Çölleşen dünyaya iki umut çiçeği: Koca soda ve Öldürgen

Mars görüntüsü!

İki taraf dağlarla kaplı.

Jipsli ve killi dağların görünüşü alışık dağlardan farklı.

Rüzgârın ve dağlardan inen yağmur sularının izleri manzarayı ayrı gizemli yapıyor…

Durun!

Sizi yazının konusu yere götüreyim!

https://www.youtube.com/watch?v=-7AWoOZELEQ

Burası Nallıhan!

Nallıhan, Başkent’in Davutoğlan Kuş Cenneti ile ünlü ilçesi.

Aladağ Çayı’nın Sarıyar baraj gölüyle ile birleştiği yerde oluşmuş sulak alan, kuşlara yaşam kaynağı, Davutoğlan Kuş Cenneti olmuş.

Bu alanın hemen yakınlarındaki çorak tepelerde iki bitki yetişir.

Öyle civardaki her yerde değil, küçük bir bölgede.  

Dağların arasındaki küçük bir vadide.

Dağlardan inen suların zaman zaman akıntı oluşturduğu dar bir alandır, kuşları besleyen komşu bölgeyle karşılaştırılamaz bile, zorlu bir coğrafyadır burası.

İki bitkiden biri koca soda, diğeri öldürgendir.

Koca soda

Koca soda, horozibiğigiller ailesinden.

Soda otlarından.

Prof.Dr. Mecit Vural bitkiyi 1999 yılında keşfetmiş.

O gün bugündür, toplamı 4 km2 olan bu daracık alan dışında bir yerde görülmemiş.

Soda otları arasında en büyük boya erişmesi ve meyve kanatlarının en büyük olması nedeniyle haklı olarak ‘Koca soda’ denmiş ama ‘Çölleşen dünyanın umut ışığı’ dense yeridir.

Neden korunmalı?

Toprak tuzlu ve killi. Yani öyle bitki yetişmesi için pek uygun bir zemin yok.

Dağlardan inen sular erozyon nedeni.

‘Tohum eksen, su götürür’ türden bir yer olması da cabası.

Bu vadide bir bitkinin yetişmesi bir mucizeyken, koca soda vadide de yetişmekle kalmıyor, vadiye bakan ot bitmez yamaçlarda bile yetişiyor.

‘Demek ki arsız’ yorumu yapmadan çok önemli bir noktanın altını çizelim!

Koca soda, yeryüzünde sadece burada yetişiyor.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) endemiklerin yok olma tehlikesine dikkat çekmek ve standart oluşturmak için kriterler belirlemiş. Bu kriterlere göre çiçek, en tehlikeli çizgide, bildiğin kırmızı bölgede!

Vahim veya kritik tehlikede (CR) statüsünde.

Bunun anlamı ‘Öncelikle korunması gereken endemik tür’ veya ‘Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi had safhada’.

Tabela

Vural, alandaki koruma tabelasında bitkinin korunmasının öneminin altını çiziyor.

“Dar yayılış alanına sahip bu alandaki nadir türler habitatıyla birlikte korunmaya alınmalıdır. Koca sodanın popülasyon dalgalanması kuvvetlidir. Çölleşen dünyada bu bitkilerin genetik materyalleri ileride bizler için hayat kurtarıcı olabilir. Alan toprak, topografik ve jeolojik açıdan da cazip görselliğe sahip jeosit olma özelliği taşımaktadır.”

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü alanın özel ve korunması gereken bir alan olduğunu belirlemek için bir tabela yerleştirmiş. Vadinin girişindeki bu tabela elbette çok iyi ve yararlı bir yaklaşım.

Ancak…

Böyle nadir bir bitkinin burada yetişiyor olması biraz daha ilgi istemiyor mu?

Üstelik bir başka endemik bitki daha, Türkiye’de sadece burayı, yuva kabul etmiş.

Endişeler ve yapılabilecekler

Tabelada bitkinin toplanması durumunda cezasının olduğu da yazmalı…

Çünkü kötü niyetliler bir yana, birisi ‘Cezası olduğunu bilmiyordum’ diyerek birkaç kök sökse, bitkinin geleceğinin tehlikeye girmesi söz konusu.

Erozyon için önlem alınmalı…

Mecit Hoca ile alana yıllardır gideriz.

“Yaşasın! Bu sene bitki çok çıkmış.” veya

“Hay Allah! Bu sene az çıkmış.” gibi yorumlar yapıyoruz.

Bir aksilik olmasın veya destek olsun diye herhangi bir önlem ve çalışma yok.

Bitkinin varlığı bir anlamda şansa kalmış yani.

Ağaç veya çalı gibi değil, her yıl yeniden çıkan tek yıllık bir bitki. Her seferinde aklımıza, ‘sular biraz fazla gelmişse’, ‘toprağı derinden taşınmışsa’, ‘aşınmayla zemin iyice sertleşmişse’, ‘birileri zarar vermişse’ veya en kötüsü ‘bu kez bitkiye hiç rastlayamasak’ türünde endişeler taşıyoruz. Olamaz mı?

Alan çevrilmeli…

Bitkinin yetiştiği, yetişme olasılığının olduğu yerlerin belirlenmesi ve rastgele giriş çıkışların önlenmesi adına çevirme önemli. Alanda yapılacak her türlü faaliyetin önüne geçilmeli.

