Değişen Takvim Artan Beklentiler

Yeni yıl çoğu insan için yalnızca tarih değişiminden ibaret değildir.
Bu dönem zihinsel düzeyde geçmişi kapatıp geleceği yeniden kurgulama isteğinin yoğunlaştığı bir eşik görevi görmektedir.
Yıl sonunda insanlar sadece zamanı değil yaşadıklarını, yapamadıklarını ve umutlarını da masaya yatırır.
İnsan zihni başlangıç fikrine güçlü bir anlam yükler.
Haftanın ilk günü, yeni yaş ya da boş defter nasıl yenilenme hissi yaratıyorsa yeni yıl da benzer psikolojik etki oluşturur.
Bu nedenle “yeni yıl her şey farklı olacak” düşüncesini neredeyse otomatikleştirir.
Ancak bu düşünce gerçekçi bir planlamadan çok duygusal bir temenniye dayanır.
Yeni yıl döneminde umut duygusu ile içsel baskı yan yana yürür.
Değişme arzusu heyecan yaratırken aynı anda kişinin yüklediği beklentileri ağırlaşır.
Daha disiplinli, mutlu, başarılı bir versiyon olma zorunluluğu hissedilir.
Sorun şu ki, bu hedefler somut adımlardan değil ideal sonuçlardan oluşur.
Psikolojik olarak belirsiz ve büyük hedefler motive etmek yerine kişide kaygı yaratabilir.
Yeni yıl kararlarının kısa sürede terk edilmesi de bundan kaynaklanır.
Çoğu zaman irade eksikliğiyle açıklansa da kişinin kendisinden ani kimlik değişimi beklemesidir.
Zihin alışık olmadığı hızlı dönüşümleri tehdit olarak algılar.
Ardından suçluluk ve yetersizlik duyguları devreye girer.
Yeni yılın psikolojik değeri sil baştan yapmak değil kendini dürüst şekilde değerlendirmektir.
Geçen yıl nelerin eksik kaldığı kadar nelerin başarılı olduğu da önemlidir.
Yeni yıl için en sağlıklı yaklaşım büyük sözler yerine daha gerçekçi niyetlerdir.
“Mutlaka yapacağım” demek yerine “denemeye devam edeceğim” diyebilmektir.
Kalıcı psikolojik değişim kendini zorlamaktan değil kendine alan tanımaktan geçer.
Takvim değiştiğinde hayat kendiliğinden değişmez.
Ancak bakış açısı değişirse yeni yıl yeni bir başlangıca dönüşebilir.
Yeni yılın herkese bedenini koruyacak sağlık, ruhunu besleyecek huzur ve hayatın yükünü hafifletecek mutluluk getirmesi dileğiyle.