Demek ki Neymiş?

Yedi yıldan fazladır, enflasyon düştü, düşüyor, düşecek sözleriyle avutulduk durduk.

Yedi yılın sonunda eylül ayı itibariyle gele gele yüzde 33.29’a demirledik. Bundan sonra, yüzde 30’un altına düşer mi, düşmez mi tartışmaları başladı. Kestirmeden söyleyelim, yüzde 30’un altında bir enflasyon söz konusu değil. Bunun için geride kalan üç ay içinde enflasyonun eksi değere düşmesi gerekiyor ki o da mümkün olamaz.

Enflasyon son emekli maaş artışından bu yana yüzde 7.5 oranında artış gösterdi. Yani an itibariyle SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 7.5, memurlar ve memur emeklileri yüzde 13.6 enflasyon farkını hak ettiler. Bunlar Tüketici fiyat endeksi verilerine göre ortaya çıkan rakamlar. Bir de yoksulu, dar gelirliyi ve emeklileri derinden etkileyen gıda enflasyonu var ki o da, eylül ayında yüzde 4.6 yıllık bazda ise yüzde 36.6 seviyesinde. Yani tüketici fiyat endeksinin üç puan üzerinde. Sadece taze meyvede yaşadığımız enflasyon yüzde 79,5, gerisini varın siz hesaplayın. Et ve süt ürünlerinde de benzer bir durum yaşanıyor.

Oysa Orta Vadeli Planda, yılın başında ne denmişti “hedef tek haneli enflasyon”. Geçtiğimiz yılın tahmini bu yıl için ilk etapta yüzde 15 oranında bir enflasyondu. Sonra bunu yüzde 24’e, daha sonra yüzde 27’ye ve en son olarak da yüzde 28.5’e yükseltmişler, maaş hesaplamalarını buna göre yapmışlardı. Geldiğimiz nokta ise yüzde 33.29. Daha yılın bitmesine de üç ay var. Ekim, kasım ve Aralık aylarında yüzde 3.5’lik bir enflasyon yaşanırsa, yıl sonu yüzde 38.5, geride kalan üç ayda her ay, yüzde 2.5’lik enflasyon ortalaması tutturulursa yüzde 35.1, yüzde 1.5 oranında bir enflasyon gerçekleşirse yüzde 31.1’le yılı kapatabiliriz. Gelin biz daha iyimser bir tahminde bulunalım. Yüzde 32 ve yüzde 33’lük tahminler yapalım. Yüzde 32’lik bir enflasyonda SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 13.1, memur ve memur emeklileri yüzde 19.5 oranında enflasyon farkı alacaklar. Yüzde 33’te ise yüzde 32’nin üzerine sadece bir puanlık bir artış söz konusu olacak.

İşin acı tarafı enflasyonu yoksul ve dar gelirli kesimler ile emekliler daha yoğun hissediyorlar. Ellerindeki paranın önemli bir kısmını kiraya ve faturaları ödemek için harcayınca ellerinde beslenmek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaya paraları kalmıyor. Ülkenin gelirinden en büyük payı alan yüzde 5’lik kesim enflasyonu hiç hissetmezken, hemen onun gerisinden gelen diğer yüzde 5’lik dilim enflasyonun sadece adını zikrediyor.
Enflasyon, bir ülkenin vatandaşlarının maruz kaldığı haksız bir vergiden başka anlam taşımıyor. Önümüz kış, havalar soğumaya başladı, yetkili ağızlardan peş peşe elektrik ve doğal gaz zammına ilişkin açıklamalar duyuyoruz. Yaz aylarında, asgari gaz ve elektrik sarfiyatı ile günlerini geçiren dar gelirliler ve emekliler, şimdi kara kara gelecek zamları düşünmeye başladılar. Uygulamaya konulacak olan yeni ücret tarifeleri faturaları ikiye katlayacak. Geçtiğimiz yıllarda televizyon ışığıyla oturan, soğuk havalarda, battaniye altında kışı geçirenler için kışın zor geçeceği bugünde belli oldu.

Çocuklar ve gençlerimiz için de durum farklı değil. Çocuklar yine okullara boş beslenme çantalarıyla gidiyorlar. Gençler, tüm hayallerinden vaz geçmişler biran önce kapağı yurtdışına atma peşinde koşuyorlar. Ne okuyan, ne de bir işte çalışan gençlerimizin sayısı her geçen ay biraz daha artıyor. Nitekim istatistiklerde bu olumsuz tabloyu doğruluyor. Öyle ki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yoksul ailelere yaptığı yardımların artmasıyla övünüyor.

Özetle; Türkiye’nin bu içine düştüğü fasit daireden çıkması için öncelikle hukuk ve adaletin tam anlamıyla uygulanması gerekiyor. Ülkemizin adalet sistemine güvenemeyen yabancı yatırımcılar, yatırım planlarını askıya almış durumdalar. Bakın son bir şey daha söyleyelim sonra yazımıza noktayı koyalım. Enflasyonla mücadelede, yoksullukla mücadelede, yolsuzluklarla mücadelede ve kamuda israfla mücadelede en etkili politika, adaleti sağlayan bir hukuk sisteminden geçmektedir. Bunun dışında hangi politikayı uygularsanız uygulayan sonuç değişmeyecektir. Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde siyasi tercihler yatmaktadır.