Pazar günü oturdum koltuğuma, bir taraftan çayımı yudumluyor, diğer taraftan da gazetelerimi okuyorum. İçimden de, iç karartacak haberler olmasa, diye geçiriyorum. İnsan, Pazar günü bari, ağzının tadı bozulmasın istiyor.
İzmir’in 126 yıllık gazetesi Yeni Asır’dan başladım okumaya. Manşet hoşuma gitti. ‘’HELAL OLSUN SİZE’’ diyordu. Demekki güzel bir haberdi. Fethiye’de Hüseyin Duman isminde bir çiftçinin hamile keçisini kapısının önünde parçalayan pitbulla ilgiliydi. Hemen,bu haberin neresi güzel, diyeceksiniz.
Haklısınız ama , bekleyin biraz. Haberin başı üzücü fakat sonu güzel.Çiftci, ailesiyle birlikte köpeğin üzerine su dökerek, keçiyi bırakmasını sağladı.Ancak zavallı keçi kanlar içinde inliyordu. Tedavi etmeye çalışdılar, olmadı. Keçinin ele avuca alınacak hali yokdu. Çiftci hemen veterinere koştu. Birinci ve ikinci veteriner, keçinin tedavisinin imkânsız olduğunu, mezbahaya götürüp kestirmesini önerdi. Hüseyin Duman vazgeçmedi,tavsiye edilen üçüncü Veteriner Osman Kara’ya götürdü. Bu veteriner 6 saatlik operasyondan sonra keçiyi de karnındaki yavruyu da kurtardı.Bir anda ortalık düğün yerine döndü.Karı – koca, çoluk çocuk neşe içinde birbirlerine sarıldı. Biricik keçileri kurtulmuştu.
Keçi keçiliğini yapıp hayatta kalmak için inat etmişti.Eh veteriner de ondan daha az inatçı değildi. O da keçiyi kurtarmak için inat etti. Çiftci için zaten söylemeye hacet yok. Nihayet hepsi de mutlu sona ulaştılar. Şimdi herkes keçinin iyileşip yavrusunu sağ salim doğurması için gün sayıyor. İnşallah o günleri de görürler.
Aslında keçinin bir özelliği yoktu. En büyük özelliği anne olmasıydı. Çiftci, keçisi anne olmasaydı bu kadar gayret gösterir miydi ? bilinmez. Ancak hayvan da olsa , anne olmak büyük bir özellik . Keçinin can taşıması 0nun hayatına saygıyı hakediyor ; ondan da öte anne olması, bu hakkı ona bin defa veriyor.
Sanırım olayın sonu sizleri de mutlu etti. Dilerseniz şimdi duygulu bir aşk hikayesine geçelim. Hem de yaşanmış bir aşk hikayesi.
ÇEŞME’DE AŞK KULESİ YENİDEN YAPILIYOR
Türkiye’nin ilk ‘’Aşk Festivali’’ne hazırlanan Çeşme’de , sağır ve dilsiz Nezir Kaya’nın Sakız Adası’ndaki sevgilisi Tinika’yla aşk hikayesini Çeşme’de bilmeyen yoktur.Konu açılınca sıcak bir duygu sarar gönülleri. Zavallı Nezir, ne çileler çekmiş. Casus zannedilip zindanlara mı atılmamış, işgenceler mi yapılmamış. Ama hiçbirisi de Nezir’i yıldırmamış.
FİLİMLERE KONU OLDU
Türk-Yunan-Bulgar ortak yapımında Mehmet Ali Alabora’nın Katerine Moutsatsos’la birlikte çevirdiği ‘’KAYIKÇI’’ filmiyle de ölümsüzleştirilen aşk,Nezir’e 14.5 metrelik kule yaptırmış.İnşaattan hiç anlamayan Nezir, Çeşme’den Sakız Adası’ndaki sevgilisini görebilmek için bir kule yapıp, en üstüne çıkmış ve bıkmadan usanmadan Tinika’sını bekler olmuş . Çeşme’den Sakız’daki sevgilisini görebildiğini sanmıyorum. Ancak, zihnine nakşettiği hayali hep onunlaymış.Nezir öldükten sonra kule yıkılmış. Şimdi Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, bu kuleyi yeniden yaptırıp, yaşatmak istiyor bu aşk hikayesini.
KULENİN DIŞI BİTTİ
Kulenin son haliyle ilgili olarak gazete sütunlarından Çeşme Belediye Başkanı M.Ekrem Oran’ı dinleyelim:
‘’Nezir’in anısına Türkiye’nin ilk aşk festivalini gerçekleştiriyoruz ve hikayesini yaşatmak için, kuleyi yeniden inşa etmek istedik. Türkiye’nin dörtbir yanından gelen vatandaşların da ziyaret edebileceği, Nezir’in anısını yaşatabileceğimiz kuleyi çok yakında tamamlayarak, yeniden hayata kazandıracağız. 18 metrekare, 14.5 metre yüksekliğindeki betonarme bina, özel yerel Dalyan köy taşlarından, orjinaline uygun, taş döşeme yapılarak inşa edildi.Dışını tamamladık.’’
Şimdi siz Nezir’le Tinika’nın aşk hikayelerini de merak edersiniz ama bedevacılık yok. Onu da siz araştırın.Bulabilirseniz ‘’Kayıkcı’’ filmini izleyin.
Çeşme Aşk Festivali’nde de gösterirler belki…