İktidarın küçük ortağı Bahçeli, ekonomiye yönelik övgüler dizerek, "CHP Genel Başkanı'nın tarihini en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi, ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin deli saçmasıdır" dedi.
Vallahi ben hep diyorum bu ülkede 65 yaşını geçen kişi tapuda doktor raporu olmadan işlem yapamıyor, mal alıp satamıyor ama 70 üstü siyasetçiler ülkenin en yaşamsal konularında rahat rahat karar verebiliyor.
Bence bu düzen değişmelidir!
Mecliste ve devletin karar mekanizmalarında bulunan her siyasetçi ve bürokrat yılda en az bir kez akli melekelerinin yerinde olup olmadığına dair muayeneden geçmeli ve görevine ancak tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınmış olumlu bir heyet raporu ile devam edebilmelidir.
Bu kişilerin yaşı 65 üstü ise rapor yılda bir değil üç ayda bir alınmalı, 75 üstünde ise raporun geçerlilik süresi ayda bire düşürülmelidir.
Dahası kişinin akli melekelerini ve karar alma yeteneklerini etkileyebilecek kronik hastalığı, sürekli ilaç kullanımı ve sair etkenler varsa gereği yapılmalı, gerekirse on günde bir rapor istenmelidir.
Bunu yapmak çok mu zor?
Elbette hayır…
Ayrıca ülkenin bekası için bu kadar önemli bir konuda zorluk konuşulmaz bile zaten biliyoruz ki hem mecliste ve hem de sarayda tam teşekküllü sağlık merkezleri var bu muayeneler buralarda kolaylıkla yapılabilir.
Bu noktada Türk siyasi hayatını etkileyen en önemli figürlerden biri olan Bahçeli’nin kürsüden sarf ettiği “tarihini en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi, ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin deli saçmasıdır" sözleri eğer bile isteye yalan söylemiyorsa onun tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilerek kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçmesi için yeter de artar bir sebeptir değil mi?
Neden böyle düşünüyorum derseniz:
Bakın bir ülke ekonomisinde en temel kriz göstergesi enflasyon ve enflasyon yüzünden oluşan hayat pahalılığıdır!
Bir siyasetçi enflasyon bu seviyedeyken bunu görmüyor ya da görse bile bunu krizden saymıyorsa ya verilere hâkim değildir, sokaktan haberi yoktur, ya gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyordur veyahut da akli melekeleri ile ilgili çok ciddi bir sorun yaşıyordur.
TÜİK verileri ortada, ENAG verilerine göre enflasyon % 120 üstü…
İflaslar gırla gidiyor…
Halk yokluk ve yoksulluk içinde debeleniyor…
Emekli aç biilaç ser sefil ölsem de kurtulsam diyor…
Amma ve lakin muhtereme göre ülkede kriz yok, işler güllük gülistanlıkmış…
Şimdi sanırım ben de bu yazımdan sonra MHP tarafından hazırlanan, Bahçeli tarafından kürsüden duyurulan 154’lükler listesine girmeye hak kazanırım, liste 154 + 1 olur…
Duymuşsunuzdur Bahçeli, "154 kişinin ismi var onları yakın takipteyiz. Bu dosya elimizdedir, günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir" dedi!
Akli melekeleri yerinde olan bir siyasetçinin böyle bir laf etmesi mümkün müdür?
Diğer yandan aslında bu liste bir şeref listesidir!
Baktığımız zaman bu listede iktidara boyun eğmeyen, MHP’nin tehditlerinden korkmayan, iktidarın algı operasyonlarını çökerten ve vatandaşlara gerçekleri duyuran onurlu aydın, siyasetçi ve gazeteciler var.
Her ne kadar bu söz ağzından çıktıktan sonra uyanıklık edip hukuk mukuk diyerek lafı toparlamaya, suç isnat edilmesini önlemeye çalışmış olsa da biz bu taifenin eyleme geçmesini “Çorum” ve “Maraş” olayları gibi olaylardan çok iyi biliriz!
Sakın onlar geçmişte kaldı falan da demeyin bakın Ayşe Ateş daha yeni, “Evet, Sinan gazetecileri dövdürdü. Çok büyük kavga ettik, 'iki kızın var, yakışıyor mu' dedim. 'Yapmazsam Ocak Başkanı olamam' dedi. O gazetecilerin hepsinden özür diliyorum” demedi mi? Sadece bu sözler bile MHP’nin eyleme geçmesinin ne anlama geldiğini yeterince anlatmıyor mu?
Sokağa çıkın bakın kime sorsanız bu taife “çek senet tahsilatı”, “adam dövme, yaralama öldürme” ev “haraç alma” gibi şiddet eylemleri ile anılmıyor mu?
Hal böyleyken Bahçeli’nin eyleme geçecekleri söylemini kim mahkemeye başvuracaklar olarak algılar ki?
Bu söylem resmen ve alenen bu ülkedeki aydınları, siyasetçileri ve gazetecileri tehdit etmektir!
Bu kişilerden tek birinin kılına bile zarar gelirse MHP ya da Ülkü Ocaklarının hiçbir alakası olmasa bile azmettiricinin Bahçeli olduğu söylenmeyecek midir?
Peki, aklı başı yerinde biri böyle laflar eder mi?