ÇOCUK İŞÇİLİĞİ KANAYAN YARA

Ülkemizde çocuk işçiliği azalmak yerine daha da artarak kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Sayıları milyonu aşan çalışan çocuklar, Türkiye işçi sınıfının en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimini oluşturuyor

Ülkemizde çocuk işçiliği azalmak yerine daha da artarak kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Sayıları milyonu aşan çalışan çocuklar, Türkiye işçi sınıfının en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimini oluşturuyor

Birleşmiş Milletler tarafından dünyada gittikçe artan çocuk işçiliğine karşı farkındalık yaratmak ve çocuk işçiliğine engel olmak amacıyla her yıl 12 Haziran tarihi, 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü ilan edildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü nedeniyle, yeni bir “çocuk işçilik” raporu yayımladı. Rapora göre son dokuz yılda en az 556, AK Parti iktidarı boyunca da en az 811 çocuk, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

  • Türkiye, ILO’nun 138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi’ni 1998 yılında,
  • 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi’ni ise 2001 yılında onayladı.
  • Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, 2017-2023 dönemini kapsayacak şekilde güncellenmiş Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı (2017-2023) hazırlandı.

Tüm bu mücadele programlarına rağmen çocuk işçiliği azalacağı yerde artmaya devam ediyor

İSİG Meclisi’nce “Çocuk işçilik yasaklansın” başlığıyla yayımlanan raporda çarpıcı veriler yer alıyor. Raporda bazı satırbaşları şöyle

  • Türkiye’de çocuk işçilik, üretimi ayakta tutan bir olgu olarak varlığını korumaktadır. TÜİK (Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları, 2019) verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Türkiye’de çocuk işçiliğin gerçek boyutları ise verilerde perdeleniyor. Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenci olmak üzere çocuk işçiliğin ana gövdeleri eksik. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ila Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Bunlar göz önüne alındığında, bugün Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 4 milyon civarı) çocuk işçi olduğu görülmektedir.
  • Her ay ortalama olarak 5-6 çocuk çalışırken hayatını kaybetmektedir. Çocuk işçi ölümlerinin tüm iş cinayetlerine oranı ise yüzde 4 civarındadır. Ölümler genel olarak basına yansımaktadır.
  • Çocuk işçilerin yaklaşık üçte birinin tarımda çalışmasına karşılık ölümlerin yarıdan fazlası bu işkolunda meydana gelmektedir.
  • Son yıllarda çocuk emeğinde ücretli ve tehlikeli işlerde çalışma oranı artmaktadır.
  • 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 68 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi olmak üzere son dokuz yılda en az 556 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
  • Son dokuz yılda iş cinayetlerinin cinsiyetlerine göre dağılımı şöyle: 88 kız ve 468 oğlan çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, çocuk işçiliğin getirildiği durumu ve çocuk iş cinayetlerinin bir “çocuk emek sömürüsü” politikası olduğunu vurgulayarak çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi için şu taleplerde bulunuyor

  • *Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir.
  • *Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır.
  • *Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.
  • *Yasadışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.
  • *Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilmelidir.
  • *Çocuk işçilik yasaklanmalıdır.

Çocuk işçiliği her şeyden önce bir insan hakları ihlali olarak görülmek zorundadır. İktidar, çocuk işçiliğinin en önemli nedenlerinden biri olan yoksulluğu ortadan kaldıracak tedbirleri alarak bir an önce uygulayamaya koymalıdır.