CUMHUR İTTİFAKININ ADAYI KİM OLACAK?

Şimdi bu ne saçma soru, Cumhur İttifakının adayı belli değil mi, Recep Bey olmayacak mı? Dediğinizi...

Şimdi bu ne saçma soru, Cumhur İttifakının adayı belli değil mi, Recep Bey olmayacak mı? Dediğinizi duyar gibiyim.

Lakin kazın ayağı hiç de öyle değil!

Biz hukuksuzluğu ve anayasanın ayaklar altında çiğnenmesini çok normal karşıladığımız ya da karşılamaya alıştırıldığımız için Recep Bey ve YSK anayasa ve kanun falan dinlemez, Recep Bey canı çektiği gibi anayasayı çiğner ve 3. Kere aday olabilir diye düşünüyoruz.

Oysa hukukun şaşmaz bir şekilde işlediği her demokratik ülkede anayasa ve kanunlara bu kadar açık ve net bir şekilde aykırı olan bir adaylığın katiyetle mümkün olmayacağı konusunda herkes hemfikir olacaktır.

Birçok defa yazdığım çizdiğim ve anlattığım gibi anayasa ve cumhurbaşkanı seçim kanunu bu kadar açıkken Recep Bey kesinlikle ve kesinlikle bir defa daha aday olamaz. Ayrıca aday olup kazansa bile bu kadar açık bir hukuksuzluğu dünya nasıl karşılar, seçimi tanırlar mı onu da hesap etmek gerekir.

Bunun tek bir istisnası var o da Mecliste bir erken seçim kararı alınması, işte o zaman Recep Bey bir kere daha aday olabilir ve eğer seçilebilirse bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yapabilir.

Bu noktada nihai karar mercii Yüksek Seçim Kurulu ve onun kararları da kesin aldığı karara itiraz etmenin herhangi bir yolu da yok.

Hadi şimdi ülkemizin bir anayasal hukuk devleti olduğuna dair inancımızı tazeleyelim ve Yüksek Seçim Kurulu’nun anayasa ve kanunlara aykırı hareket etmeyeceğini düşünelim. Recep Bey’in de inat edip muhalefet tarafından son derecede centilmence teklif edilen 6 Nisan öncesi bir seçim kararını meclisten çıkarma önerisine itibar etmeyerek, kendi başına 14 Mayıs için bir erken seçim kararı aldığını düşünelim.

Doğal olarak bütün adaylık başvuruları Yüksek Seçim Kurulu’nun önüne gidecek ve oradan bir karar çıkacak. Şimdi Yüksek Seçim Kurulunun hukuka uyduğunu ve Recep Bey’in adaylık başvurusunu reddettiğini düşünün…

İşte bu noktada dananın kuyruğu kopacaktır ve Cumhur İttifakı kendine yeni bir Cumhurbaşkanı adayı aramak zorunda kalacaktır.

İstiyorum ki bu senaryo üzerinde düşünelim ve kimler aday olabilir diye bir zihin jimnastiği yapalım.

Akla ilk gelen aday doğal olarak Recep Bey’in emanetçisi Binali Yıldırım olacaktır. Diğer yandan Süleyman Soylu, Hulusi Akar ve Numan Kurtulmuş’ta doğal olarak aday olabilecek isimler arasında sayılabilir.

Tabi kimin gönlünde hangi aslanın yattığını, kimlerin mecazen “kral öldü, yaşasın yeni kral” diye bir iktidar değişikliği hayali kurduklarını bilemiyoruz. Fakat iktidar mücadelesinde babanın oğulu, kardeşin kardeşi tanımadığını çok iyi biliyoruz bu çerçeveden bakınca birçok AKP’linin Erdoğan sonrası için hazırlık yaptığını neden ben olmayayım diye düşündüğünü olası bir YSK kararını bir fırsat olarak değerlendirdiklerini görmekteyiz.

Bu noktada elbette ki nihai kararı her zaman olduğu gibi Recep Bey verecektir ve öncelikle kendisine ihanet etmeyecek ve seçilme şansı olabilecek birini bulmaya çalışacaktır.

Maliye Bakanlığındaki başarısızlığı bu kadar net olmasaydı, kamuoyunda ve parti içinde bu kadar tepki toplamasaydı Berat Albayrak’ta potansiyel adaylar arasında sayılabilirdi ama bu saatten sonra herhangi bir şansı olduğunu düşünmüyorum.

Peki, Bilal Erdoğan olur mu?

Tamam, ihanet etmesi beklenmez ve ailenin menfaatlerini korumak için çabalar amma ve lakin seçilme şansı sıfıra yakın olacaktır.

Bana kalırsa Erdoğan açısında geriye tek bir aday kalıyor o da Selçuk Bayraktar…

Hem kim ne derse desin şirketinin yaptığı İHA ve SİHA’lar sayesinde kamuoyunda imajı fevkalade parlak. Milliyetçi ulusalcı kesimin desteğini almakta bir sorun yaşamaz ve seçilebilir.

Lakin bu durum açıkça bir hanedan tartışması yaratacaktır ve AKP içinde de birçok “gönlünde cumhurbaşkanlığı aslanı” yatan politikacının tepkisini alacaktır.

Lakin gene de hem Recep Bey’in güvenebileceği ve hem de seçilme olasılığı yüksek olan kişilerin başında gelmektedir, muhalefet partilerinin bu olasılığı ciddiyetle değerlendirmesi gerekmektedir.