli, emekli, faiz yada kira geliri elde eden milyonlar üzülüyor, milyonların hakkı yeniyor, hukuku çiğneniyor…
Bu işleri ayarlayanlar, Şam şeytanlığı yapıp, enflasyon hesabına dahil olmasın, maaş zamlarını etkilemesin diye doğal gaz ve elektrik zammını temmuz ayı başında yapan yöneticiler milyonlarca insanın hakkını yediğini hiç düşünmüyor mu?
TÜİK hesaplamalarına göre; TÜFE’de 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre % 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 8,45, bir önceki yılın aynı ayına göre % 17,53 ve on iki aylık ortalamalara göre % 14,55 artış gerçekleşti. Bu hesaba göre yıllık enflasyon % 17,53 seviyesinden gerçekleşmiş oldu.
ENAG hesaplamalarına göre ise 2021 yılının ilk altı ayı için TÜFE artışı % 19,16 yani TÜİK hesaplamalarının iki katı kadar.
TÜİK tarafından açıklanan bu veriler ne yazık ki piyasa gözlemlerimiz ile de hiç uyuşmamaktadır, işin açığı ENAG verileri ve hesaplamaları gerçeğe çok daha yakın olduğu izlenimini veriyor.
Elbette ekonomi yönetimi memur ve emekli maaş zamlarında TÜİK hesaplamalarını baz alacak ENAG hesaplamalarını dikkate almayacaktır. Bu durumda ücret ile geçinenlerin satın alma gücünde çok ciddi bir erime daha olacağını söylemek için ekonomist olmaya falan gerek yoktur. Yoksulun daha yoksul olacağı, ücretlinin hayat pahalılığı karşısında daha da ezileceği aşikardır.
Özel kapsamlı TÜFE göstergesi ise yıllık %18,16, aylık % 2,44 arttı. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre % 2,44, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 9,08, bir önceki yılın aynı ayına göre % 18,16 ve on iki aylık ortalamalara göre %14,87 artış gerçekleşti.
TÜİK tarafından açıklanan Yurt içi üretici fiyat endeksi ise (Yİ-ÜFE) yıllık % 42,89, aylık % 4,01 oranında arttı.
Yİ-ÜFE 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre % 4,01, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 22,04, bir önceki yılın aynı ayına göre % 42,89 ve on iki aylık ortalamalara göre % 25,38 artış gösterdi.
Bu bize üreticilerin ürünlerine gerektiği ölçüde zam yapamadığını ve önümüzdeki dönemde zam yağmurunun devam edeceğini göstermektedir.
Bir taraftan küresel emtia ve gıda fiyatları artarken aynı anda kurlarda yukarı yönde hareket edince ÜFE’nin de artması kaçınılmazdır.
Önümüzden çok ciddi bir hiperenflasyon tehlikesi vardır, Türkiye bir kapana girmiş bulunmaktadır bu kapandan çıkış kolay değildir.
Yapılması gereken ilk şey güven tesis etmektir ve lakin bu yeni tuhaf tek adam rejimi uygulamada olduğu müddetçe de güven tesis etmek hiçbir şekilde mümkün değildir.
Bu yüzden evvel emir bir genel seçime gitmek, denge ve denetleme mekanizmalarının kurulduğu, bağımsız ve tarafsız bir yargının inşa edildiği, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek zaruridir.
Sadece böyle bir sistemde seçilecek nitelikli yöneticiler, kurulacak geniş tabanlı ve demokrasiye saygılı bir iktidar güveni yeniden tesis edebilir; işte ancak bu noktadan sonra enflasyon ile mücadeleye soyunabiliriz…