Madem bu kadar öneri sıraladık, bir de su deposu ekleyelim! Bu korumaya aldıktan sonra uzmanları ‘ayrıca suya gerek yok!’ diyebilirler ama olsun! Bunca zamandır ihmal ettik, çok susuz kaldıklarında sulama şansı olsun, konfor sayılsın, coşsunlar!

Sürekli izlenmeli…

Tür eylem planı

Tür eylem planıyla 4 yıl boyunca takip edildi. Yapılanları detaylı okumak isterseniz; https://bolge9.tarimorman.gov.tr/Documents/Koca%20Soda%20Eylem%20Plan%C4%B1.pdf  

Yapılanların çok yararlı olduğuna şüphe yok.

Peki şimdi?

İzlenme sürekli olmalı.

Bence dört bir yana kameralar yerleştirilerek, 7/24 izlenmeli. Teknolojinin geldiği bu noktada bunlar kolaylıkla yapılabilecek işler. Bazı kuşların yuvalarını izleyen kameralar veya yaban hayatı izlemek için foto kapanlar var. Merak uyandıran ve dikkat çeken, en önemlisi kuşun veya hayvanın korunmasında değerli katkılar sağlayan uygulamalar. Bu nadide bitki için neden olmasın.

Avrupa’da bazı bölgelere girerken konuşma yasak derler. Tuvalet için bile bir tesis yapılmaz hatta çivi bile çakılmaz. Abartılı mı? Yapıyorlar işte. Toprak da değer de onların. ‘Niye yapıyorsun?’ diye sorma bir yana ‘helal olsun!’ diyoruz.

Ahşap yürüme yolları

Üstte sıraladıklarımın yanında gerekli başka düzenlemeler de yapıldıktan sonra bu çok özel alanın en azından bir bölümüne yükseltilmiş ahşap yürüme yolları döşense.

Yürürken…

Yürüyenler yol boyunca bitkiyle ilgili bilgiler alsa, fotoğraflarını görse.

Nisan-mayıs aylarıysa bitkinin 3-5 santimken genç halini, haziran-temmuzsa 1,5 metreye ulaşmış halini veya eylülden kasıma, çiçeği diyebileceğimiz kanatlı meyveli haliyle görseler… Hani nerdeyse yılın her mevsiminde bitkinin yetişmesi meraklılarca kontrollü yürüyüşlerle izlense, fotoğrafları çekilse.

‘İmkânsız!’ denilebilir mi?

İmkânsız olan, sıraladıklarımın bu bitki için en azından bugün başka bir yerde yapılması. Burada yapılması için her türlü imkân söz konusu.

Peki yarın?

‘Yapılabilecekler’ diye sıraladıklarımız yapılsa ne olur?

Öncelikle bitkinin yaşamını sürdürmesi şansa bırakılmamış olur.

Korunması, yok olmaması için önemli adımlar atılmış olur.

‘Yapılabilecekler’ yapılmadan, henüz yaşanmış bir örneğe bakalım mı?

Geçen sene, Başkent Kültür Yolu Festivali’nde ‘endemik turu’ olsun dendi.

Duyuru yapıldı.

‘İlana çıkıldı’ bilgisi geldiğinde internete girdim.

‘Bilet tükendi’ yazıyordu!

Yanlışlık olduğu düşüncesiyle ilgili yetkili, Sevgili Mehmet Ali Bey’i aradım.

O da benimle aynı fikirdeydi.

“Yanlışlık vardır” dedi ve bilet satışı yapan firmayı aradı.

“İsterseniz bilet alanların cep numaralarını verelim, yanlışlık yok” yanıtı aldı.

Doğa koruma, endemik yaşatma veya bilinçlendirmenin yanında işte size turizmi canlandırma için harika bir yol.

Bir de çocuklarımız var…

Gerekli önlemlerin alındığı, düzenlenmelerin yapıldığı bu özel alanlara okulların akın akın geleceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

Sahip olunması büyük nimet olan değerlerimiz için atılması imkânsız olmayan adımların gerçekleşmesi durumunda, getirilerinin neler olacağını varın siz hesaplayın artık!

Güzel bir haber

Yazıyı tamamlamıştım ki Vural bir haber verdi. Prof.Dr. Ahmet Emre Yaprak, endemiklerle yakından ilgili bir bilim insanı. Yaprak’ın iki doktora öğrencisi (Dr. Gül Ayyıldız ve Dr. Merve Örnek), Delice ve Sungurlu’da koca sodanın, küçük de olsa iki popülasyonunu daha keşfetmişler. Çok sevindim. Müjde gibi haberlerin artmasını diliyorum.

Son

Bu eşsiz alanda yetişen iki bitkiden diğeri öldürgen demiştik.

Öldürgenin, aslında Ön Asya’da görülen bir çiçek olduğunu ve Anadolu topraklarında sadece burada görüldüğünü yazalım ve onu da başka bir yazıda anlatmak üzere yazıyı burada noktalayalım.

‘Değerlerimize her zaman sahip çıkalım’ dileklerimle…

Kaynaklar

* Prof.Dr. Mecit Vural

* ‘IUCN Kırmızı Liste Sınıfları ve Ölçütleri’, https://portals.iucn.org/library/sites/library/files/documents/RL-2001-001-Tr.pdf

Prof.Dr. Mecit Vural ve Heykeltıraş Aslan Başpınar ile alana yaptığımız ziyaretlerden birindeyiz