DAĞ FARE DOĞURDU

Asgari ücret 5 bin 500 lira olarak açıklandı ya işte buna resmen dağ fare doğurdu denir…

Asgari ücret 5 bin 500 lira olarak açıklandı ya işte buna resmen dağ fare doğurdu denir…

İktidar uzun bir süre direndikten, zamma gerek yok, yılbaşında zaten yapacağız falan dedikten sonra en nihayetinde kamuoyu baskılarına boyun eğip asgari ücrete zam yapmayı kabul etmişti.

Süreci izledik temmuz ayına yetiştirmek için acele toplanıldı, zaman yetmeyince de bir yönetmelik değişikliği yapıldı. Zam miktarının açıklaması için AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın NATO toplantıları için gitmiş olduğu Madrid’den dönüşü beklendi, beklemekten bir hal olan millet televizyon ekranlarına kitlendi ve sonuçta hepi topu yüzde 29,3 yani yaklaşık yüzde 30 zam yapıldı. Asgari ücret 5 bin 500 liraya çıkarıldı.

Açıklanan asgari ücret artış oranı TÜİK tarafından açıklanan ilk beş aylık enflasyonunun bile altındadır…

Açıklanan asgari ücret; açlık sınırının altındadır…

Açıklanan asgari ücret; 330 dolar ile Çin’deki asgari ücret seviyesinin bile altındadır.

Açıklanan asgari ücret; dört kişilik bir ailede ancak dört kişi çalışırsa yoksulluk sınırına ulaşılabilmektedir, iki kişinin anne ve babanın asgari ücret ile çalıştığı ailelerde eve yoksulluk sınırının ancak yarısı kadar bir gelir girebilmektedir.

TÜİK tarafından hesaplanan enflasyon verilerinin gerçek enflasyon oranlarının çok ama çok altında kaldığı konusunda bu ülkede yaşayan herkes artık hemfikirdir.

ENAG tarafından açıklanan ve hem ekonomistlerce ve hem de toplum tarafından çok daha gerçekçi bulunan TÜFE hesaplamalarına göre ise yıllık enflasyon yüzde 160,76 oranındadır.

Bakın TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE bile 2022 yılı Mayıs ayında, bir önceki yılın Aralık ayına göre yani ilk 5 ayda %35,64 oranında artmıştır. Buna daha haziran ayı enflasyonu dâhil değildir. Haziran enflasyonu ile beraber ilk altı aylık enflasyon artışının yüzde 40 civarına ulaşması beklenmektedir. Erdoğan tarafından açıklanan zam oranı bu oranın bile altında kalmaktadır.

AKP iktidarı çok açık ve net bir şekilde patrondan yana ve emeğe karşı bir strateji izlemekte, bile isteye, taammüden uyguladığı enflasyonist politikalar patronlara yarar sağlar ve onların karlarını artırırken emekçilere büyük zarar vermekte, ücretle geçinenlerin alım güçlerini düşürmekte, refah seviyelerini azaltmaktadır.

Asgari ücrete mahkûm olmak zaten başlı başına bir geçim sorunudur ama daha büyük sorun bu ülkede çalışanların çoğunun aldığı ücretler de asgari ücret seviyesine çok yakındır.

Ekonomisi normal olan gelişmiş ülkelerde asgari ücret işe yeni başlayan kıdemsiz ve niteliksiz elamanlara verilen başlangıç ücret seviyesidir. Bu ülkelerde çalışanların çok ama çok az bir kısmı asgari ücret seviyesinden maaş almaktadır.

Türkiye’de ise nitelikli ve eğitimli insanlar bile asgari ücret seviyesinden maaş almakta, çok uzun bir süre boyunca kıdem farkı maaşlarına ilave edilmemektedir.

Üstelik kamuda bile asgari ücretin altında eleman çalıştırma uygulaması vardır.

Türkiye’de ücretlilerin gelir seviyesi o kadar düşmüştür ki sadece asgari ücretlilerin değil çok istisnai haller dışında tüm ücretle çalışanların gelecek umutları yok olmuştur.

Bu günün Türkiye’sinde ücretle çalışanlar için bir ev ya da otomobil sahibi olabilmek hayal bile edilemez, ütopik bir hedef olmuştur.

Ortalama bir ev fiyatı 2 milyon, ortalama bir araba fiyatı 500 bin liradır. Asgari ücretle çalışan birinin ortalama bir ev alabilmesi için 30 yıl çalışıp hiç harcamaması tüm kazandığını biriktirmesi gerekmektedir. Bir araba alabilmek içinse neredeyse 7,5 yıl çalışması gerekmektedir.

İnsanlar ömürleri boyunca çalışıp hiç harcamasalar dahi asgari ücret ile çalışarak bir ev sahibi olamayacaklarını bilmektedirler. Asgari ücret ile çalışıp bir ev sahibi olabilmeyi bir kenara koyun bir evin kirasını ödeyebilmek bile artık mümkün değildir.

Boşuna yaparsa AKP yapar dememişler, AKP bu ülkedeki insanların hayallerini bile yok etmeyi başarmıştır…