ÇIKMAZ SOKAKTA BİR MİMOZA

“ÇIKMAZ SOKAKTA BİR MİMOZA” bir Kamile Yılmaz Romanı. 

Romanla ilgili söyleyeceğim ilk cümle. Genç, yaşlı, kentli, köylü, kadın, erkek herkesin okuması gereken bir roman. Yaşam bizim hayalini kurduğumuz gibi değil, bulunduğumuz; yaşadığımız ortama göre şekilleniyor. Tabii ki bizim de izin verdiğimiz müdahil olabildiğimiz kadar. 

Yazar Kamile Yılmaz, romanında; kadına, evliliğe ve erkeğe dair birçok konuyu/sorunu okuruyla paylaşmış. İlk bakışta, sadece ezilen kadınların sorunlarını anlatıyormuş gibi görünse de okuyan her insana çok şey öğreniyor. Özellikle de erkeklere. Elif’in, Bahar öğretmenin öğrencisi olması ve kitaplarla tanışması, hayatta kalmasını ve öğrendikleriyle dünyaya farklı bakmasını sağlıyor. 

Yılmaz, roman kahramanlarına yüklediği rollerle; “cehaletin” altını kalın kalemle çizerken, yaşadığı toplumun ve o toplumun kültürünün etkisinin ağırlığını/gücünü de bütün çıplaklığıyla anlatmış. 

Yılmaz; Elif’in köyde kitap okumaya başlamasıyla, kendindeki değişikliğin farkına varmasının, insan kendini değiştirmek isterse ve buna inanırsa her şeye rağmen değiştirebilir düşüncesinin altını çizmiş. Yine Orhan ve Ali özelinde, çevresini değiştirse, kente gelse de değişmek istemezse cehaletini her yere kafanın içinde taşıyacağının altını çizmiş.

 Bahar öğretmen ile Murat öğretmenin evlenmeleri, köydeki Orhan gibi kötü niyetlilerin yapmaya çalıştıklarına kötülüğe karşı güç birliği yapmalarını da beraberinde getiriyor. 

Kamile Yılmaz; romanında öne çıkardığı konulardan bir tanesi de iyi insanlar kitap okur, ya da kitap okuyan insanlar aydın düşünür, aydın olur, bilgisini birikimini toplumla paylaşır yani mücadelenin içinde yer alır düşüncesine dikkat çekmiş. Murat öğretmenin ve Onur öğretmenin ortak özellikleri hem zengin kütüphaneleri hem mücadele içinde olmaları hem de iyi insan olmalarıdır.

Yazar, Kaile Yılmaz; konuların arasına serpiştirdiği yaşama dair notlar dikkat çekici. Örneğin aşağıdaki iki konu gibi pek çok konuya dikkat çekiyor: “Kafama uygun bir kadın olursa, elbette evlenmeyi düşünürüm. Kahveyi nasıl içtiğimi soran bir kadın değil de okuyan, tartışan, sorgulayan, ülke ve dünya sorunlarıyla ilgilenen bir eşim olsun isterim. Yoksa ayağıma zincir takmaya hevesli değilim.”

“Kimse kimseyi elinden almadı, elma sepeti mi bu? Ayrıca ben Orhan’ın sahibi miyim? Benimle mutlu olsaydı sana gelmezdi. Her insanın gitme hakkı vardır. Eşim diye onun gitme hakkını elinden alamam. Sana değil Orhan’a bile kızmadım. Kısacık hayatta kim kiminle mutlu olacaksa gitsin mutlu olsun. Ama gelip bana Orhan’ı sorsaydınız diye düşündüm. Siz de haklısınız, benim nasıl karşılayacağımı bilemezdiniz. Benim sizinle bir sorunum yok ki eğer varsa bir sorun o eşimledir.”

Romanın bir yerinde, çaresiz kalan kadının intiharı düşünmesinin ama bunun yanlış olduğunun altını çiziyor. “Bu yaşımda çok yoruldum… Adam eve gelir gelmez tekme tokat savuruyor, zor kullanarak tecavüz ediyor! O bana dokununca kendimi çok pis hissediyorum… Saatlerce yıkanıyorum, yine de temizlenemiyorum. Bedenimden nefret ediyorum! Evlilik buysa, kadınlar neden kadınlar neden büyük bir hevesle evleniyorlar? Yaşamak buysa ben istemiyorum. Sevgi, sevmek buysa kalsın olduğu yerde, benden uzakta. Sersemleştim, düşünemiyorum. Kafamın içi dağınık bir oda… Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemiyorum. Kumarda ütülmesi benim uğursuzluğum oluyor. İşinin rast gitmemesi benim suçum! Ben sanki onun kum torbasıyım… Kapıyı geç açsam dayak, hemen açsam suç, gülsem suç, ağlasam suç. Beni kimsesiz buldu ya ondan… Annem her gördüğünde beni suçluyor.  .mını aldın gittin, oh olsun sana diyor… Üvey baba benim şiddet görmemden memnun. Kimse beni savunmuyor… Orhan da meydanı boş buldu, beni öldürecek… En iyisi daha fazla acı çekmeden kendimi öldüreyim!..”

Kamile Yılmaz; Burdur-Çavdır-Karaköy’de doğdu. Yirmi dokuz yıl öğretmenlik yaptı. Beş yıl amatör bir tiyatroda oynadı. Toplam üç buçuk yıl üç değişik özel radyoda program yaptı. ANSAN başkanlığı yaptı. Yayımlanan kitapları; Serçeler Göçmez, Gülüşü Güzel Kız, Devedikeni, Burçak Tarlası, Su Gölgesi, Karaköy, Halkın Doktoru, Kara Duman, Ubuntu Çocukları, Yaralı Kırlangıç, Avcılar ve Ubuntu Çocukları, Mor Cepkenli Kadın, “Kara Duman” kitabıyla; “Deniz Gezmiş Onur Ödülü” aldı. Gülten Akın Mektup Yarışması’nda, mektubu kitaba katılma hakkı kazandı. KYD (Kadın Yazarlar Derneği) ortak kitaplarında öyküleri yayımlandı.

Öyküleri; Evrensel Kültür, Akdeniz Edebiyat, F Dergi, Kar, Her Şeye Karşın, Dünyanın Öyküsü, Edebiyat Nöbeti, Mersin Sanat Edebiyat ve Lacivert dergilerinde yayımlandı.

Yedi buçuk yıl Ekspres Gazetesi ve Sırtçantam dergisinde yazdı. Hâlâ dergi ve gazetelerde yazmayı sürdürüyor. 1993’ten beri kadın hareketinin içinde. Kadın Danışma Dayanışma Derneği, Kadın Yazarlar Derneği, ANSAN, ve P.E.N üyesidir.