30 Mart 2014 günü yapılacak yerel seçimler için aday belirleme CHP’de parti içi demokrasinin çalıştırılmayacağını, partiye yöneten organların “ bir ileri bir geri siyaseti” izlediklerini ortaya koydu.
2014 yılının Ocak ayı içinde CHP genel merkezine geldiğimde 2 bin kişiyi aşkın bir kalabalık CHP genel merkezinin önünde pankartları açmışlar davul zurna eşliğinde protesto gösterileri yapıyorlardı.
İşin aslını öğrendik ki; CHP genel merkezinde kurulan 5 kişilik komisyon Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden Macit Özkan’ı aday göstermişti.
Parti tabanı Özkan’a direniyordu.
Önlerine ön seçim sandığının konulmasını istiyorlardı.
Kılıçdaroğlu ile görüşmeden gitmeyeceklerini söylüyorlardı.
Öğleden sonra CHP genel merkez salonunda Kılıçdaroğlu ile görüştüler.
Umutlanmışlardı.
Mersine geri döndüler.
Sonuç ne oldu?
Macit Özkan tüm tepkilere karşın yeniden aday ilan edildi.
Kırklareli’nde ne oldu?
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek aday tespitlerine tepki olarak partisinden istifa ettiğini açıkladı!
Aynı gün CHP Tekirdağ ve Kırklareli Başkanları istifa ederek, DSP’ye geçeceklerini açıkladılar!
İzmir’de CHP tabanı kaynıyordu.
İzmir Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, CHP’den istifa etti!
Antalya’da CHP İl Merkezi basıldı.
Ankara’da Melih Gökçek’in AKP’den belediye başkanı seçilmesine neden olduğu ileri sürülen Doğan Taşdelen’in oğlu Alper Taşdelen Çankaya’dan aday ilan edilince genel merkez işgal edilmek istendi!
Protestolar 11 Şubat 2014 günü CHP Meclis Grubu’na dayandı.
Kemal Kılıçdaroğlu kürsüdeyken protesto yapanları kürsüyü yumruklayıp; “Atın şunu dışarı!” demesiyle son buldu.
Bu siyaset CHP’den uygulanan “bir ileri bir geri” politikasından kaynaklanıyordu.
Böyle siyasete ne denir?
Deyim yerindeyse; “Gerekirse odunu bile aday gösteririm!” anlayışı!
Genel Merkez’in basılmak istenmesine genel merkez yöneticileri neden oluyordu.
İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük kentlerde CHP kaynıyordu.
Çantada keklik Konak Belediye Başkan adaylığına İzmir eski Baro Başkanı Sema Pekdaş’ın aday gösterilmesi örgütü çileden çıkarmıştı!
Sema Pekdaş’ın avukatların türban takması konusunda “Evet kadın avukatlar türban takmasın, ama Atatürk ve Türk Bayrağı rozeti de olmasın” dediği ileri sürülüyordu…
Kavga alevleniyordu!
İstanbul için de CHP Genel Merkez yöneticileri kapışıyordu!
Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy için...
Çünkü bu üç ilçede CHP açık ara öndeydi.
Kavganın nedeni, “Senin değil benim adayım olsun” ya da “Hayır, seninki değil benim adayım olacak” hırsından kaynaklanıyordu.
Bunca hırs, “rant paylaşımını” mı işaret ediyordu?
İstanbul’da Sultanbeyli ilçesi için kavga neden yoktu? Ümraniye, Eyüp, Bağcılar, Kâğıthane için birbirlerine neden rest çekmiyorlardı? (Sürecek)