AKP’nin Kızılcahamam’daki kampında ekonomi yönetimine dair yaptığı sunumda “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati sonuna kadar haklıdır!
Çarklar dönüyor, zengin daha zengin olurken ücretle çalışan kesim ve emekliler büyük ölçüde hak kaybına uğruyor, açlık seviyesinin bile altında bir ücrete çalışmaya mecbur bırakılıyor ve yoksulluğa mahkûm ediliyor.
AKP Genel Başkanı Erdoğan ise “ücretlilerin gelirlerindeki azalışı telafi edecek çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede Temmuz ayında enflasyon farkları ile Ocak ayında ücretlerdeki yeni düzenlemelerle milletimizin her kesimini daha da rahatlatacağız. Enflasyonun geçtiğimiz aralık ve ocak gerçekleşmeleri ile sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat, Mart aylarından itibaren artık bu sorunları da önemli ölçüde geride bırakmış olacağız” diyor. Erdoğan’ın gerçek rakamlardan haberi var mı bilmiyorum, çünkü mayıs ayı başında yaptığı bir konuşmada “Asgari ücrette yılbaşından yüzde 50’nin üzerinde artış yaptık. Tüm çalışanların maaşlarının asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergilerini kaldırdık. Bir başka ifadeyle devlet olarak çalışanlarımıza destek olmak için kendi gelirlerimizden vazgeçtik. Son 20 yılda asgari ücreti rakam olarak 23 kat, reel olarak da 1,5 kat arttırmış olmamız elbette önemlidir ama emekçilerimizin çok daha fazlasını hak ettikleri de bir gerçektir.” Demişti. Erdoğan’ın hesabı neye göre yaptığını bilmiyorum, muhtemelen dolar ya da enflasyon verilerini kullanmış olabilir, lakin ben size farklı bir hesap sunayım malum ben hep “benim kutup yıldızım altındır” derim, çünkü özellikle uzun zaman dilimlerindeki fiyat ya da değer karşılaştırmalarında kullanılabilecek en uygun araç altın fiyatlarıdır. Dolar ya da euro gibi kâğıt paraların da Türk lirası kadar vahim oranda olmasa da enflasyondan etkilendiklerini ve uzun dönemli hesaplamalarda eğer bu para birimleri kullanılacaksa bile enflasyon etkisinden arındırılmaları gerektiğini biliyoruz. Altın ise enflasyondan en az etkilenen parasal ölçü birimidir, bu yüzden AKP iktidarının kurulduğu 2002 yılı ile günümüz arasında net asgari ücretin değişimini altın cinsinden karşılaştırdım, sonuç şöyle: 31 Aralık 2002 tarihinde AKP iktidarı tarafından açıklanan ve 1 Ocak itibari ile yürürlüğe giren net asgari ücret 225.999.000 TL o tarihte gram altın fiyatı ise 18.069.391 TL yani asgari ücretin altın karşılığı 12,50 Gr. Bu gün gram altın bin lira civarında olduğuna göre asgari ücret ancak 12 bin 500 lira seviyesinde olsaydı enflasyon karşısında bir kayba uğratılmamış diyebilirdik. Oysa asgari ücret sadece 4 bin 253 lira yani 4,2 gram altına düşmüş, neredeyse üçte birine gerilemiş. İşte bu AKP tarafından yaratılan ve ücretlileri yoksullaştıran politikaların temel göstergesidir. Bu hesabın doğru olduğunu Türk-İş tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları ile kıyaslayarak da görmekteyiz. Bugün Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altındadır ve 20 bin liraya dayanmış bulunan yoksulluk sınırının dörtte biri kadardır. Bu yüzden kimse 12 bin lira asgari ücret olur mu falan diye itiraz etmesin, asgari ücreti 12 bin 500 liraya çıkardığımız zaman ancak açlık sınırının üstüne çıkmış, yoksulluk sınırının ise yarısına ulaşmış oluyoruz. Dolar bazında karşılaştırma ise aynı dönemde diğer ülkeler ile kıyaslamak için uygun bir yol olabilir bu noktada Türkiye’de net asgari ücret 240 dolar seviyesine gerilemiş bulunmaktadır, bu saatte 1,3 dolara karşılık gelmektedir ki dünyadaki en düşük ücretlerden biridir. Türkiye’deki bir diğer vahim gelişme ise asgari ücretin ortalama ücret haline gelmiş olmasıdır. Bu gün Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücret ya da asgari ücretin çok az üstünde bir ücret karşılığında çalışmaktadır. Kamuda bile asgari ücretin altında çalıştırılan personel bulunmakta olduğunu da unutmayalım. Üstelik bütün bu düşük ücret seviyesine rağmen gene de ihracat ithalat kadar hızlı artmamaktadır. Yoksulluk dalga dalga ülkemizi kaplıyor insanlarımızı eziyor ve sanırım bu iktidardan kurtulmadan yokluktan yoksulluktan kurtulmak mümkün olmayacak…