Çevre; dünyanın yaşaması, insanın varlığını sürdürebilmesi için koruyup kollanması gereken en büyük değerdir. Çevreyi doğa ile yoğurup insanlara sunacağınız mis kokulu bir ekmeğe dönüştürdüğünüzde besler büyütür, mutlu eder… Aksi takdirde, yani, yaşamaya dair ne varsa ona zarar verirseniz onlar da sana bu dünyayı dar eder…
İlgi ve yetki alanım değil ama ‘kıyamet alameti’ olsa gerek!
Evet, şaka! Ancak bazı gerçeklerin şaka yoluyla dile getirildiğini de unutmayalım…
Asıl konuya geliyorum…
Yer: Sivas, Zara…
Mekan: Kaz Gölü…
Olay: Gölü yok edecek bir uygulama.
Mesaj: Durun! Gölü değil kendinizi yok ediyorsunuz.
Anladım anlamadınız anlatayım
Sivas’ın Zara ilçesinde Kaz Gölü denen bir cennet parçası var. Birkaç kez buraya kıymak istemişler ama başaramamışlar. Şimdi yine yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Daha önce ‘kanal’ yüzünden suyu azalan Göl, şimdi de ‘patlamalı taş ocağı’ tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı.
Oysa Göl, nesli tükenmekte olan 135 kuş türünün evi ve kuluçka alanı. Tıpta kullanılan sülüklerin yaşadığı, 22 memeli, 11 sürüngen ve 4 iki yaşamlı hayvana direkt ve dolaylı olarak yaşadığı yer.
Burada yetişen her yüz bitkiden 17’si endemik.
Göl giderse çöl gelir…
Korunması için daha ne olsun?
Önceki tehlike atlatıldı
Önceki olay, 2017 Kasım’ında yaşanmış. Kanal açılarak sulak alanın bir kısmı boşaltılırken kuşların kuluçka döneminde ise sazlık alanda bir yangın çıkarılmış. Her iki gelişme gölde büyük bir tahribata neden olurken, harekete geçen bölge insanları ve sivil toplum kuruluşlarının müdahalesiyle kurtarılmış.
Ve asıl zafer: Göl, sonunda “Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan” ilan edilmiş…
Yeni bir tehlike belirdi
Evet, muhteşem bir doğal yaşam alanı olan Kaz Gölü, kanal açılarak yok edilecekti ama başaramadılar…
Ancak yeni bir tehdit oluştu: Patlamalı Kalker Ocağı.
Yani: Taş ocağı. Hem de patlamalı…
Çok sayıda endemik bitki ve kuş türünün yaşadığı Kaz Gölü yok olabilir. Kurtarmak gerek.
Özelliklerine bakar mısınız?
İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta bulunan içerisi tamamen sazlıklarla kaplı olan Turna, Angut, Sakarmeke ve Yeşilbaş gibi çok sayıda kuşun kuluçkaya yattığı ve çok sayıda kuşun göç güzergahındaki Kaz Gölü yok olma tehlikesi yaşıyor.
Böyle bir kuş cennetine kıyılabilir mi? Kıyılıyor! Kıyılmamalı…
“Kurtarın” çağrısı geldi
Biz bu yazıyı Ankara’dan yazıyoruz ama Kaz Gölünün bulunduğu yer, Sivas’ın Zara ilçesinin Eymir Köyü.
‘Eymir’ denince Ankara’nın en güzel gölü gelmedi mi gözlerinizin önüne? Bu muhteşem gölü yok edecek bir gelişme olsa göz yumar, ‘bana ne’ der miydiniz?
Evet, Eymir Gölü, Ankara’nın güzelliğine güzellik katan bir doğal yaşam alanı ama Kaz Gölü de Eymir Köyü’ne, Zara’ya, Sivas’a ve Türkiye’ye hatta dünyaya hayat katan bir doğal yaşam alanı…
Duyarlı yaklaşım
Birçok kişi, kurum ve sivil toplum kuruluşu yaşananlara duyarsız kalmıyor. Sivas Zaralı iş insanı, İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İÇASİFED) Genel Başkanı Ahmet Kurt da Kaz Gölüyle ilgili gelişmelere gözünü, kulağını kapatmayanlardan. “Bu doğal mirasın korunması gelecek kuşaklara karşı insani, vicdani sorumluluğumuzdur.” diyen Ahmet Kurt, “Kaz Gölü’ne sahip çıkalım.” dedi.
‘Patlamalı taş ocağı’ kararından dönülmesini isterken de şunları söyledi: “Güncel olarak yaşayıp gördüğümüz acı örnekler, doğanın değerini daha iyi gösteriyor bizlere. Böyle bir dönemde patlatmalı taş ocağı açılmasına izin vermek akıl işi değildir. Bu karardan bir an önce vazgeçilmesini bekliyoruz. Kaz Gölü’nü kurtarmak hepimize düşen bir görevdir.”